12

9.1K 1.3K 1.2K
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

"Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?" Annemin sesiyle su doldurduğum bardak elimden neredeyse kaymak üzereyken güç bela yakaladım.

"Bir kız arkadaşı olduğunu söyleyince tüm moralin bozuldu. Normalde ona bakarken gözlerinin içi gülüyor, bakışlarında kaybediyorsun kendini. Daha önce geldiğinde de olmuştu, ama bu sefer kesinlikle emin oldum, ondan gerçekten hoşlanıyorsun."

Annem omuzlarımdan tutarak beni kendine doğru çevirdiğinde ne diyeceğimi bilemediğim için sessizliğimi koruyup elimdeki bardaktan ufak bir yudum içip döküp elimden devrilmeden masaya geri bıraktım.

Annem benden bir cevap bekler gibi omuzlarımı hafifçe sıvazladığında başımı önüme eğdim ve bakışlarımı gözlerinden kaçırırken, "Yok anne." diye itiraz ettim. 

"Hiç iyi bir yalancı değilsin oğlum." dediğinde dudaklarımı şişirerek oflayıp başımı kaldırarak annemle bakışlarımızı buluşturdum. "Öyle olsa bile ne fark edecek ki anne? Başkasıyla çıkıyor işte, beni sadece arkadaşı olarak görüyor. Doyumsuz olan, ona arkadaştan öte duygular besleyen kişi benim..."

"Asma o güzel suratını. O da sana çok tatlı bakıyor, belki kendisinin henüz farkında değildir. Senin aksine yöneliminin bilincinde olmayabilir. Belki de yönelimini idrak ederken korkular yaşıyor ve kabullenmek istemiyor olabilir." diye mırıldandı beni teselli etmek istercesine.

Onun telkin dolu sesi beni buruk bir şekilde gülümsetti. "Belki de sadece heterodur anne..." diye mırıldanırken kirpik diplerim sızlarken göz bebeklerime iğne batırılıyormuşçasına acıdı. Gözyaşlarım akmak için sınırlarımı zorluyordu.

"Seni yıldıran kız arkadaşı olması değil mi?" diye sorduğunda burnumu çekerek başımı iki yana salladım. "Ben... Sevgilisi olsa bile onu sev-sevmekten vazgeçemiyorum anne... Uzaktan uzağa onu sevmeye devam edeceğim, sessizce, hissettirmeden..."

Annem yanımdaki sandalyeyi çekip oturmam konusunda kollarımdan tutarak bana yardımcı olurken kendisi de yanımdaki sandalyeyi çevirip önüme oturdu ve ellerimden tuttu.

"Belki de, ona olan hislerini söylemen gerekir." 

"Yapamam, asla yapamam. Söylersem onu tamamen kaybedebilirim, arkadaş kalmamızı bile istemezse ne yaparım ben?" diye fısıldadığımda iç geçirdi ve ellerimi sıvazladı. "Belki de bu konuda cesaretli olman ve gerçekleri onunla paylaşman senin için daha doğru olacaktır."

"Onu kay-kaybetmeyi göze alamam anne..." diye mırıldandım alçak bir sesle. "Her şeyden habersizken onu başkasıyla görmek seni daha çok kırmayacak mı?"

"Al-alışırım anne." diye fısıldadığımda annem beni kendine doğru çekerek sıkıca sarıldı. "Güçlü bebeğim benim."

Ona sarılınca daha çok ağlayasım gelse bile kendimi sıkmayı ve gözyaşlarımı tutmayı başardım. Burnum deli gibi sızlarken annemin sarılışına karşılık verip sonra da yavaşça kollarından ayrılacak şekilde geri çekilip sırtımı sandalyeye yasladım.

Tam o sırada mutfağın kapısı tıklatıldı. "Çok pardon, ben artık gitsem iyi olacak." Taehyung son derece nazik bir şekilde konuştuğunda gözlerimi kırpıştırıp hızla ayağa fırladım ve kapı eşiğinden içeriye girmeden bekleyen Taehyung ile göz göze geldim. "Biraz... Biraz daha kalsan?"

"Saat çok geç oldu Jungkook, Bayan Jeon'a yeterince zahmet verdim zaten." dedi mahcup bir sesle. Başımı hızla omzumun üstünden anneme doğru çevirdiğimde annem ayağa kalktı. "Yok, ne zahmeti olur mu hiç öyle şey, bizde kalmak istersen kalabilirsin."

COULD YOU LOVE ME • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin