24. BÖLÜM

2.4K 108 17
                                    

Yeni bölüm için beğeni sınırı=90

Bol bol da satır arası yorum bekliyorum sizlerden sevgili okurlarım.🌸
_______________________________________

Bora yanımdan ayrılalı neredeyse bir saat olacaktı. İçinde bulunduğum oda benim için artık kocaman bir tımarhaneye dönüşmeye başlamışken duvarlar resmen üzerime üzerime geliyordu. Yaşadığım hayat zaten yeteri kadar sıkıntılarla doluyken üstüne bir de Bora, Kuzey ve benim aramda olan bu saçma üçlü ilişki her şeyi daha da zora sokmuştu. Uzun bir süre sonra ilk defa birine bu denli güvenmişken şimdi içimde yaşadığım bu kocaman hayal kırıklığıyla nasıl baş edilirdi bildiğim pek söylenemezdi doğrusu.

Üzerinde oturduğum yatak her ne kadar kuş tüyü misali kadar rahat olsa da kafamın içinde dönüp dolaşan düşünceler bu yatağı bile benim için çivilerle döşenmiş kadar rahatsız edici bir hale dönüştürebiliyordu. İçim aydınlanmaya başlayan havanın tersine her geçen saniye git gide kararırken daha fazla bu dört duvar arasında kalmak istemedim. Çıplak ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttığımda üzerimde ki elbise ister istemez dikkatimi çekmiş oldu.

Saçma sapan planlı bir davetten geriye kalan, saçma sapan bir elbise. Ne kadar da salak birisi olmuştum ben öyle. O an Göktuğ'un yanında da bu kadar gerizekalı olup olmadığımı düşündüm. Bora'nın benim için hazırladığı tüm o tuzaklar bu kadar gözümün önündeyken nasıl olurda ben bir türlü bunun farkına varamamıştım? Her ne kadar Bora'ya kızgın olduğumu söylesem de asıl kızgınlığım kendimeydi. Birilerine kendimden fazla güvenmiştim ve tıpkı şimdi olduğu gibi yüz üstü bırakılmam da kaçınılmaz olmuştu.

Yorgun bedenimi ayağa kaldırdığımda her bir kasımın üzerinde ayrı ayrı acılar hissettim. Yaşadığım stres ve üzüntü vücudumda o kadar derin etkiler bırakmıştı ki çektiğim eziyet sadece zihnimde sıkışıp kalmamış tüm bedenimde hükmünü sürdürmeyi amaçlamıştı resmen. Yoksa üzerimde hissettiğim bu yorgunluğun ve acıların başka bir açıklaması olamazdı.

Adımlarımın yönü önümde duran gardrop olurken içinden kendime göre bir şeylerin çıkması için dua etmeden duramadım. Üzerimde ki elbise saatler geçtikçe o kadar fazla rahatsız edici olmaya başlamıştı ki onu üzerinden çıkarmadan rahat edemeyecektim.

İki kulpunu tuttuğum gardropu aralarken kendime göre bir şeyler bulacağım konusunda epey kararsızken karşımda gördüğüm kıyafetlerle ufak çaplı bir sevinç gösterisi yaşamadım desem yalan olurdu. Dolabın içinde o kadar fazla kıyafet bulunmasa da içindeki kıyafetler benim bu iğrenç elbiseden kurtulmam için gayet uygundu.

Elime aldığım birkaç parça kıyafetle bakışırken benim giderek zayıflayan bedenim için biraz büyük duruyorlardı. Ama bu üzerimde ki elbiseden kat be kat rahat olacaklarını düşündüğüm için benim bedenime en yakın gördüğüm tayt, sweat ve beyaz hırkayı alıp yatağın üzerine bıraktım.

Elbisenin korsesini o kadar sıkı bir şekilde belime bağlamıştı ki Bora'nın benim yararıma ne zaman doğru dürüst bir iş yapacağını merak ettim.Kıyafetleri alırken dolapta gördüğüm dikiş takımının içinde ufak bir makas vardı. Gördüğüm makası daha fazla oyalanmadan elime aldım ve elbisenin korsesini tenimden biraz ayırarak ufak kesikler atmaya başladım. Ne de olsa kendimi kesmek istemezdim. Yani en azından şimdilik bu seçeneğin olmasını istemezdim.

Attığım kesikler işe yararken makası bir köşeye bırakarak elbisenin bollaşan göğüs kısmını iki elimi de kullanarak iki tarafa ayırdım. Benim için artık bir işkenceden farksız olan bu elbiseden nihayet kurtulmuştum. Kendim için seçtiğim kıyafetleri üzerime geçirirken dolabın içinde bulduğum kıyafetleri de Bora'nın ayarlamış olabileceğini düşündüm.

Kayıp Pusula (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin