1. Bölüm: Tarifsiz Kahvaltı Sofrası

58 12 72
                                    

   "Burası Bitmezçember değil!"

   "Ve sen de eski Ege değilsin delikanlı." dedi tanıdık ses. 

   "Korkut amca?"

   Bir kâbustan uyanırcasına doğrulmaya çalıştım. Ama kaslarım yeniden doğmuşçasına yumuşak ya da upuzun yıllar kullanmadığımı hissettiren güçsüzlükteydi. Başımın midemi yerinden sökecek kadar dönmesi ise ikinci olasılığı güçlendiriyordu. Göz kapaklarımı sıktım, fayda etmedi. Hiçbir detayı mantık çerçevesine sığdıramamak şok etkisini katlarken midemi tutamamama yol açtı. Midemde hiçbir şey yoktu, ama...

   Öğğğğğğk...

  Yummaktan vazgeçmediğim gözlerim yerini sezgilerime bırakmış olmalıydı: Korkut amcanın hemen yanımda durduğunu algıladığım bir kovayı önüme getirdiğini hissetmiş, vereceğim tepkileri ustalıkla öngördüğünü soğukkanlı manevrasından sezmiştim. Ağzımdan çıkan az miktarda safradan ibaret olsa da bir dakika içinde kendime gelmiştim. Elimi önce bana ait olmadığını fark ettiğim kıyafetime, ardından çift kişilik olduğunu çıkardığım yatağa uzattım. Hayır... hayır!

   "De-defterim..."

   "Ah! Genç adam..." dedi Korkut amca, "defterin emin ellerde, içini rahat tut." Boynunu bükmüştü, ancak dudak kıvrımında gizlediği muzip tebessüme niçin odaklandığımı bilemezken kendime gelmeye başladığıma tanık olmuştum.

   "Nerede?" Dirseğimle kendimi doğrultmak için çabalıyordum. Korkut amca bu kez yardım etmedi; kanatlanması için yavrusunu yüksekten atan bir kuştan halliceydi. Nitekim doğrulabilmiştim. 

   "Vazifeli..." dedi karşımdaki iskemleye tekrar oturmak yerine odada ağır ağır yürümeyi tercih ederek, "ruhsal ailenle birlikte dördüncü basamağı da tırmanmayı başardınız. Çemberinizi tamamladınız!"

   "Ben... bir şey yap..." 

   "Son adımda gözlemci kaldığın için vazifende eksik hissediyorsun, anlıyorum." diye araya girdi Korkut amca, "Her şey çok hızlı gelişti. Kendine henüz geldin; yaşadıklarını muhakeme etme fırsatın bile olmadı. Sadece suskunluğunun ve karanlığının farkındasın, hepsi bu."

   "Haklısın, ama..."

   "Her şeyden önce tek bir ruh ve beden olduğunuzu; bu vazifede ölümün bile size yardımcı olduğunu gör, Ege." diye hızla karşıladı Korkut amca, "Olması gerektiği gibi sonlandı. Hatırlayacaksın, tüm görüntüler netleşecek ve Bitmezçember serüveninden çıkardığın tüm dersleri sindireceksin. Yeniden doğdun. Kendine zaman tanı lütfen."

   O sırada kapı açıldı. Gelen Kader teyzeydi:

   "Defteri mi söyledi çocukları mı?"

   Ona garipsediğimi hissettirecek bir bakış atarken Korkut amca karşıladı, "Defteri Hanım, defteri... sen kazandın."

   Kader teyze zafer kazanmış bir edayla yanıtladı, "Bir hafta boyunca Netflix'te istediğim diziyi izleyeceğiz. Çok yaşa yavrum, beni yanıltmadın."

   Ne? Çağa ayak uyduran eski topraklar... üstüne üstlük benim üzerime kurulu bir iddia sonucu... 

   "Te... teşekkürler ama... niçin Kader teyze?"

   "Bey ilk önce Pınar'a sesleneceğini savundu. Bense defteri..."

   "Neden bu kadar emindin Kader teyze?"

   "Çünkü yavrum, onlardan birinin kılına zarar gelseydi, bunu paralel evrende olsan bile hissederdin. Birbirinize o kadar sıkı bağlısınız."

Korku Tutkunları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin