Bir Fahişenin Anıları

...

Onun itildiği derin duyguların arasında gözlerinin pa rıldadığını, yanaklarının kızardığını memnuniyetle gördük. Hayvani hislerini tatmin arzusu çocuğun aptal çehresinde kendini göstermeye başlamıştı. Fakat yine de sahnenin ye niliğinden ne tarafa bakacağımı, ne yapacağını şaşırmış bir haldeydi. Fakat uysal ve pasif olarak ağzı yarım açık karşı mizda sirup duruyordu. Sanki benim kendisini daha da ateşlendirmemi bekler gibi bir hali vardı. O sırada çiçek sepetini elinden düşürdü. Dökülen çiçekleri Louisa hemen topladı ve tekrar sepete dizdi.

Şimdi çocuğu açık açık okşamaya başlamıştım. Elimde kalçalarını hissettim. Düz ve mükemmeldi. Nasıl zencilerin derisinin siyahlığından dişleri olduğundan daha beyaz go rünürse, çocuğun teni de pejmürde ve kirli elbisesinin ara sından öylesine lekesiz ve beyaz olarak gözümüzü alıyordu.

Her ne kadar anlayış ve hareket tarzı bakımlarından zayıf kalmışsa da delikanlı, vücut katlan bakımından ve erkeklik özellikleri yönünden hayli zengin sayılırdı. Elim tabiatın o hassas bitkisine ulaştığında onu orada oynar bul- du. Tuttuğum uzuv elimde gittikçe şişiyor ve büyüyordu. Yırtacağı yerlere girmek için fazlasıyla gelişmiş olduğunu memnuniyetle hissettim. Bir yırtık pantolon ile onun dört- te birini bile kapamaya yetmeyen kirli külot çıktığında onu bütün mağrurluğu ile dik olarak karşımızda bulduk.

Çocuğun tipine göre olağanüstü ufaklıkta bir şey bekle diğimizden boyu bize çok korkunç gözükmüştü. Beni bile hayrete düşüren bir şekli vardı. Büyük başı uzunluk ve ge nişlik bakımından normal bir koyunun yüreği kadar vadi... Buna dayanarak gövdesinin görünüşünü tahmin edersi niz. Boyu da hayret verici idi. Buna bitişik hazine torbast ise insanın metrelerce öteden ilgisini çekecek özelliklere