23. BÖLÜM

2.5K 129 41
                                    

Yeni bölüm için beğeni sınırı=70
Bol bol da yorumlar bekliyorum sizlerden. 🌸🤍

_______________________________________

Bu hayatta en çok bazı şeyleri yaşamak ve yapmak konusunda geç kalmaktan korkmuştum. Hani derler ya bu hayat sadece cesurları sever diye bence bu çok da yanlış sayılabilecek bir söz sayılmazdı. En azından benim için durum böyleydi. Ben hayatım boyunca her zaman cesur olmayı seçmekten çok tıpkı bir korkak gibi yaşamımı sürdürmeyi tercih seçmiştim.

Ne bir adım ileri atmak için yeterli cesaretim ne de geriye dönüp sığınabileceğim güvenli bir limanım olmuştu. Bense zamanla ne yapacağımı bilmeden olduğum yerde, yani kendi içimde tamamiyle kaybolmuştum. Şimdilerde kaybettiğim benliğimi bulmak için çabalıyor olsam da boşa kürek çekmekten öteye gidemiyordum.

Her ne kadar kendi başımın çaresine bakabileceğimi söyleyecek kadar dik başlı olsam da bu zamana kadar başım ne zaman dara düşse sığınabileceğim bir limanımın olmasını herkesten daha fazla istemiştim. Bu limanı ilk başta annem olarak belirlemiştim. Ama hiç yıkılmaz sandığım o liman ilk yıkılan parçam olmuştu. Daha sonra ki arayışlarımsa hayatımda sadece kocaman birer hayal kırıklığı olarak kalmıştı.

Aslına bakacak olursak bu sırılamayı takip eden isimlerin sayısı da o kadar fazla değildi benim için. Hakan ve son olarak Bora'yı da bu listeye eklediğimde kapanışı gönül rahatlığıyla yapabilirdim. Göktuğ'u hiç hesaba katmıyordum çünkü o sığınacak bir liman olmaktan çok içinden kaçıp kurtulmaya gayret ettiğim dışı tel örgülü bir tuzak olurdu.

Sandığımın aksine zamanla gücüm artmak yerine o kadar zayılamıştı ki bu durum artık bedenime almış olduğum hasarları geçmişti. Aldığım her darbe artık ruhumu bile yok edebilecek düzeyde bana zarar vermeye başlamıştı.

Karşımda duran Bora gözlerime öyle bir bakıyordu ki o gözlerde gördüğüm duygular karşısında sadece bir anlığına da olsa bu Dünya üzerinden yok olup gitmeyi istemiştim. Yere yığılıp kalan bacaklarıma son bir gayret emir vererek ayağa kalkmak, daha güçlü durmak istedim istedim.

Tir tir titreyen bedenim ayağa kalkmam da bile bana fazlasıyla zorluk çıkarırken Bora'nın karşısında ayakta durup duramayacağım konusunda bile fazlasıyla şüpheliydim. Ama nihayetinde ben ayağa kalktığımda Bora bu hareketime engel olmaya çalışmamıştı. Ruhumun en ücra noktalarından bulup çıkardığım sesimle, titreyerek de olsa cümle kurabilmeyi başarmıştım.

"Ben sana asla ihanet etmedim Bora. Benim sana zarar verecek en ufak bir davranışım bile olmamışken beni sana ihanet etmekle, tuzak kurmakla suçlayamazsın. Bilmediğin o kadar çok şey var ki. Asıl suçlaman gereken kişi en yakınında duruyor. Benim üzerimde durarak sadece boşa vakit kaybediyorsun. Sana defalarca kez beni bırakman için dil döktüm. Kendi başımın çaresine bakabileceğimi söylerken beni zorla yanında tutan kişi sendin. Şimdi gelip de beni, sana tuzak kurmakla suçlayamazsın. En başından beri senin yanında kalmak istemeyen kişi bendim."

Karşımda her söylediğim söze karşı gözlerime acımasızlıkla bakan Bora'nın karşısında doğru düzgün bir cümle kurabildiğim için başka bir zaman kendimi tebrik etmem gerekiyordu. Bu boş depoda ikimiz dışında biri olduğunu bize tekrar hatırlatan şey Kuzey'in üzerime doğru gelen telaşlı ve öfkeli bedeni oldu.

Benim tüm odak noktam Bora'nın üzerindeyken Kuzey bir anda dibimde bitti ve kolumu sıkı sıkıya kavrayarak yönümü kendine doğru çevirdi. Yüzüme bakan yüzünde uyarıcı bir ifade vardı. Sanki onunla aramızda geçen en ufacık bir olayı bile Bora'ya anlatacak olursam tam da şuan üzerime atlayıp beni parçalarıma ayırabilecek vahşi bir öfke taşıyordu bedeninde. Sıkı sıkıya koluma sardığı elinden destek alarak tehditkar bir tonla bedenimi bedeninin üzerine doğru çekti.

Kayıp Pusula (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin