12.bölüm

44 3 3
                                    

Genelde günlerim boş geçtiği için sıkılıyordum. Ben de antrenmanı izlemek için dışarı çıkıp sahaya bakayım dedim. Icardi ve Barış geliyordu o sıra.

"Melike noldu bu çocuğa? Ne konuştunuz en son?"

"Kim?"

"Kerem, kan kusturdu resmen. Çok sinirli." Başımı iki yana salladım "Bir şey konuşmadık yani evet konuştuk ama sinirlendirecek bir şey değildi." Off ya ben ne günah işledim de Kerem'le sınanıyorum?

Kerem, Galata'ya geldiği ilk gün aşık olmuştum. Bir anlık kalbiniz çarpar ya, bazıları tekledi der, bazıları kelebek hissi der onlardı işte. Sonra birde dinine bağlılığı, saygısı, çocuklara sevgisi beni daha da Aşık etmişti kendine. Atandığım ilk gün Galatasaray'a başvurmuştum. Notlarım ve profesörümün öneri mektubu sayesinde işe alınmıştım. O zamanlar milli maçlarda olduğu için tabii görmemiştim. Sonra da ben İngiltere'ye gitmiştim tabii gitmez olaydım ama güzel bir kariyer olmuştu gerçekten. Okan hoca hemşiresine bile taktik veriyor öyle düşünün rkduxjee.

Sahanın dışından onu izlemeye koyuldum. Gerçekten de agresif oynuyordu. Tamam kırıcı konuşmuş olabilirim belki ama doğru bir şey söyledim. Sevdiği her kimse o rahatsız olabilirdi.

Yazar: salak ya sensen hemen başkası diyosun belki sevdiği sensin

Yazar Bi sus her şey senin başının altından çıkıyor zaten. Tch tch tch.

Sahadan gelen bağırma sesiyle düşüncelerimden kurtulmuştum. Kerem'i yerde görünce kalbime giren ağrıyla hemen onun olduğu yere koştum. "Kerem! Iyi misin?!"

Yere oturup kanayan dizine bakacaktım ki uzattığım elimi iteledi, "Bırak."

"Yarana bakacağım--"

"Bırak dedim! Anlamıyor musun?! Her şeye burnunu sokmaktan yorulmadın mı? Bir dur yerinde artık." Ben şok olmuş şekilde bakarken o kalkıp sahadan gitti. Kimseden çıt çıkmıyordu. Ne yapmıştım şimdi ben? Hayır gerçekten ne yaptığımı bir bilsem hak vereceğim belki de ama şu anda haksız yere azarlamıştı beni.

"Melike--" Arkamdan seslenen Kübra'yı duymadan hızla arkasından gittim Keremin. Ben etrafa bakarken revirin önünden geçtiğini gördüm. "Kerem!" Arkasına dönüp baktı, derin bir nefes çekti. "Konuşacağız."

"Konuşacak bir şeyimiz yok Melike." Tekrardan gitmeye kalkışınca kolundan tutup revire doğru ittim, bende içeri girip kapıyı kapattım. "Ne yapıyorsun?!"

"Asıl sen ne yapıyorsun Kerem? Neden bir anda böyle davranmaya başladın anlamıyorum. Sana sadece dikkat ederdik dedim bir anda bana sanki düşmanınmış gibi davran demedim." Gözlerinden alev çıkıyordu. Benim aşık olduğum Orman şu an alevler içindeydi.

"Bir anda bana karşı soğuk yapıp sonra bunu söyledin. Bende uzak duruyorum işte, sadece ilk başta yakın olduğumuz için sen alışamadın. Haklısın zaten benim hatam ben neden bu kadar yakın davranıyorsam?"

"Kerem! Olayı kendine çevirme! Ne dediğimi daha anlamamışsın bile--" üzerime doğru yürüyünce bende geri yürüdüm. Sırtım dolaba değince gidecek yerim kalmamıştı. "Asıl sen beni hiç anlamamışsın. Şu zamana kadar seni çok zeki sanardım Hemşire hanım, ama demek yanlış yaptım. Sen farkında bile değilsin daha ne olduğunun. Önce ne yaptığını anla, sonra benden hesap sor."

Bir kaç saniye gözlerime baktı ve ardından revirden çıktı. Allahım gerçekten bilmiyorum ne yaptım?

...

Maça 10 dakika kadar vardı ben tiribünlerde ki yerimi aldığımda. Hep aynı yere oturuyordum, iki kulübe arasında ki en ön tribünlerdeydim.

Hâlâ Kerem'i düşünüyorum.

Yani yemin ederim ki ne yaptım bilmiyorum. Sevdiği olduğu için eski samimiyetmizin olmasını istememem mi sorundu? Bu kadar büyük bir şey değildi bu. Kerem'i bu kadar sinirli ilk defa görmüştüm ve bu sinir bundan dolayı olamazdı.

Maçı biz almıştık, insanlar tribünlerden çıkarken ben de bizimkilerin yanına gitmiştim. Berat'la konuşan Kübra'ya sarıldım, bugün çok görüşememiştik o hep takımın yanındaydı. Normalde kazanınca ne kadar sevindiğimi bildiği için şimdi moralimin düşük olduğunu görünce yüzü değişmişti onunda.

"Sonra konuşalım mı? Şimdi burada olmaz." Dediğime başını salladı. Etrafa bakarken gördüğüm şeyle sinir katsayım bir hayli yükselmişti. Galatasaray'ın eski tercumanı Sahra, karşı takımdan biriyle konuşan Kerem'in yanında gülüyordu. Hayır sadece gülse yine okey, her kahkahasında eliyle Kerem'e vurması ve elini bir süre çekmemesi sinirlendirmişti beni.

"Of! Gidelim artık." Kübra baktığım yeri görünce olayları bilmediği için sinsice gülümsedi. "Kıskandın mı?"

"Hayır. Ne kıskanıcam?" Sinirle söylendim. Onları izlerken Kerem bana bakmıştı, göz göze gelmiştik. Önünde dönüp birden güldü ve Sahra'nın omuzuna elini koyup patpatladı. Yok ben bakamam buna gerçekten. Arkamı dönüp soyunma odasına geçtim. 10 dakika kadar sonra da takım gelmişti. Buradan direkt tesise geçeceklerdi, toplantı varmış. Onlar konuşurlarken Kübra'ya döndüm.

"Ben arabayı alıp eve geçeyim, sen Berat'la gelirsin kuzum olur mu?" Kaşlarını çattı, bu halimi anlamaya çalışıyordu. "Olur aşkım, beni bekleme sen uyu dinlen."

Kübra

Takım duş alıp üzerini değişirken ben oradan çıkmış koridorda bekliyordum. Teker teker çıkarlarken kapının hemen yanında duvara yaslanmıştım. Ne kadar orada durdum bilmiyordum çünkü şu an bi dizinin kesitini izliyordum. Bir anda birinin kolumdan çekmesiyle küçük bir çığlık atmıştım.

"Şşt sessiz ne bağırıyorsun?" Beni soyunma odasına çekip kapattığı kapıya yaslamış ve ağzımı kapatmış Berat'ın gözlerine kötü kötü baktım. İteleyip kalbimi tuttum. "Bir anda yaparsan bu olur. Hem burada olmam uygun değil çıkıyorum. Sende hızlı çık."

Tam kapıyı açacakken kolumdan tutup beni kendine çekti. "Berat! Sapık mısın üzerine bi tişört giyin çık çabuk." Kolumu kurtarıp çıktım oradan ve otobüsün yanına gittim. Arkamdan bir şey demişti ama duymamıştım.

...

Toplantıdan sonra Berat'a onunla geleceğimi söylemiştim. Çantamı alıp çıkarken aklıma Kerem geldi. Arkamı döndüm,

"Kerem, biraz konuşabilir miyiz?" Başını sallayınca derin bir nefes aldım. "Melike'yle aranızda bir şeyler olmuş sanırım, öyle anladım. Şimdi eve gidince onunla konuşacağım ama durumu bana anlatmanı istiyorum."

"Ortada bir şey yokken bir anda samimi olmamamız gerektiğini söyledi. Sevdiğim biri varmış kafasında mı kuruyor anlamadım. O yüzden." Sinirle anlatmıştı. Eee kendini ele mi verdi bu?

"Bu neden aranızda bir sıkıntı yarattı ki? Öyle bir şey yok diyebilirdin." Kendini ele verdiğini anlayınca bir şeyler demek için ağzını açmış ama geri kapatmıştı. Gülümsedim. "Yani ne diyeyim bilmiyorum ama onun hiç bir şeyden haberi yokken bunu anlamasını bekleyemezsin. Sinirlenmeni anlıyorum, Melike senin hakkında ne düşünüyor bilmiyorum. Ama gerçekten seviyorsan ona çabaladığını göster. Bir de kalbini kırdın kızın, bi özür filan dile. Hadi iyi akşamlar."

Berat'ın arabasına binerken sargılı elimi kapıya vurunca canım acıdı. "Hay anan.."

"Sen şimdi Melike ile yakın arkadaşsın ama onun Kerem hakkında ne düşündüğünü bilmiyorsun, öyle mi?"

"Beratcım, kusura bak ama seninle arkadaşımın dedikodusunu yapmicam. Hadi yoluna bak."

Ula Nolayi Nolayi?Where stories live. Discover now