COULD YOU LOVE ME • TAEKOOK ✓

23

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Arkadaşlar... Böyle hissetmez değil mi?" Soruma soruyla karşılık verirken karmaşayla gözlerine baktım.

"Ben... Hissetmeye başladığımı fark ettim..." dedi ve sonra ensemden yakaladığı gibi beni suyun içine aniden çekerken gözlerimi kırpıştırarak afallamış bir ifadeyle ona baktım. Havuzun içinde tıpkı benim gibi gözleri açık bana bakarken bakışları dudaklarıma düştü. Ardından ensemden tutan eline asılıp suyun içinde beni kendine çekip dudakları dudaklarıma kapandığında yüzüm şokla çarpıldı.

Gözlerim faltaşı gibi açılırken kilitlenip kaldım. Aman Tanrım... Şaşkınlıktan ve heyecandan eriyip biterken, boşta kalan eliyle yanağımı kavradı ve su yüzeyine çıkmak yerine havuzun içindeyken alt dudağımı ağzının içine çekerek emdi.

O an dünya dönmeyi bırakmış gibi hissettim. Zaman durdu sanki. Zemin ayaklarımın altından çekilircesine kaydım. Mühürlediği dudaklarımızın asla ayrılmamasını dilerken buldum kendimi. 

Suyun içindeki bedenimin ağırlığı kendini boşluğa süzülürcesine saldı. Tam o sırada Taehyung ikimizi birden suyun dışına çekerek dudaklarımızı ayırdığında sudan çıkmış balığa dönmüş bir şekilde soluk soluğa ona baktım.

Dudaklarının dokunuşu hâlâ dudaklarımdaymış gibi hissediyordum. Kalbim dörtnala koşan bir at misali, yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu.

Taehyung, tıpkı benim gibi soluk soluğa öptüğü dudaklarıma bakarken tek eli belimden sıkıca tutmaya devam etti. Diğer eli çenemi kavradı ve parmak uçlarıyla dudaklarımı okşarken gözlerini yumdu.

"Arkadaşlar öpüşmek istemez..." diye hırıltılı bir sesle homurdandı. Hayatımda ilk kez, onun sesini bu kadar gergin ve kaygılı işitiyordum. "Jungkook, bu yaptığım belki yanlış, belki bana bunu yaptığım için öfkelendin... Ama özür dilerim, ben... Ben hakim olamıyorum, içimde tutamamaya başladım. Günden güne doyumsuzlaştığımı, daha fazlasını istediğimi fark ettim, içten içe sana daha yakın olmak istedim. İnfilak ettim, o dudakların beni kendine çekiyordu ve ben daha fazla dayanamayıp patlak verdim..."

Gözlerini sımsıkı kapatmış bir şekilde konuşurken ıslak kirpiklerimden sızan klorlu suya sıcak gözyaşlarım eşlik etmeye başladı. Daha beni öpüşünü hazmedememişken, ondan bu sözleri duymak şok yağmuruna tutulmamı sağlamıştı.

"Seni öpmek istediğim için, seni öptüğüm için özür-" Yüzünü avuçlarımın arasına aldığım anda kirpiklerini kırpıştırarak araladı ve ağladığımı fark edince sözleri yarıda kesildi. "Neden ağlıyorsun? Benim yüzümden mi... Nefret etme benden ne olur... Bak, ben kalbimin sesini dinleyip öptüm seni, çünkü öpmek istediğimi biliyordum, içten içe bunu arzuladığımı-"

Yüzünü avuçlayarak onu kendime çekip dudaklarımı dudaklarına bastırarak susmasını sağladım. Toparlanıp koptuğum dünyaya geri dönmek biraz vaktimi almıştı. Sessiz kalışım nedeniyle kendini kötü ve suçlu hissetmişti, halbuki ben öpücüğün etkisinde kayıplara karışmıştım. 

Onun adım atması her şeyi değiştirmişti. O yapmamış olsa ben asla cesaret edip ona açılamayacağımı biliyordum. 

Kadife gibi yumuşak ve ıslak olan dudaklarına bıraktığım minik öpücük sonrası utangaç bir şekilde geri çekilip seslice yutkunurken başımı önüme eğdim. "Özür dileme Taehyung..."

Taehyung çenemden yakalayarak başımı kaldırmamı sağladı ve bakışlarımızı buluşturarak gözlerimin içine baktı. "Bu... Hoşuna gitti mi?" diye fısıldadım çekinceyle.