6. BÖLÜM (+16)

13.2K 237 54
                                    

Şuan yaşadığım her şey o kadar garipti ki. Günler önce kaçtığım adamın ayaklarına tekrar gideceğimi söyleseler muhtemelen karnımı tuta tuta gülerdim buna. Ama malesef hayatın bize sunduklarıyla bizim aslında yaşayacağımız gerçekler aynı olamayabiliyordu.

Yanımda oturan adam tıpkı onunla karşılaştığım ilk gece ki kadar ciddi bir şekilde yanımda aracı kullanıyordu. Bense yanında öylece oturmuş yaşadığım stresten kaynaklı tırnak etlerimi yolmamak için kendimi zor tutuyordum. Bu gecenin fazlaca olaylı geçeceğinden emindim. Umarım bulduğum ilk boşlukta kaçmayı başarabilirdim.

Ben öylece düşüncelere dakmışken araç önce yavaşladı ardından durdu. Bora kısa bir süre önünde duran kalabalığı izledi. Ardından bedenini bana doğru çevirdi. Koltuğun arkasına yasladığı koluyla vücudu gözüme daha bir iri gelmişti.

"Sana hiç güvenmiyorum Mira. Ama bu durum pek de umrumda değil. Göktuğ'dan kaçtığına göre niyetin ona tekrar dönmek değil zaten. O yüzden istersen fare deliğine gir ben seni yine bulurum. Ve inan bana bulduğumda hiç karşılaşmak istemeyeceğin bir Bora'yla tanışırsın. Ne beni ne de kendini boş yere uğraştırma olur mu?"

Sözlerini tüm ciddiyetiyle söyledikten sonra benden bir cevap beklediğini belli edercesine dik bakışlarını hala üzerimde tutuyordu. Şuan onun bu saçma sapan cümlelerine karşılık verecek bir ruh hali içinde değildim malesef. O yüzden elimi kapıyı açmak için yanımda ki kola attım. Ama ben daha kapıyı bile açamadan Bora'nın eli sertçe koluma dolandı ve beni kendine doğru çekti.

"Sana bir soru sordum Mira." Sert ses tonu ve kasılan çenesiyle epey sinirli bir duruş sergiliyordu. Kaçacak olmam da korktuğunu o her ne kadar saklamak istese de vücuduna yansıyan endişesinden bile açıkça belliydi.

"Anladım Bora. Hiçbir yere kaçmak gibi bir niyetim yok. Hemde herkesin kurt olduğu bir ortamda her ne kadar kabul etmek istemesem de kuzuyum. Bir tarafta senin bir tarafta Göktuğ'un adamları varken nasıl kaçabilirim? Artık gidebilir miyiz? Bu akşamın bir an önce son bulmasını istiyorum."

Gözlerime son bir kez daha sözlerimin doğruluğundan emin olmak istercesine bakarak başını aşağı yukarı beni onaylarcasına salladı.

"Hadi o zaman." Diyerek benden önce arabadan indi. İleride duran haber muhabirlerinin bakışları bize dönse de buraya giriş izinleri olmadığı için bizim onların yanına gitmemizi beklemekten başka çareleri yoktu. Bende kapıyı yavaşça açarak araçtan indim. Yanıma yüzünde sahte bir tebessümle gelen Bora kolunu girmem için uzattı. Bir anda böyle role girmesine şaşırmıştım.

Beni Bora'nın yanında gören birçok yüz kısa bir süre sonra kendi aralarında fısıldaşmaya başlamıştı. Koluna girmem için bekleyen Bora'yı daha fazla bekletmedim ve bu isteğini uzatmadan yerine getirdim.

"Çok gergin görünüyorsun. Biraz tebessüm et." Sözlerinin ardından yeni yeni üstümde ki gerginliğin farkına varıyordum. Üzerime bir anda tonlarca yük binmiş gibi bir his gelmişti. Yine de tüm bunları kafamın içinde arka plana atarak yüzüme yalandan bir tebessüm yerleştirdim.

Mekanın girişine yaklaşan adımlarımızla kulağıma ilişen sorular daha da anlaşılır bir hal aldı.

"Bora Bey uzun zamandır yanınızda bir hanımefendi göremiyorduk. Mira hanımla sizi görmemiz bizi şaşırttı doğrusu. Bu durumdan Göktuğ beyin haberi var mı?"

"Mira hanımla bir ilişkiye mi başladınız?"

"Mira hanım sizi en son Göktuğ beyle böyle yan yana görmüştük."

Kulağımda netleşen sorular bu ve buna benzerleriydi. Her yerden gözüme patlayan flashlar, yağmur gibi üzerimize yöneltilen sorulardan kaynaklı her an bayılabilirdim.

Kayıp Pusula (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin