27.bölüm

30 4 0
                                    

Melike

"Of Kübra heyecandan ölüyorum. Ne zaman gelecek-- of geldiler."

"Kapıyı açalım gel hadi." Kerem, Ayşe anneyi almaya havalimanına gitmişti. Onu beklerken heyecandan ölecektim resmen bu yüzden Kübra'yı çağırmıştım.

"Hoş geldin Ayşe Anne."

"Hoş buldum, Hoş buldum. Maşallah tü tü tü. Çok güzelsin canım." Gülümseyip pardesüsünü aldım ve vestiyere astım. "Hoş geldiniz Ayşe hanım, ben kalmayacağım mazur görün böyle önünüzden kaçıyor gibi oldu. Başka zamana inşallah." Dedi Kübra, Ayşe annenin elini öptükten sonra başıyla bana selam verip çıktı. Ah kuzum ah.

"Anne önce yemek yiyelim sonra dinlenirsin, yemekler soğumasın." Kerem'in dediği şeyle gözlerimi büyütüp ona baktım. Anlamayarak bana bakınca, "Olur mu öyle Kerem? Annen dinlensin yemekleri ısıtırız. Yorgundur şimdi." Dedim.

"Yorgunum ama olsun kızım, acıkmıştım zaten."

"Peki o zaman.' Dedim. Ayşe anne sofraya otururken bende çorbayı getirmek için mutfağa gittim. Sakin ol Melike sakin oll.

"Yardım edeyim güzelim."

"Öhm." Kerem gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı, Ayşe anne sevgili olduğumuzu biliyordu ama yine de annesi sonuçta.

Kerem kaseleri bana veriyor ben dolduruyordum, sonra geri yerine koyuyordu. Tencereyi mutfağa geri götürüp sofraya oturdum. Sessizce çorbalarımızı içerken Ayşe anne konuşmaya başladı.

"E kızım, sen ne iş yapıyorsun?"

"Hemşireyim annecim, Galatasaray'da çalışıyorum."

"Maşallah." Ayşe anne baya tatlı bir kadındı, kaynanamı şimdiden sevmiştim valla wkduxjw. Çorbalardan sonra yemeği Kerem'le tabaklara koymuştuk.

"Ellerine sağlık kızım, sen mi yaptın hepsini?" Kerem birden gülünce ona döndüm. Bakışlarımı yakalayınca gülmesini tutup suçlu gibi ellerini kaldırdı.

"Tabii sen evde değildin, ben yaptım annecim. Kübra da yardım etti. Afiyet olsun." Kerem Şaşırarak bana baktı, gururla gülümsedim. Gerçekti, ne kadar yemek yapmayı sevmesem de bunu Kübra ile yaparak eğlenceli bir hale getirmiştim. Ve sırf bunun için 1 gün izin bile aldım.

"Tam benlik gelin, sizi hemen evlendirelim." Ayşe annenin dediğiyle kızarmıştım, Kerem alttan ayağıma vurup piç sırıtışı yaptı.

Yemekten sonra salonda oturmuş çay içiyorduk, Ayşe anne tüm hayatımı öğrenmek istediği için bir sürü soru sormuştu. "Ailen nasıl peki? Ne işle meşguller?"

"Babam sizlere ömür, annem ev hanımı gezmeyi çok seviyor kendisi. Abim de Mimar. "

Saat geç olunca -ve uykum gelmeye başlamıştı- Kerem'e baktım. "Geç oldu, ben kalkayım artık siz de zaten yorgunsunuz."

"Sabah birlikte kahvaltı yapalım kızım." Kapıyı açtığımda söylediği şeyle ona döndüm. "O zaman bize kahvaltıya gelin Kerem'le. Çok güzel bir sofra hazırlarım."

Sarılırken "Sen Kübra'yla birlikte buraya gel, size bi Karadeniz kahvaltısı hazırlayayım. Anne kahvaltısını özlemişsinizdir." Dedi. Gülümsedim. Haklıydı.

"Tamamdır o zaman. Iyi geceler Ayşe anne. Iyi geceler.. Aşkım." Son söylediğim şeyi sessizce söylemiştim. Hafifçe gülümseyip "Hadi git, sabah görüşürüz güzelim." Dedi.
Ben daireme girene kadar kapıda bekledi.

...

"Ben gelmesem olmaz mı ya? Hiç havamda değilim."

"Hayır Kübra hanım, tıpış tıpış geliyorsunuz. Hem kaynanam senin de gelmeni istedi reddedemezsin. Giy üzerine bir şeyler de gidelim." Oflayıp kalktı ve odasına girdi. "Oflama bana!" Diye bağırdım arkasına anne gibi.

Ula Nolayi Nolayi?Where stories live. Discover now