8

8.7K 1.2K 1.1K
                                    

Haiii ben geldiim!

Düne bölüm yetişmedi maalesef, ama bugün geldim ehehe:') Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Taehyung ellerini omuzlarıma yaslayıp hafifçe sıkarken gözlerimin içine baktı. "Eğer iyi hissedersen geri dön lütfen. Seni içeride görmeye ihtiyacım var."

Daniel, Taehyung'un elinden tutup onu çekiştirmeye başladığında Taehyung ilerlemeye başlasa bile benden bir onay almaya ihtiyacı varmış gibi beklentiyle bakışlarını gözlerimden ayırmadı.

Başımı usulca olumlu anlamda sallamakla yetindiğimde gülümseyerek başını önüne çevirdi ve Daniel ile birlikte tuvaletten çıktı.

Robin sabır dilediğine dair şeyler homurdana homurdana kapıyı kapattı ve sonra yanıma gelirken, "Öğör öyö hössödörsön görö dön lötfön. Sönö öçörödö görmöyö öhtöyöcöm vör." diyerek ağzını gere gere, ağzında kelimeleri yuvarlaya yuvarlaya Taehyung'un sözlerini tekrarlayıp onu alaycı bir şekilde taklit ettiğinde kahkaha attım.

Sonra hemen susup işaret parmağımı ona doğru salladım. "Çok ayıp Robin, çok çok ayıp." dediğimde bıkkınlıkla oflayıp elindeki poşetten çıkarttığı merhem kutusunu parmakları arasında çevirdi. "Sevgilisi yanındayken senin yanında olmasını istiyor."

"Çünkü bana arkadaşı olarak değer veriyor." diye mırıldandım. "Bence Taehyung gerçek hislerinin ne olduğundan bir haber dolanıyor. Hiç açık gözlü değil, hiç. Neyse hadi gel hemen merhem sürelim."

-

Yanık kremi sürdüğüm ve iyi hissettiğim için ikinci yarı başladığında geri dönmüştüm. Taehyung'un gözleri sürekli tribünlerde dolaştığı için geldiğimi fark etmesi uzun sürmemişti.

Robin ile tribünlere geri dönene dek başlayan ikinci yarıda da skoru geriden ilerleyip arayı açtırmış olsa bile, benim gelişimle toparlanmış ve yeniden odaklanarak ilk yarının başındaki formunu geri kazanmıştı.

Geriden gelerek skorda beraberlik sağlamış, sonrasında da arayı açarak kazanmayı başarmıştı.

Maç bittiğinde sevinçle raketinin kenarından öpüp havaya kaldırarak bana doğru döndüğünde ayağa kalkarak alkışlamaya başladım. "Bravo Taehyung!"

Robin'i dürtüklediğimde o da ayağa kalkıp alkışlarken, Daniel koşturarak sahaya geçip Taehyung'un kucağına zıplayarak ona sıkıca sarıldı.

Yüzümdeki gülüşüm usulca dudaklarımdan silinirken, alkışlayan avuçlarım birbirine çarpmaya son verdi. Ellerimi havada tutmaya son verip kalçalarımın iki yanından sarkacak şekilde indirdim. Kıyafetim ıslak olduğu için onu gözden çıkartıp çöpe atmayı seçmiş ve montumun fermuarını göğsüme kadar çekmiştim. 

Taehyung, Daniel'i kucağından indirip kollarından uzaklaştıracak şekilde geriletti. Muhtemelen terli olduğu için sarılmasını istememişti.

Tribünler ufak ufak boşalırken, Robin, "E hadi gidelim, Jungkook." diyerek dikkatimi ona vermem için elini gözlerimin önünde salladı. "Olur, Taehyung'u tebrik edip gidelim." 

Tam tribünlerden çıkıp uzaklaştığımızda sahadan bizim bulunduğumuz tarafa doğru gelen Taehyung bizi karşıladı.

"Tebrikler, başardın." dediğimde içten bir şekilde gülümsedi. Gülüşü içimi ısıttı. "Sayende. Bana şans getiren sendin." dedi gözlerimin içine baka baka. "Ve unutmadan." diyerek kolyemi boynundan çekerek terli saçlarından sürükleyip çıkarttı. "Şans kolyen." dedi ve boynuma takmak için uzandı.

COULD YOU LOVE ME • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now