22, kırılmaktan korkan porselen bebek

766 121 187
                                    

Şu ölüm (!) kısımlarını çok uzun tutmak istemiyorum, ana hatlarıyla ve birkaç ayrıntıyla anlattığım sürece kavrıyorsunuz zaten, uzatmaya pek de gerek yok.

Bu bölüm diğer bölümlere göre daha uzun, umarım seversiniz.

Keyifli okumalar dileriiim!

Oy sınırı: 65

-

📍: Amerika, 1 ay sonra

İçtiği sigarayı yere atıp ayağıyla ezdi, bu da baymıştı artık. Yaptığı hiçbir şeyden keyif almıyordu, kapana kısılmıştı sanki. Dönmek istiyordu ama hiçbir şey ilerlemiyordu sanki, beklemek zorundaydı ama bu durumdan korkmuyor değildi.

"Yeter, yazık ciğerlerine." diyerek araya girdi Jimin, elini cebine koymuş yavaş yavaş ilerliyordu Hyunjin'in yanına doğru.

"Bundan da bıktım zaten." dedi Hyunjin somurtarak, pek bi' güldüğü de yoktu zaten.

"Bir zahmet bık, kaçıncı paketini bitirdin sabahtan beri?" diye sordu Jimin yakınmayla.

"Üç, belki de dört." dedi Hyunjin, dudağını büzerek emin olmadığını belirtti.

"Yongbok seni gebertecek." diyip güldü ancak Hyunjin gülmeyip iç çekti, özlemişti sevgilisini.

"Yongbok nasıldı? Çocukken mesela, nasıl bir çocuktu?" diye sordu Hyunjin birden, kırılmış ve solmuş minik tebessümüyle.

Jimin güldü, bir gün bu soruyu duymayı bekliyordu zaten.

"O kadar tatlıydı ki, gülünce gözleri kayboluyordu. Sevindiğinde ışıl ışıl parlıyordu gözleri." diye söze girdi Jimin.

Hyunjin ise yüzüne yerleşmiş küçük gülümsemesiyle dinliyordu.

"Oradan oraya koştururdu, yerinde duramıyordu resmen. Birden saklanırdı ve akşama kadar beklerdi orada, onu bulalım diye." bunu dedikten sonra güldü ve "Hatta bir keresinde uyuyakalmıştı saklandığı yerde, uyanınca da bize kızmıştı. Kızdı dediğime bakma, o kadar tatlı söyleniyordu ki." diye ekledi.

"Görmek isterdim, mızmız bir Yongbok çok tatlıdır kesin." dedi Hyunjin.

"Ya, ne demezsin?" diyip güldü ve "Odamdaki fotoğraf makinesinde çocukluk fotoğrafları olacaktı, gel göstereyim sana." diye ekledi.

Birlikte biraz yürüdükten sonra odaya geçtiler, içerideki Yoongi "Jimin, sen mi geldin hayatım?" diye seslendi.

"Evet canım, Sam'e Yongbok'un bebeklik fotoğraflarını göstereceğim." diyerek cevapladı sevgilisi.

"Hoş geldiniz, ayrıca odada Sam ve Yongbok dememize gerek yok. Kimde duyup da kimliklerini anlamaz sonuçta." diyerek yanlarına geldi Yoongi.

Aralarındaki tatlı iletişimi görünce ister istemez Felix'le olan anıları geldi aklına Hyunjin'in. Çok özlemişti ona sarılmayı, öpücüklerle uyandırmayı, güzel sözcükleri ona hediye etmeyi ve çok daha fazlasını.

Koltuğa geçtiler ve fotoğraf makinesini açtı Jimin. Now or Never'dayken kullanıyordu bu makineyi, anıları gibi kendini de o zamana aitti fotoğraf makinesinin. Şimdi yeni bir tane makineyi kullanıyordu.

root the gas ✓Where stories live. Discover now