32, cennet gibi.

341 59 34
                                    

"Tüm sevgimi sana veriyorum."

Heavenly - Cas

𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟-

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟
-

En az pamuk kadar yumuşak olan kumların üzerinde yürüyorlardı huzurla, pek uğrak olmayan bir sahile inmişlerdi ve kayalıkların arkasında, insanlardan uzak bir hâlde tadını çıkarıyorlardı anın. Tek kelime etmeden anlaşıyorlardı; huzurla bir gözlerinin içine, bir dudaklarına, bir de denize bakıyorlardı.

"Bütün bunlar bir rüya gibi geliyor. Seninle huzurlu huzurlu yürümek, sevginin dibine vurmak... İnanması hâlâ güç olan değerli hisler bunlar." dedi Felix sonunda sessizliği bozarak.

"Bunların yaşanmadığı günlerin hepsinin geride kaldığını söylemiştik bir tanem. Şimdi aşkımızı doya doya yaşayabiliriz, biliyorsun." dedi Hyunjin durup sevgilisinin gözlerinin içine bakarak. Ellerini kendi ellerinin içine aldı ve alnına ufak bir buse kondurdu.

"Biliyorum fakat onca şey yaşadık ve bunları birden kenara atmak benim için hâlâ çok zor. Yine de, benimle olduğun için mutluyum. Kaderin bizi bir daha ayırmamasını diliyorum." dedi Felix altın güneşle parlayan kehribar harelerini Hyunjin'inkilere diktiğinde.

"Kaderimizi kendimiz yazacağız sevgilim, bir daha hiç ayrılmayacak kalplerimiz birbirinden."

Ellerini kenetlediler birbirlerine, hafiften esen rüzgar okşadı tenlerini.

"Yüzelim mi biraz?" diye sordu Felix birden.

"Neden olmasın?" dedi Hyunjin, Felix'i beklenmedik bir anda kucağına almasıyla melodik kahkahaları yükselirken sıcak suya girdiler. Gün neredeyse battığından deniz suyu sabah olduğundan daha sıcaktı.

Kızıllaşmış gökyüzü her şeyini sunuyordu derin sulara.

"Gün batıyor, en sevdiğim insanla en sevdiğim zaman dilimi. Cennet gibi, bu bir rüyaysa hiç uyanmayayım." dedi Felix sarıldığı bedene, su sırılsıklam etmişti ikisini ancak zaten aşktan ötürü sırılsıklam olmuşlardı.

"Hayal dahi edemeyeceğin kadar gerçeğim, gerçeğiz." dedi Hyunjin elini ince bele sararken.

Suda yüzen ince beyaz tişörtün etekleri açıkta bırakmıştı Felix'in güzel belini.

Bunun üzerine yüzünü Hyunjin'in boynuna gömdü Felix, denizle beraber sevgilisini kokluyordu.

"Şimdi fark ettim de, sürekli anlamını sorguladığım kokunun tanımı buymuş sevgilim. Deniz gibi, hatta tam da şu an gibi kokuyorsun." dedi Felix parlayan gözleriyle.

"Sana huzur koktuğunu söylemiştim, o huzur da buymuş bir tanem." dedi Hyunjin karşılığında.

Uzun süredir muhtaç olduklarını belli edercesine birleştirdiler dudaklarını; şehvet, arzu ve tutkudan uzak bir öpücüktü bu. Birçok duyguyu içinde barındırıyordu. Aşkla, özlemle ve ihtiyaçla öpüyorlardı.

Dıştan gelen her şey için zaman durmuştu dünyalarında. Hiçbir şey ayıramazdı onları, cesaret dahi edemezdi.

Öptükçe sonsuza kadar uzanacakmış gibiydi.

Aşk kokulu dudakları tadarken hissettiği sarhoşluk, yüzyıllarca bekletilmiş şaraptan hissedilemezdi.

İşte buydu aşk, cennetti. Ne olursa olsun sevmenin yolunu bulmaktı. Kimi zaman sevdiğine zarar gelmesin diye aşktan vazgeçmekti, halbuki en nahif duygudur aşk; vazgeçmesi zordur, bağımlılık yapar, bir kere tiryakisi olan kaçamaz ondan. İşte tam bu noktada sevgisinden fedakarlık yapabiliyorsa gerçekten seviyordur insan.

Aşk budur, aşk duyguların en kirlisiyken en temizidir de. Bu tezatlıkta can bulur insan.

Tıpkı onların hikâyesinde olduğu gibi...

"Senden önce kim olduğumu hatırlamıyorum zira beni sen yazdın, canımı dudaklarında buldum."

"Kalbime atmayı öğrettiğin için binlerce kez teşekkürler sana, dilerim bu dudaklar başka kimseye can olmaz. Şayet bir gün verdiği ruh solarsa, bir daha kimseye değmek nasip olmasın, topraktan başka."

Ve tanrı, âdemoğlunu yarattı; aşkı hediye etti. Toprağa üflediği can, yaşamayı kalp aşkla atınca öğrendi.

Kalbe atmayı öğretense aşktan başka bir şey değildi, onlarca duygusu ezbere yaşayan insan daha önce karşılaşmadığı bu duyguya karşı bocaladı. Bu, kalbe atmayı öğretti; cana yaşamayı.

Onlarca güzel yaşanmışlığın ve onlarca fedakarlıkla yıkılan kalplerinin en sonunda aşkla hayata bağlanmasıydı hikâyeleri. Ölene kadar, hatta kendi sonsuzluklarına kadar da böyle devam edecekti.

-

İşte bu kez gerçekten final.

Gerçekten bitti ve ben ne diyeceğimi bilmiyorum.

Normalde kısa finalleri sevmiyor olsam da şimdi kendim yazınca anladım ki böylesi daha iyi, cümlelerim aktıkça duygusallaşıyordum.

Fic'lerin sonunda uzun uzun teşekkür konuşmaları yaparlar ama ben yapamıyorum sanırım, ne diyeceğimi bilmiyorum.

Bu yol boyunca yanımda olduğunuz için teşekkür ederim, okumak için zamanınızı ayırdığınız ve yazdığım şeylere değer verdiğiniz için minnettarım hepinize.

En başından beri dengesizliklerime, kaldırıp kaldırıp tekrar yüklememe, bölümleri geciktirmeme, özgüvenden yoksun satırlar sunmama rağmen her seferinde benim yanımda olduğunuz için size ne kadar teşekkür etsem az.

İyisiyle kötüsüyle finaline kadar getirdiğim ilk fic'im, elbette acemilikleri ve hataları var ancak ben iyi iş çıkardığıma inanıyorum, umarım kalplerinizde güzel bir etki bırakmışımdır. Teker teker kalplerinize dokunmak benim için çok özel bir duygu.

Son iki repliği kimlerin söylediği belli aslında ama ben sizin hayal gücünüze ve fic'e olan yorumlarınıza bıraktım ve kimin söylediğini belirtmedim.

Tekrardan teşekkür ediyorum ve aranızdan ayrılıyorum, diğer fic'lerimde görüşmek üzere.

Öpüyoruum!

-

𓆝 𓆟 𓆞 𓆝 𓆟

"Birden geldin aklıma, yakıverdin ışıkları. Hayret ettim kalbime bazen, mutluluktan."

Kendinize iyi bakın, Hyunlix'le kalın, benimle kalın, hoşça kalın.

O zaman bu fic için son kez

100524/min

root the gas ✓Место, где живут истории. Откройте их для себя