11.bölüm

38 4 0
                                    

Kübra

Soyunma odasına gelmiş, Okan hocayı bekliyorduk. Maç sonrası konuşmasını yapacaktı. Kerem abi yerini bana vermişti oturmam için. Elim baya sızlıyordu, ağrı spreyinin etkisi geçmişti.

Okan hoca gelince 10 dakika kadar konuştuk. Normalde bu kadar uzun sürmezdi de Maç esnasında bi tartışma olmuştu. Biraz azarladı Okan hoca.
Duşa girecekleri için biz de Melike'yle oradan çıkıp otobüsüne gittik. Bir kaç saate yola çıkıyorduk. Ama uçakla gidecektik çünkü yarın ziraat maçı vardı.

Bir kaç oyuncu gelirken telefonum çaldı, "dur aşkım ben çıkartayım." Melike çantamdan telefonu çıkarıp bana uzattı. "Wishh, gene mi bu? Daha açmam."

"Kim ki?"

"Ne bileyim ya? Yabancı numara gece gündüz demeden arıyor. Engelledim başka numaradan bu sefer. Şikayet edicem artık yeter da."

Dışarısı baya soğuk esince biz otobüsün içine girdik. Çok uykum geliyordu hemen eşyaları alıp uçağa binseydik de uyusaydım. "Küboşum biraz uyu, otele gidince uyandırırım ben seni." Başımı sallayıp cama doğru yasladım ve gözlerimi kapattım.

Birinin baya baya beni ellemesiyle uyandım. Tam bağıracaktım ki elleme değil de Berat'ın beni kucakladığını anladım. "Berat! Napıyosun ya ödüm koptu." Ben uyanınca beni yere indirdi.

"İçeri kadar taşıyacaktım, kusura bakma. Hadi gidelim de elini gösterelim." Başımı sallayıp indim Otobüsten, arkamdam o da inerken çantamı aldı benden ve omuzuna attı.

Önümüzde Melike ve Kerem'in birlikre yürüdüğünü gördüm,"Berat sana bir şey sorucam ama aramızda kalacak." Başını salladı. "Bu Kerem.. sevdiği falan var mı? Ya da hiç oldu mu?"

"Bildiğim kadarıyla şu ana kadar hiç olmadı, sevdiği biri de kendisi söylememiş olsa da ben ve Barış kesin var olduğundan şüpheleniyoruz. Eski Kerem gibi değil." Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Nasıl?"

"Bu aralar çok fazla dalıp gidiyo sonra birden gülümsüyor böyle deli oldu herhalde," dalga geçerek söyleyince güldüm. Otelin revirine gelince doktor hanıma durumu anlattım. Elimjn röntgenini çekti, incinmiş. Elime bir krem sürüp siyah bi destek sargısı ile sardıktan sonra işimiz bitmişti. Asansörün önünde bekliyorduk.

"Melike olma ihtimali var mı?"

"Sanmıyorum, yani öyle bir şey olsa Melike'yle bu kadar rahat konuşamazdı herhalde." Hüsranla Başımı salladım. Asansöre binince acaba neden öptüğünü sorsam mı diye kafam da düşünüyordum. "Berat,"

"Hm?"

"Bugün... yani.. neden--"

"Neden mi öptüm?" Nabızım hızlanırken Başımı salladım. Gülümsedi, "İstedim."

"Ha?"

"İstedim, ve yaptım." Asansörün kapısı açılınca indi, bende arkasından indim. Kapının önünde çantamı ondan aldım bir şey demeden direk içeri girdim. İstedim ve yaptıma düşmem gerekti eve ama bu kadar kolay lokmamımıyım lan ben?

Melike

"Küboşum, hadi gel toparlanalım. Çok bisey--"

"Ya ben şimdi bu çocuğun şeyini şey etcem!" Sinirle kendini yatağa atınca elimde ki parfümü yanıma bıraktım. Ayaklarımı bağdaş kurdum ve "anlat." Dedim. Bu baya küfürlü bir şekilde neler konuştuklarını anlattı. Bide detaylı anlatıyor iki saat wjsuxjw.

"Keremi sordum birde."

"Ne dedi? Ne sordun?" Heycanlanmıştım, hemen yatakta yanına oturdum. "Sevdiği ya da eski sevgilisi var mı diye. Eski sevgilisi yokmuş ama.. sevdiği biri olabilirmiş." Ağzımı açıp yanımda ki yastığa vurdum. "Ya kankaa! Ciddi misin!"

"Ama.. sen olabilir misin diye sordum Berat dedi ki emin değilim ama Melike olsaydı onunla bu kadar rahat konuşamazdı. Bilmiyorum kimsenin içini bilemezsin sonuçta hemen karamsarlığa varmamak gerekir." Moralim düşmüştü, bugün Otobüsten indikten sonra da yan yana girmiştik ama konuşmamıştık. Off.

Hızlıca eşyalarımızı topladık, o sinirli ben de üzgündüm.

Eşyalarımızı otobüse koymak için yana doğru giderken Kerem yanımıza geldi. "Yardım edeyim,"

"Hallederim Sağol." Soğuk bir şekilde söylemiş ve yüzüne bakmamıştım. Başkasını seviyorsa yakın olmamız da uygun olmazdı. "Meli--"

"Melom bunu da alsana, birileri gelmeden." Kübra Kerem'in sözünü kesip çantasını bana uzattı, görevli abiye verdikten sonra otobüse bindik.

...

Gece eve geç gelmiştik diye sabah biz alarmı duymamıştık. Bir anda telefonun çalmasıyla uyanınca saatin 11 olduğunu gördüm. Bir kalkışım var görmeniz lazım. O andan sonra savaş alanı zaten ben bir yandan eşarbımı yapıp bir yandan önlüğümü arıyorum Kübra sarhoş gibi ayakta daha duramıyor. Yolda gelirken az kalsın kaza yapıyorduk zaten.

Revire gittiğimde sedyenin üzerinde oturan Kerem'i gördüm. Nefeslenirken o da sedyeden indi. "Iyi misin?"

"Iyiyim, uyuya kalmışız."

"Yanlış bir şey mi yaptım?" Sorusuyla yüzüne baktım, ne cevap vereyim şimdi?

"Hayır, o nereden çıktı?" Masanın önüne yaklaşıp üstünde ki kalemi eline aldı. "Dünden beridir böyle soğuk gibisin. Belki de ben yanlış anladım."

"Hayır sadece sevdiğin biri olduğunu söylesen bu kadar samimi olmazdık. Sonuçta karşı taraf farklı şeyler düşünebilir ne kadar aramızda bir şey olmasa da." Ağzıma bok girsin.

Yüzünde ki ifadeyi çözemiyordum, bir süre sadece yüzüme baktı. "Haklısın, aramızda bir şey olmadığı ve benimde bir 'sevdiğim' olduğu için bu kadar samimi olmamız uygun değil." Arkasına dönüp giderken kendi kendime kızmaya başladım. Niye diyorsun şimdi öyle? Kalbini kırdım sanırım... off Allahım.

Ula Nolayi Nolayi?Where stories live. Discover now