10-

123 14 16
                                    

Jisoo

Okula gelmiş rose'yi arıyordum. Normalde erkenden gelen kız şimdi ortalıkta yoktu. Spor odasına gittiğimde rose'yi yerde ağlarken gördüm. Sanırım yine okulun oruspuları sataşmıştı. Yanına gidip yere oturdum. Beni hâlâ fark etmemişti. Ona kollarımı sardığımda bana şaşırarak bakmış sonra o da sarılmıştı.

"İyi misin?" Kafasını sallayıp göz yaşlarını sildi. Ne istiyorlardı şu masum kızdan ya anlamıyorum cidden.

"Gel rose dışarı çıkalım."dedim ve ayağa kalktım. Elimi ona uzattığımda başta elime bakıp biraz durdu ama sonra elimi tutup kalktı.

Tam çıkıcakken içeri bir çocuk girmişti. Rose'ye şaşkınca bakarken konuştu.

"Rose iyi misin?" Rose başta tanımamış olucak ki duraksadı ama sonra gülümseyip başını salladı.

"Evet. Sen o günkü çocuk değil misin? İsmin neydi?"

"Evet onlardan biri benim. İsmim Hoseok."

"Hatırladım Hoseok. Arkadaşların nerede?"

"Yukarıda gelmek ister misin?"

"Aa arkadaşım şuan yanımda belki daha sonra."

"Arkadaşında gelsin. Sorun olmaz."
Dönüp bana baktığında aslında fena olmaz diye düşündüm. Hem belki gerçek arkadaşlar bulurdum. Kafamı sallamış ve onay vermiştim.

"Olur. Gidelim." Hoseok onayı alır almaz önden gidip bize yolu gösterdi. Bir sınıfa gidiğimizde bir sırada toplanmış bir grup gördüm. Hepsi erkekti. Biraz ürkmedim değil. Hoseok yanlarına gittikten sonra yanlarına oturmuştu.

"Gelin ve yanımıza oturun. Arkadaşlar rose'yi tanıyorsunuz zaten. Bu da-

Lafını kesip konuştum.

"Jisoo."

"Jisoo." Diye tekrar etmişti. Gidip bir sıraya oturduğumuzda hepsinin bakışı bizi bulmuştu.

"Ya bakmasınıza öyle. Sanki uzaylımısız gibi." Söylediğim şey ile hepsi gülmeye başladılar. Bende hafif güldüm.

"Vay vayyy burada kimler varmış."
Arkadan gelen ses ile bakışlarımız oraya döndüğünde san, Jay, yugyeom, Lisa, hwasa, irene, Wooyoung ve junwon duruyordu.

Hoseok

Arkamı döndüğümde yugyeom ve bir kaç kişininde bize doğru geldiğini gördüm. Yanımazda durduklarında onlara boş bir şekilde bakıyorduk.

"Hayırdır?" dedi jimin. Harbi hee ne istiyorlar bunlar yine.

"Yaa sakin. Grup şekilde takılınca bizde katılmya geldik sadece. Hem jisoo ve Minho bizi tanıyor. Ben san bu arada." İsminin san olduğu çocuğun konuşması ile başımı ilk minho'ya oradan da jisoo ya doğru döndürdüm.

"Yaa bakın cidden niyetimiz arkadaş olmak. Neden dövcekmişsiniz gibi bakıyorsunuz." San tekrar konuştuğunda bakışlarım yine ona döndü.

"İyi oturun. Tanışalım. Hem Minho sizi tanıyormuş. Niyetiniz kötü değildir herhalde." San ve diğerlerini bilemem ama yugyeom pek iyi niyetli ye benzemiyor. Bana başta sataşması felan. Onunla hiç güzel tanışmamıştık. Umarım niyeti iyidir. Herkes bir yerlere oturduğunda yugyeom benim yanıma oturmuştu. Tanrım.. cidden neden yanıma otururdu ki. Gerçi başka yer yoktu.

"Ben san. Minho ile yeni tanıştım. Sizi de yanında görünce gelmek istedik. Bu sevgilim wooyoung. Vee evet gayim." Dediği şeye fazla şaşırmamıştım. Sonuçta kaçıncı yüzyıl da yaşıyorduk. Bir zahmet saygı dusunlar artık ama bazı çobanlar hâlâ aynı.

"Ben Jay. San ile 2 yıldır arkadaşım. Umarım iyi anlaşırız. Ve junwon sevgilim. Bende gayım yani." Oha hepsi gay mı? Bir, iki tane beklerdim de üç ve dört kişi de bir grupta beklemezdim. Ama junwon gözüme çok tatlı gelmişti.

"Ben de hwasa.Dans kursunun kaptanıyım. Memnun oldum."dedi gülümseyerek.

"Bende Lisa. Jisoo ile tanışıyoruz zaten şu iğrenç kızların yanında zorla bir şekilde dolaşan kızlardan biriyim işte."dedi. Jisoo da mı böyleydi acaba. Cidden dünya çok dkötü bir hale geldi.

"Ben wooyoung basketbol takımının kaptanı ve okulun herkesin tanıdığı ama kimseyi tanımayan çocuk işte. Anlaşıcağımıza inanıyorum." Dedi. Vayy basketbol takımının kaptanı demek haa çok havalııı.

"Ben junwon. Okul birincisiyim. Ve dınıf başkanıyım. Dedi. Aaa yanaklarını sıkasım var bunlar çok tatlıydı yaa.

"Ben Irene. Sizinle çok eğleniceğimize inanıyorummm. Bende okul öğrenci temsilcisiyim." Ne bunların hepsi neden bu kadar ünlüler. Vay be kıskandım cidden.

"Ben yugyeom. İkinci okul temsilcisiyim. Umarım iyi anlaşırız." İyi anlaşırızı kulağıma doğru yaklaşıp söylemişti ve sonra üflemişti. Korkmadım değil. Ya bu çocuk ne mk. Bana taktı hee.

Jisoo ayağa kalkıp karşımıza geçti.

"Beni tam tanımıyorsunuz. Bende kendimi tanıyorum o zaman. Ben jisoo. Okulun popüler kız gruplardan bir tanesinde yer alıyorum. Ama beni bu şekilde değilde normal bir kız arkadaşınız olarak g9rebilirsiniz." Sanki gösteri sonu gibi eğilip tekrar yerine oturdu.

"Bizde kendimizi tanıtalım o halde. Ben hyunjin. Sadece insanım." Dediği şey ile hepimiz gülmüştük. Yugyeom gülerken bile bana bakıp beni izliyordu.

"Ben jungkook. Hyunjin'inkinden." Dedi. Her zaman ki gibi fazla konuşmamıştı. Ama bu sadece yabancılara karşı bir şey. Yani onu anlıyorum. Bende biraz böyleyim.

"Ben de Minho. Temastan hiç hoşlanmayan biriyim."dedi. Umarım bu şeyini yenebilir. Cidden birine sarılamamak çok kötü bir şey. Ben asla öyle duramazdım. Kim bilir ne sıkıntıları vardı.

"Bende jimin. Sıradan hayatı olan sıradan bir kızım mucize biğirrr."

Söylediği şey ile kahkaha atmıştım. Çok iyi yaa. Ee kimin arkadaşı. Bana çekicek tabiiii.

"Bende Hoseok. Pozitif bir Hoseok. Umudunuz olmaya geliyorummm."
Dedim ve güldüm. Onlarda gülmüştü. Yugyeom biraz daha yaklaşıp konuştu.

"Seni bekliyor olacağım." O benden uzaklaşıp diğerleri ile konuşmaya devam ederken ben donmuş kalmıştım. Tanrım. Çok utandım şuan. Bana ne demek istedi. Ben mi aptalımda anlamıyorum.

✨✨✨✨✨✨✨

Umarım hikaye iyi gidiyordur.
Hepsini konuşturmak istiyorum ama biraz zorlanıyorum. Hikayeyi umarım beğenirsiniz. Yazdıkça yazıyorummm aşkolarımm. Neyse ben gider. Dünya kadar ödevlerim var mk. Hocalar ateş ediyor.

SAVE ME Onde as histórias ganham vida. Descobre agora