7. Bölüm: Ouija ve Not Şoku

35 9 77
                                    

   Orbey dede, çalışmanın yapıldığı alandan yol ayrımına doğru ilerlememiz için yöneldi:

   "Burası pek yakında çocuk kahkahalarıyla yankılanacak. İşittiğiniz üzere, şu vakit epey gürültü var. Gelesiniz."

   "Gelelim, sevgili Orbey dedeciğim, gelelim..." diye başını salladı Serhat, Orbey dedeyi takip ederek. Homurtularını sürdürüyordu. Anlaşılan o ki, Orbey dedenin sıklıkla uyguladığı sabır sınavına takati kalmamıştı. 

   Yol ayrımına vardığımızda gürültü epey azalmıştı. Ama Orbey dedenin durmaya niyeti yoktu. Yokuşun diğer kısmına, yüzleştiğimiz bölgeye doğru ivmelendi. 

   "Gâvur rolüne bürünmüş yaşlı kadın..." diye söze girdi Orbey dede, "onu iyi okuyun. Size etkisi Beyefendi'den daha fazla olacak zira."

   "Haklısınız, bize etkisi Beyefendi'den bile fazla. Lakin buna binaen," dedi Serhat, "sandığı açtıkları sırada tüm okların bana gir... öhöm, saplanacağını nereden bilebilirdim? Hep o gudubet kadından! Ama bu nasıl oldu?"

   "Hakikatten kopmadığınız apaçık, bilesiniz." dedi Orbey dede, Hasan amca hızlanıp gözden kaybolurken açıklamasını sürdürerek, "Korkut ve Kader'in uyarılarında bir mübalağa yok evlat. Sandığın açılmasıyla gelen değişim, dünün ölümü, bugünün doğumu oldu. 

   Madalyonun aydınlık yüzü karanlık, karanlık yüzü aydınlık artık."

   "Kadim mücadelemizi yaşadığımız bu bölgenin enerjisi yok mu oldu?" dedim.

   "Dönüştü, evlat." dedi Orbey dede, "Bu toprakların enerjisinin ne denli yüksek olduğunu biliyordunuz, unuttunuz. Bilmeniz gerekmiyordu zira... pek tabii muhakeme etmeniz güçleşiyor."

   "Başta da bilebilirdik. Yeni bir perspektif kazanabilirdik" dedi Yağmur.

   "Doğru zamanda kazanıyorsunuz, kızım." dedi Orbey dede.

   "Sanırım anladım." dedi Toprak, "Odak noktamız Bitmezçember olmalıydı. Dört basamaklı merdiveni geçmeden yeni kapıdan giremezdik. Buna izin verilmedi."

   "Bu izni kendinize siz vermediniz evlat." dedi Orbey dede.

   "Öyle ki." dedi Pınar, "Kendi bozgunumuzu zafere dönüştürmek adına ektiğimiz tohumları ancak bu dört basamakta filizlendirebilirdik. Korkut amca, Kader teyze, Orbey dede, hatta Hasan amca bize yardımcı olmaktan başka bir şey yapmadı. Vazifeliler vazifelileri kolladı."

   "Sürekli bu konuyu temcit pilavı gibi tekrarlarken, her seferinde nasıl farklı bir bakış açısı kazanıyoruz?" dedi Melodi. Açıklaması, bende sonuna kadar gerinen bir yaydan çıkan ok etkisi yaratmıştı. 

   "Bazı kitaplar vardır. Yüz sayfayı geçmez, ama her okuduğunda farklı his verir." diye açıkladı Yağmur, "Verilen her ara deneyimleri sindirmemizi sağlar. Yaşadığımız serüven de bu kitaplardan hallice." 

   "Doğru, ama Bitmezçember laneti bende şişkinlik yaptı." dedi Serhat.

   "Sabır... az kaldı." dedi Orbey dede dümdüz ilerlerken bana meyillenerek, "Ege, hayal kırıklığına uğramadın, değil mi evlat?"

   Orbey dede beni tek soruyla sendeletti. 

   "Hayır, ama şaşırdım. Böyle bir düşünceniz mi var?"

   "Yok, evlat. Ne hissettiğini pekâlâ biliyorum." dedi Orbey dede, "Yalnızca bu sefer sana ve defterine çok yük düşeceğini bil diye söyledim."

   "Korkut amca ve Kader teyzenin uyarısına değiniyorsunuz yani, öyle mi?"

   "Muvaffakiyetle idrak ettin." dedi Orbey dede, adımları arası mesafeyi artırırken, "Yüzleştiğiniz odaya gidiyoruz."

Korku Tutkunları 2Where stories live. Discover now