ON ALTINCI BÖLÜM

18 4 0
                                    

Bölüm şarkısı; Dedublüman – Belki
Cem Adrian - Kül

PEMBE KARANFİLLER MEVSİMİ | 16. BÖLÜM

-

Rüzgar'dan...

Bazen bir şeylerin olacağını önceden hissedersiniz ama o kadar ihtimal vermezsiniz ki olmaması için hiçbir şey yapmazsınız. Benim en büyük salaklığım hislerimi önemsememek olmuştu. Rüya'nın yanından ayrılırken tam üç kez arkamı dönüp arkasından bakmıştım. Arabama bindikten sonra ise göğsüm sıkışmaya başlamıştı. Bunun bir babalık evhamı olduğunu düşünmüştüm çünkü doktor çok iç açıcı şeyler söylememişti. Dillerini bilmiyordum, o yüzden sorun yoksa bile benim nezdimde ihtimal vardı.

Yolda giderken torpido gözüne sıkışmış bir kağıt parçası dikkatimi çekti. Bir şeyleri bir yerlere sıkıştırmaktan nefret ederdim, düzeltmeliydim. Kırmızı ışık yandığı anda eğilip torpido gözünü açtım. Açmamla kağıdın elime düşmesi bir oldu. İkiye katlanmış kağıdı açtığımda düzgün bir el yazısıyla yazılmış bir notla karşılaştım.

Evliliğinizi kutlayamadım ama bir hediye bırakmak istedim. Sevgili eşine de bir sürprizim var, umarım iyidir.

Sevgiler,Nezih Kayalar.

Göğsümün daraldığını, kalbimin hızlandığını hissettim. Arkadaki arabanın kornaya bastığını duyduğumda hızlıca ilerleyip boş bulduğum bir kaldırım kenarına durdum. Telefonu çıkarıp Rüya'yı aradım. Ellerim titriyordu, sakin olmalıydım. Rüya telefonu açmadı. Bir kere daha aradım, açmadı. Üçüncü kez arayışımda da açmayınca arabayı çalıştırıp ilk gördüğüm kavşaktan geri döndüm.

Telefonum çaldığında derin bir nefes aldım. Telefonu açar açmaz "Rüzgar, " diye mırıldandı. Korkmuştu, sesinden anlamıştım.

"Rüya, iyi misin sen? " diye sordum. "O şerefsiz arabama not bırakmış. Hastaneye dönüyorum, bir şekilde izin alıp hastaneden çıkman gerek tamam mı? Çiğdem'e ya da Tuna'ya birine haber ver, yalnız durma hiçbir yerde. "

Rüya cevap vermedi. Telefonun ardındaki adım seslerini duyuyordum. Bir yere koşuyordu. O hastanede kimse ne olduğunun farkında değil miydi? Birkaç kez cevap verir diye seslendim ama cevap vermedi. Sonunda adım seslerinin durduğunu fark ettim. "Tuna'nın yanına geldim, " dedi nefes nefese.

"Tamam, güzelim, orada beni bekle, geliyorum. " diyerek telefonu kapattım. Tuna'nın yanındaysa güvendeydi, biliyordum. Bir süre önce Tuna'ya karşı duyduğum ön yargı azalmaya başlamıştı. Rüya ona güveniyorsa ben de güveniyordum.

Çok değil dokuz dakika içinde hastaneye gelmiştim. Arabadan inip hastaneye koştum. Bir şey vardı, içimde ağır gelen bir his. Yalan olmasını istedim. Çiğdem'in koşarak karşıdan geldiğini görünce yanına gittim. "Çiğdem, Rüya nerede? " diye sordum.

Çiğdem'in gözleri kızarmıştı. "Rüzgar, " diye mırıldandı. Gözleri dolmuştu, dudağını ısırdı. "Rüya'yı bir operasyona aldılar. Tuna da orada ama merak etme. Hiçbir şey olmayacak gerçekten, "

Dizlerim titriyordu. "Beni Rüya'ya götürür müsün? " diye sordum sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Çiğdem başını salladı. Birlikte ameliyathanelerin olduğu kata indik. Sessizdi, soğuktu. Rüya'nın da bebeğimin de sağ salim bir şekilde bu kapıdan çıkması için dua ettim. İçimden tekrarladım. İyi olacaklar.

İyi olacaklar.

İyi olacaklar.

İyi olacaklar.

PEMBE KARANFİLLER MEVSİMİWhere stories live. Discover now