2

9.2K 1.2K 1K
                                    

Haii ben geldiim!

Oruç nasıl gidiyor bakayım? Ramazanda bu fice böyle bölüm yazıp güncellemeye çalışacağım kısa kısa olduğu için her gün ya da gün aşırı bölüm yayınlamayı düşünüyorum:') Tabii oy ve yorumlara da bağlı sık gelmesi^^

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Bekler, sorun değil. Seni eve bırakmak istiyorum, neden gelmiyorsun ki? Daha önce binerdin aracıma." diye homurdandığında kaşlarımla Daniel'i işaret edip gözyaşlarımı kendi elimle silerken diğer elimle de mendilini ona uzattım.

"Rahatsız etmek istemiyorum. Otobüsüm gelir şimdi." diyerek bakışlarımı yola çevirdiğimde gelen otobüsü gördüm. "Ve geldi bile." diyerek ayağa kalkıp koşar adımlarla el işareti verdiğim otobüse ilerledim.

"Yavaş, dikkat et." diye bağırdı Taehyung. Onun arabasının hemen arkasına yaklaşarak duran otobüsün ön kapısı açılınca ona bakmadan el sallayıp hızlıca bindim. "Jungkook bir dakika, bu araç evine gitmiyordu ki senin?!"

Taehyung arkamdan bağırırken otobüsün kapısı kapandı. Ona sırtım dönük bir şekilde dururken ağlaya ağlaya akbilimi bastım.

Hangi arabaya bindiğime bile bakmaksızın tutuna tutuna güçlükle arkaya doğru geçerken ona bakmak istesem bile bunu yapamadım. Araç ilerleyip uzaklaştığında cam kenarında en arkada boş bir yer bulunca oraya geçip oturdum.

Yanımda oturan teyze bana peçete uzattığında buruk bir şekilde gülümseyerek peçeteyi alıp teşekkür ettim. 

Ben... Aşık olduğum adamdan artık vazgeçmek zorundaydım ve bu canımı çok fazla yakıyordu.

-

"Jungkook, yemeğe inmedin ve getirdiğim yemeğine de dokunmamışsın. Neyin var bebeğim?" Anneme olan biteni anlatmaya cesaret edemediğim için sessizliğimi koruyup uyuyor taklidi yaptım.

Duvara doğru yüzüm dönük bir şekilde yatıyordum ve gözlerimi kapatmamla gözyaşlarımın süzülmesi bir olmuştu.

"Uyudun mu... Ah güzel oğlum benim." diyen annem üstümü yavaşça örttüğünde ağladığımı fark etmemesi için içimden dua ettim.

Çok şükür ki geri çekildi ve terliklerini yere sürterek yürümesine rağmen beni uyandırmak istemez gibi sessizce ilerleyip kapıyı yavaşça kapattı.

Dünyam başıma yıkılmış gibi hissediyordum. Sevdiğim adam asla beni sevemeyecekti çünkü beni yalnızca arkadaşı olarak görüyordu. Platonik aşkımdan vazgeçmek zorunda olsam bile bunu başaramayacağımı biliyordum. Bir sevgilisi olmasına rağmen ondan hoşlanmaya devam etmem doğru değildi... Ama ben onu uzaktan uzaktan severdim, sessizce, hissettirmeden...

Asla bilmez, öğrenmezdi hislerimi... Böylece sevgilisi olmasına rağmen onu sevmeye devam etmem suç olmazdı...

Burnumu çekip gözyaşlarımla ıslattığım yastığımın altından el yordamıyla telefonumu bulup dayanamayarak instagrama girdim.

Daniel ile gönderi veya hikaye atıp atmadığını kontrol ederken buldum kendimi. Hiç güncelleme yapmamış olmasına bile sevinemedim çünkü şu anda hâlâ birlikte olma ihtimalleri yüksekti...

Hesabından çıkmak yerine fotoğraflarına bakmaya başladım.

Hesabından çıkmak yerine fotoğraflarına bakmaya başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
COULD YOU LOVE ME • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now