30-

65 10 8
                                    

Jungkook

Kantinde Hyunjin ile Minho'yu bekliyorduk.

Minho kantine indiğinde elimi kaldırıp yerimizi belli ettim.

"Nasıl kayboldular amk?"

"Ben ve Hyunjin lavabo'ya gittik. Onlar da kantine iniceklerdi. Ama geldiğimizde yoklardı. Kayboldular galiba?"

"Kim kayboldu?"

Arkamdan bir ses işittiğimde o tarafa doğru döndüm.

Yoongi'yi gördüğümde konuştum.

"Felix, Taehyung ve jimin kayıp. En son kantine iniyorlardı. Sen gördün mü?"

"Ben jimin'i en son Eun woo ile konuşurken gördüm. Ama sonra ortalıktan kayboldular. Aramanıza yardım edicem. Jimin'i ve diğerlerini çabuk bulursunuz böylece."

Kafamı sallayıp onayladım onu. O sırada bize doğru gelen üçlü ye çarptı gözüm. Hoseok, jisung ve yugyeom bize doğru geliyorlardı.

"Size bir şey göstermeliyiz."dedi yugyeom.

Elindeki kağıdı bana uzattı.

"Bu kağıdı sınıfta buldum jungkook. Bahsettikleri yeri biliyorum. Oraya gidelim. Birlikte."

Kafamı sallayıp nota baktım.

Ne kadar güzel arkadaşlarsınız. Canımız sıkıldı ve bizde sizinle oyun oynamak istedik. Eğer bizle oynamak isterseniz okulun yanında ki depoya gelin. Sevgili arkadaşlarım.

Bakışlarım yugyeom'a döndürüp konuştum.

"Çabuk bizi oraya götür."

"Tamam. Ama jisung ve hoseok burada kalsın. Eğer bir şey olursa yardım için. Hem orada bizi karşılayacak şeyi bilmiyoruz."

"Yugyeom haklı. Hoseok ve jisung burada kalsın."

Hyunjin'e kafa sallayıp tekrar yugyeom'a döndüm. Ona gözlerimle kapıyı gösterip ilerledim. O da arkamdan gelip hemen bana yetişti.

Okuldan çıkıp depo'ya doğru ilerlemeye başladık.

Felix

Gözlerimi açtığımda bir sandalyeye bağlanmıştım. Etrafa baktığımda taehyung ve jimin'in de benim gibi olduğunu fark ettim.

Jimin yavaş yavaş gözlerini açıp doğruldu. Kalkmaya çalışıyordu ama bağlıydı. Onun bu haline kıkırdadım. Bu halimizde bile beni gülmüştü.

Güldüğümü gören Jimin bana bakıp kaşlarını çattı.

"Ya mal. Neye gülüyorsun? Burdan kurtulmayı denesene."

"Olmuyor. Bağlıyız ve çözemeyiz ipleri. Asıl sen şuan mallık yapıyorsun ve bende buna gülüyorum."

Tam ağzını açıcakken içeri giren dört çocuk ile sustu.

"Oo uyanmışsınız güzellikler. Gerçi diğer arkadaşınız hâlâ uyanamamış. Onun bünyesi zayıf herhalde hm?"

"Seni şerefsiz? Ne istiyorsun bizden Kai? Derdin ne?"

"Benim bir deredim yok. Onu arkadaşlarıma sorucaksınız?"

Tam konuşacağım zaman içlerinden biri tae'ye doğru yaklaştı. Yüzünde iğrenç ve korkunç bir sırıtış vardı. Ellerini tae'nin çenesine atıp okşadı.

"Çek ellerini onun üstünden seni iğrenç şey."

Çocuk umursamadan sadece tae'ye bakıyordu. Jimin ise sinirle onları izliyordu. Ben hiç bir şey bilmiyordum ve ne yapmalıyım bilmiyorum.

SAVE ME Where stories live. Discover now