29, çok yıprandık

437 81 85
                                    

Selam!!

Son birkaç gündür asla uyuyamıyorum, en fazla 2 veya 3 saat uyuyabiliyorum. Dün de uyku tutmayınca yb yazayım dedim. <&

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, keyifli okumalar dileriim!!

Oy sınırı: 70, Yorum sınırı: 80

-

timeskip: 1 hafta

Ne Felix ne de Hyunjin son bir haftadır ağızlarına hiçbir şey sürmedikleri gibi odalarından çıkmıyorlardı, bu süre zarfında birbirleri ile de iletişim kurmamış, tamamen dünyadan koparak düşünceleriyle baş başa kalmış ve olanlar üzerine yoğunca kafa yormuşlardı.

Yatakta boş boş tavanı izleyerek geçirdiği iki saatlik bir tembellik sonrasında başının ağrıdığını hisseden Felix, biraz hava almak için balkona çıkma kararı aldı. Ceketini çalakalem giydikten sonra karışmış saçlarını düzeltme gereği dahi duymadan ufak balkonuna çıktı.

Yan balkonun, Hyunjin'e ait olanın, da dolu olduğunu biliyordu, şarkı sesleri duyuyordu ama hangi şarkı olduğunu seçemiyordu.

Dikkatlice kulak kabarttı, cry dinliyordu biricik sevgilisi.

Kendinde olmadığına yorarak kafasını ona çevirdi. Hyunjin onu fark dahi etmemiş, yanağında parlayan gözyaşları ve bir süredir ağlamadığını belli eden mimikleriyle ellerine bakıyordu, tiksinircesine.

Kalbi ağrıdı Felix'in, çok büyük bir acıydı bu zira artık kaldıramıyordu. Ona ihtiyacı vardı, kalbini sevgiyle sarıp sarmalamasına her şeyden çok ihtiyaç duyuyordu. Uzatamayacaktı daha fazla.

Hızlıca içeri girdi, balkonun kapısını dahi kapatmadan odasını terk etti. Kendini bir an bile durdurmadan Hyunjin'in kapısını tıklarken bulmuştu, sorgusuzca.

Kapıyı açan uzun, siyah saçlı oğlanın kaşları havalandı, Felix'i görmeyi beklemiyordu.

"Felix?" diye sormasıyla cevap yerine koca bir sarılma almıştı.

Elleri ait oldukları yerleri buldu. Bir eliyle onu belinden tutarlen diğer eliyle siyah saçlarını okşuyordu Felix'in. Hala sarı olmamıştı, onun sarışını olmasını o kadar özlemişti ki Hyunjin.

"Dayanamıyorum sevgilim, çok özledim ben seni." dedi Felix, boğuk sesiyle, zar zor.

Haftalardır bu anı bekliyordu Hyunjin, sonunda sevgilisine sımsıkı sarılabiliyordu.

"Ben de seni bir tanem, ben de seni."

Kapının önünde dikilmek yerine içeri geçtiler, ait oldukları yerdelerdi, Hyunjin'in balkonunda, öpüşerek sabahladıkları yerde, sohbet ederek gün batımını izledikleri yerde, sadece sarılıp şarkı dinledikleri yerde, hafif hafif esen rüzgar eşliğinde Felix'in Hyunjin'in omzunda uyuyakaldığı, Hyunjin'in sabaha kadar Felix'in kusursuz yüzünü izlediği yerdeledi.

Hyunjin Felix'i kucağına oturttuktan sonra başını göğsüne yasladı, dağılmış saçlarını özenle okşadı ve şekil verdi.

"Çok yıprandık, ben bizi çok yıprattım. Özür dilerim Felix'im."

Ağzıyla "ş" tarzında bir ses çıkaran Felix, "Bunların hepsi geride kaldı, artık tamamen birbirimiziniz ve önümüzde kimse yok, hiçbir engel yok." dedi.

"Çok zaman kaybettik, aylarımız gitti." dedi Hyunjin, titreten sesinden anlaşılıyordu duyguları.

"Gerçekten öldüğünü düşünmüştüm, paramparça olmuştum Hyunjin, ben sana doyamamıştım..." bir süre durup "Döndüğünde ne kadar kırılmış ve sert bir tepki vermiş olsam da o kadar rahatlamıştı ki içim. Şimdi bu gerçeğin beni ne kadar etkilediğinin farkında olduğum için doya doya öpeceğim seni, bazen izlerini hiç utanmadan bedenimde taşıyacağım. Kokuna hapsolacağım, koynunda yarın yokmuşçasına uyuyacağım" diye ekledi.

Derin bir nefes aldı Hyunjin, tanrıya bütün bunların son birkaç günde gördüğü rüyalardan bir olmaması için çok yalvardı, değildi de.

"Ve eğer sen de istersen..." diyip gözlerini Hyunjin'inkilerle buluşturdu Felix, "tekrar senin Sarı'n, senin sarışının olacağım." dedi.

Gözleri doldu Hyunjin'in. "Aylarca bunu bekledim ben, gittiğim her gün bunun hayalini kurdum." dedi.

Sakince Hyunjin'in gözyaşlarını sildi Felix.

"Bundan sonra o yaşlar sadece zevkten ve mutluluktan aksın." dedi fısıltıyla.

"Söz veriyorum, bu yaşlar sadece zevkten ve mutluluktan akacak.

"İşte böyle." dedi Felix kendinden emin bir şekilde.

O an, kader dahi hiçbir şeyin onları ayırmayacağı bir şey yaptı ve dudaklarını önündeki dolgun dudaklara bastırdı, mühürlercesine.

Dünyadaki hiçbir şey bu iki dudak kadar yakışamazdı birbirine, hiç kimse bu kadar ait olamazdı birbirine.

-

war is over🥹🥹

Bahsettiğim cry cigarettes after sex'ten bu arada, bu fic'te cas şarkılarına bolca yer vermek beni çok mutlu ediyor.

Diğer bölümde görüşelim, öpüyoruum!!

190424/min

root the gas ✓Onde histórias criam vida. Descubra agora