10. Bölüm: Her Şeyi Değiştiren Temas

28 5 86
                                    

  "Sen... nasıl... Pınar?"

   Yağmur'un dudakları tamamen uyuşuktu. Pek tabii yalnız değildi; Pınar şakaklarını avuç içleri ile bastırıyor, Toprak ise yuvalarından çıkmaya hazır gözlerini Pınar ile Yağmur'a sırayla çeviriyordu. Serhat ok gibi fırlayıp soluğu mutfakta almıştı bile. 

   Ve ben... az önce yaşadığımız ve kaynağını açıklayamadığımız paranormal aktivitelerden bile ürpertici farkındalığı sindiremiyordum. Birbirine kusursuzca bağlı, geçmiş ve geleceği şimdide eriten olay örgüsü geçmiş yaşamlarımız tarafımızdan biliniyor, planlanıyordu. Bizlerse habersiz bir şekilde olmamız gereken noktadaydık. Bana en ürkünç gelen durum ise bu gerçeği defalarca kez deneyimlememize rağmen hiçbir makasın kesemeyeceği, görünmez iplerin her birimizi artan farkındalığımız ile daha çok sıkmasıydı.

   "Bitmezçember'de hatırlamalar yaşadık." dedim hırıltıyla.

   "Ve buna rağmen hatırlamıyorum." dedi Pınar, "Ama gerçek şu ki, büyük kasaba uyanışı ile Korkut amcaların ve Orbey dedenin açıklamalarında tüm oklar bu notu gösterdi."

   "Şaşkınlığımız tam da buna olmalı." diye destekledi Toprak, "Algıladığımızı sanıyoruz, ama her seferinde tekinsiz şeylerin kurbanı oluyoruz. Ama bunu yapan da biziz."

   "Korkunuzu baskılamayın." Pınar nottaki sözü tekrar vurguladı, "Korkunuzu baskılamayın! Bu hâlde, bilmediğimiz o şeyle nasıl yüzleşeceğiz?"

   "Benim sıram." dedim, bir kulağım Serhat'ın evi hoplatan adımlarına odaklıyken, "Ouija tahtasını yanımıza alacağız. Ama şim..."

   DAN DAN DAN DAN!   

   "AAAAAAAAAAAAAAAAA!"

   Serhat, kolunun arasına sıkıştırdığı Ouija tahtası ile tüm odanın ödünü patlatmıştı. Ürkek kaşları yüzündeki anlamsız zafer edasına çatı olurken yedi yaşında bir çocuk gibi görünüyordu. 

   "Ne? Yine mi?" diye çığlık attı Yağmur.

   Serhat kaşlarını dağılmış saçına değdirecek kadar kaldırdı, "I ıh... gelmedi."

   "O zaman ne böğürüyorsun lan, ruh hastası!" diye topuğunu yere vurdu Toprak, "Ruhum bedenimden çıktı, o nasıl koşma, manyak!"

   "Gerçekten saçmaladın Serhat, amacın neydi ki?" dedi Pınar.

   "Sen demedin mi, tabladan uzaklaşmayın diye?" dedi Serhat, "Ege'nin işi. Eve girdiği gibi evin en ucuna koydu."

   "Bu ödlek hâlinle nasıl girdin oraya? Acelesi yoktu ki." dedi Yağmur.

   "Beni artık hiçbir güç oraya getiremez. Notun şokuyla kendimi bir anda mutfakta buldum. Bir gözüm sizdeydi, volta atıyordum. Kafamı toparlayıp dünle bugünü bağlamaya çalışıyordum. Sonra Ouija tahtasını yanımızda tutmak için deli cesareti geldi. Ne ara kilere girdim, ne ara alıp kaçtım, hatırlamıyorum."

   "Ben çok iyi hatırlıyorum." dedim, "Apartmanı ayağa kaldırdın. Ama olsun, güneş saçlı tanrıçanın ikazının ne anlamda olduğunu sorgulamadan işimizi garantiye aldık. Umarım bu cesareti daha soğukkanlı şekilde gösterirsin. Daha doğrusu, gösteririz..."

Korku Tutkunları 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin