20.bölüm

25 3 0
                                    

Küçük bir duyuru

Sınavlarım başladı bu haftadan sonra  1 2 hafta bölüm gelmeyebilir haberiniz olsun canlarım. Bu hafta da her gün kısa da olsa yazıp bölüm atmayı planlıyorum.

Bu bölümde biraz kısa ama tadında oldu bence.

Melike

Önlüğümü giyinip ilk yardım çantalarını elime aldım. Bundan sonra bende çalışmalara katılacaktım, bir şey olursa gecikmeden müdahale yapmak için.

"Ben taşırım." Gelen sese dönerken çoktan elimde ki çantalar alınmıştı bile. Kerem gülümseyerek bana baktı. Utanarak önüme döndüm. "Günaydın."

"Günaydın." Birlikte sahaya geçtiğimizde çantaları kulübenin yanına indirdi, tam teşekkür edecekken yanağımdan öptü.

Kerem.

Benim.

Yanağımdan öptü.

Kerem beni öptü.

Yanaktan.

ALLAAH.

kalbim deli gibi atarken insafsızın oğlu gülerek diğerlerinin yanına gitti. Elimi kalbime atıp oturdum. Ay ben Kerem'in yanında salak oluyordum. Allahım aklıma mukayyet ol, valla çok aşığım.

"Ohaa! Lan kızım sen bunda bile bu hale geliyorsan Berat'ın bana yaptıklarını enişte sana yapsa seni mezara koyarız herhalde." Kübra yanıma oturdu, ona dönüp baktım. Kesin kıpkırmızı olmuştum.

"Ay kanka ben bi aptal oldum. Alışmak zor olacak." Elimle yüzüme hava yapıp bizimkileri -Daha doğrusu Kerem'i- izlemeye koyuldum. Ah Kerem'im ah. Nasıl yanıyorum senin için bir bilsen.

Oturmaktan yoruldum ben yine.

3 saat olmuştu hemen hemen ve hâlâ devam ediyorlardı. Arada kalkıp etrafta bir tur atmıştım, topla oynamıştım. Kübra'ya falan bulaşmıştım. Ama yok, zaman geçmek bilmiyor valla.

Bu 3 saatte de pek bir şey olmadı, sadece bir ara su molası verdiklerinde Kerem yanıma gelmişti. Bana bir şey diyecek sandım ama demeden havlulardan birini alıp gitti. Kırılmadım değil yanii.

"Şimdilik bu kadar yeter, toplanın... Öğleden sonra da yine 2 3 saatlik bir antrenman yapacağız. Yarın ki maç için son antrenmanlar bunlar. Hadi bakalım, dağılabilirsiniz." Şükür edip çantalardan birini bir elime diğerini diğer elime alıp içeri revire geçtim bende.

10 dakika kadar sonra Kerem geldi, onu görünce gülümsememi tutamıyordum. Kumralım ya.

"Nasılsın?" Diye sordum. Sedyeye oturdu, "iyi de boynum biraz ağrıyor. Bi baksana bir şey var mı?" Başımı sallayıp masanın üzerinde ki kutudan eldiven çıkardım ve takarak yanına gittim. "Nere ağrıyor gösterebilir misin?"

Elimi tutup boynunun arkasına doğru götürdü. Bir anda yaptığı için sendeleyip ona doğru yaklaşmıştım, bundan kaynaklı da yüzlerimiz yakın duruyordu. Doğrudan gözlerime bakıyordu birde. Elim titremesin Allahım.

"Burası." Yutkunup gözlerimi kaçırdım, iki elimle gösterdiği noktayı hafifçe bastırarak kontrol ettim. Uzaktan iki elim boynunda sarılıyor gibi gözüküyorduk kesin.

Bir noktaya baskı uyguladığımda inleyip başını omuzuma yasladı. Ateş bastı şu an. Ay saçları da mis gibi kokuyor bayıltır bu koku beni.

"Zorlamışsın sanırım. Kas gevşetici süreceğim, antrenmanda da yarın ki maçta da boynunu aniden döndürme bir de kafa toplarından kaçın. Akşam bir daha süreriz birde yarın sabah ve maç öncesi. Ciddi bir şey değil zaten geçer inşallah." Ondan uzaklaşıp malzeme dolabından kremi aldım. Paketten çıkarıp kapağını açtım. Yine ona yaklaşıp "biraz boynunu eğersen.." dedim.

Az önce yaptığı gibi yine başını omuzuma yasladı, nefesimi tutup biraz krem sürdüm boynuna. Kremi yana bırakıp elimle masaj yaparak yedirdim. Ölecektim şimdi. Kerem yapma şöyle şeyler. Tamam yap hani hoşuma gidiyor ama kalbim dayanmıyor valla.

Geri çekilecekken kollarını belime dolayıp gitmeme izin vermedi. "Bekle, biraz dinleneyim burada." Iyice domates olacaktım sanırım.

"Bir gören olacak."

"Olsun. Huzur veriyor burası, kalp ritmin.. her şeyinle Huzur veriyorsun bana. Şöyle sarılmamız bile bütün yorgunluğumu alıyor, dertlerim bitiyor."

Nefesim kesilmişti resmen. Çok kasmıştım kendimi. Anın tadını çıkarsam sanki beni itecek miydi?

Kollarımı omuzuna sarıp başına doğru yasladım başımı ve gözlerimi kapadım. Sadece nefes alışlarımız odayı dolduruyordu. "Haklısın."

"Ne konuda?"

"Huzur veriyor." Dedim. Küçük kıkırtısını duydum. Birbirimizden ayrıldık, o sedyeden inerken bende biraz geriye gittim. Yanağımdan makas alıp gitti.

Allahım sen bana nasip et.

...

Ula Nolayi Nolayi?Where stories live. Discover now