ON BEŞİNCİ BÖLÜM

25 3 0
                                    

Bölüm şarkısı; Counting Crows - The Ghost In You

PEMBE KARANFİLLER MEVSİMİ | ON BEŞİNCİ BÖLÜM

-

Salonun ortasına geldiğimizde karşımızda büyük bir masa vardı. Masanın bir tarafında Çiğdem ve Burak'ın oturduğunu gördüm. Rüzgar sandalyemi çektiğinde yavaşça oturdum. Rüzgar yanıma oturduktan sonra nikah memuru geldi. Kendini tanıttıktan sonra asıl konuşma başladı. "Belediyemize evlenmek istediğinizi bildirdiniz. Evlenmenizde bir engel görmedik. Şimdi değerli şahitler ve misafirler huzurunda beyan etmenizi istiyoruz. Siz Rüya Karel, Rüzgar Aksoy ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz? "

"Evet! " dedim heyecanla.

"Siz Rüzgar Aksoy, Rüya Karel ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz? " diye sordu bu sefer.

Rüzgar bana baktı ve gülümsedi. "Evet! " dedi gülümseyerek.

"Siz şahitlik ediyor musunuz? " diye sorduğunda Çiğdem de Burak da "Evet, " dediler.

Nikah memuru "Ben de belediyenin bana verdiği yetkiyle sizleri karı koca ilan ediyorum, bir ömür boyu mutluluklar. " İmzalar atıldıktan sonra ayağa kalktık. Rüzgar ellerini yüzüme yerleştirip yavaşça alnımdan öptü. Gülümsedim. Çok uzun zamandır bu anı bekliyorduk ve önümüzü bir sürü engel çıkmıştı. Nihayet başarmıştık. Buradaydık ve aile olmuştuk. Ben, Rüzgar ve bebeğimiz...

1 hafta sonra...

Sıkışmış ve bunalmış bir şekilde gözlerimi araladığımda sabah olmuştu. Muhtemelen sabahın erken saatleriydi, Rüzgar yanımda hâlâ uyuyordu. Midemin bulantısıyla hızlıca yataktan kalkıp banyoya koştum. Son birkaç gündür hep böyle uyanıyordum. Rüzgar'ı uyandırmamak için sessiz olmaya çalışıyordum.

Banyodan tekrar çıktığında Rüzgar uyanmış kapıda duruyordu. Sarılıp beni göğsüne bastırdı. "İyi misin bir tanem? " diye sordu.

Yüzümü buruşturup "Her sabah böyle uyanmaktan çok sıkıldım, " diye mırıldandım. "Doğduktan sonra bir süre ben de onu böyle uyandırsam çok mu kötü bir anne olurum? "

Rüzgar güldü, saçlarımdan öperek "Sadece intikam almış olursun, " dedi. Elini karnımın üstüne koydu. "Bebeğim, anneyi rahat mı bıraksan biraz? " Henüz bizi duymuyordu ama bence hissedebilirdi. En azından babasının sevgi dolu uyarısını anlaması için çok erken değildi diye düşünüyordum.

"En azından uyandırmak için saçma saatleri tercih etmiyor, bu performansını ilerleyen zamanlarda da görmek isterim. " dedim gülerek. Gülüyordum ama hâlâ ağzımda kötü bir tat vardı ve midem bulanmaya devam ediyordu.

Rüzgar beni birden kucağına aldığında bulantımın geçmesi için dua ediyordum. Birkaç adımda odamıza girmiştik. Beni nazikçe yatağa bıraktıktan sonra "Ben kahvaltı hazırlıyorum, sen de kahvaltı hazır olana kadar yataktan çıkmıyorsun, anlaşıldı mı? " dedi.

Gülümsedim. "Seni seviyorum, " diye mırıldandım. Bir hafta boyunca her gün kahvaltı hazırlamış, tabiri caizse bana bebek gibi bakmıştı. Bir hafta öncesine dönecek olursak sürpriz nikahtan sonra Rüzgar'ın evine gelmiştik. Bazı eşyalarım eksik olsa da çoğunluğunu burada bulmuştum, bunu Çiğdem'e borçluydum. Benden o kadar sıkılmış olmalıydı ki her şeyi hızlıca toparlamıştı... Şakası bir yana asıl sıkılanın Rüzgar olduğunu Burak'ı bir süreliğine Aliye teyzeye gönderdiğini öğrendiğimde anlamıştım. Bizimle kalsa da benim için sorun yoktu ama Rüzgar böyle tercih etmişti. Balayı adına bir şey yapamamıştık çünkü ikimizin de gitmesi gereken işi vardı. Hatta benim kahvaltıdan sonra yine hastaneye gitmem gerekiyordu.

PEMBE KARANFİLLER MEVSİMİWhere stories live. Discover now