Diğer bölüme yorum gelmeyince üzüldüğümü söylediğimden bir sürü yorum yapmışsınız, çok mutlu oldum yerim sizi ya. 😽
Bölümler kısa olduğu için erken geliyor ama diğer bölüm tahminimce bu bölümlere kıyasla biraz uzun olacak. (fic'e text ekleyeceğim ilk kez, gerici çünkü texting yazmayı sevmiyorum)
Bu arada fic'e eklediğim olaylar yüzünden şahsıma edilen küfürlerden gerçekten rahatsız oluyorum, bilginiz olsun. Kimseye fic'e ayrılık ekledim diye bana hakaret etme hakkı doğmuyor. Fic bana ait ve istediğimi yazarım.
Keyifli okumalar dileriiim.
oy sınırı: 65
-
📍: kore
timeskip: 1 ay
Olanların üzerinden 1 ay geçmişti, artık pek taze sayılmazdı tüm bunlar. Yine de, atlatılmış denemezdi fakat olanlara alışmak gerektiğinden hayata devam etmeye çalışıyordu Felix. Bugün uzun süre sonra ilk kez yarışacaktı mesela.
Elleri titreye titreye Dean'ı çalıştırdı Felix, bu süre zarfında hiç binmemişti arabasına. Kontrolü kaybedip kaza yapmaktan korkuyordu.
Derin bir nefes alıp verdi, sönük bir dönüş yapmak istemiyordu. Bu yüzden, varını yoğunu koyacaktı yarışa.
Pistte yerini aldı ve başlangıç işaretini bekledi, hala nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordu.
3, 2 ve 1. Geri sayım bitmiş ve yarış başlamıştı ancak Felix hala yerinde sayıyordu, gaza basamıyordu. Basmaya gücü yoktu.
En sonunda her şeyi idrak ederek tüm gücüyle asıldı pedala, olması gerektiği gibi. Gözünü bile kırpmadan herkesi geçiyordu ve o esnada arkasında bıraktığı kişilerin kimlikleri umrunda bile değildi, sanki her şeyin sonuymuş gibiydi bitiş çizgisi. Yarın yokmuşçasına sürüyordu oraya doğru, şu an sıralaması falan umrunda değildi, bilmiyordu bile. Yalnızca sürüyordu, hızla sürüyordu ve bitişe gidiyordu.
İlk bitiş düdüğü çalmıştı. Pistte Felix'in adı haykırılıyordu, olması gerektiği gibi.
"Sayın seyirciler ve yarışmacılar, kazanan Felix! Pistin sahibi olması gerektiği yere geri döndü, sonunda pistin kralı tahtını aldı!" diye bağırdı spiker.
Birkaç saniye aralıklarla diğer yarışçılar da yarışı tamamladığından sinirle arabasından çıktı Felix.
Duyduklarına sevindi mi sanıyorsunuz? Hayır, deli etmişti onu.
Etrafından duyduğu tebrik ve tezahüratları görmezden gelerek spikerin üzerine üzerine yürüdü hışımla.
"Laflarına dikkat et!" diye bağırdı kalın ve tok sesiyle.
"Anlamadım." diye yanıt verdi Neo -spiker- yutkunarak.
"Laflarına dikkat edeceksin." diye tekrarladı ve yanıt alamayınca "Duydun mu beni?" diye bağırdı.
"İyi de, ben ne yaptım ki bay Lee?" dedi oğlan korkuyla.
"Ben hep buranın kralıydım, tahtımı aldı diye bahsettiğiniz kişi ölen sevgilim amına koyayım." diyip bir süre durdu ve "Hiç mi vicdanınız sızlamıyor ha? Hiç mi tartmıyorsunuz sözlerinizi?" diye sordu.
Genç oğlan suskunca yerinde bekledi, arkadan gelen Vernon'ı -onu koruyacağına inandığı patronunu- gördüğüne güveniyor olsa gerek sesini dahi çıkarmadı.
"Siktir git, gözüm görmesin seni. Bir daha pistime adımını dahi atmayacaksın!" dedi Felix işaret parmağını onu doğrultup üzerine yürürken.
"Ne oluyor burada amına koyayım?" diyerek araya girdi Vernon.
Felix gülerek, "Ben de baş karakter nerede kaldı diyordum, hoşgeldin." dedi.
"Ne saçmalıyorsun Felix? Kendine gel."
Yüzündeki sırıtmanın yerini ciddiyet bürüdüğü esnada "Ne yaptığımın gayet farkındayım." dedi.
Bunun üzerine Vernon "Başına buyruk davranmayı kes!" diye bağırdı ve "Buranın başı benim, sen değilsin." diye ekledi.
"Bana karışamazsın, benden birkaç yıl önce doğunca da bana üstünlüğün olmuyor. Buranın sahibinin kim olduğunu ikimiz de çok iyi biliyoruz 'abiciğim'."
Vernon bağını bir sağa, bir sola yatırarak boynunu kütletti ve "Vay, bakıyorum da büyümüşsün." diyerek dalga geçti.
"Hmm, öyle oldu abi." diyerek alayına alayla karşılık verdi Felix de.
Vernon "Boyundan büyük işlere kalkışma Felix, dikkat et de ayağını kaydırmayayım." diye tehditini savurunca Felix de "Kaybedecek hiçbir şeyim yok, bu kez seninle savaşmaktan korkmuyorum." diyerek bu meydan okumaya karşılık verdi.
Sizce kim kazanacak?
-
Size Felix'in kendini ezdiren biri olmadığını en başından söylemiştim 😉
Öpüyorum, diğer bölümde görüşeliiim.
220224/min
