20

8.3K 1.2K 1K
                                    

Haiii ben geldiim! 20. bölüme ne ara geldik, zaman çabuk geçiyor cidden dün fice başlayalı tam bir ay olmuş. Ve ailemiz 100K okunmaya ulaştııı, çok teşekkür ederim okuma şansı veren ve desteklerini esirgemeyen herkese :')<33

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Gece çok güzel geçmişti çünkü Taehyung ile sürekli bakışlarımız çarpışmış, hep birlikte şarkı söylemiştik. Dahası Robin'den sonra ben şarkı söylediğimde Taehyung bana eşlik etmişti.

Birbirimize bakıp gülümseyerek arka arkaya şarkı söylemiştik.

Şimdiyse odalara geçmemiz için uyarı almıştık. Sabah erken kalkacağımızı belirtmişti Bayan Kwon. O da bize katılmıştı ve dağılana kadar bizimle kalmıştı ama Bay Chang yorgun olduğu için erken odasına geçmeyi seçmişti.

Taehyung'un ceketi ona geri vermek istememe rağmen hâlâ omuzlarımda dururken, "Sen üşüdün Taehyung..." diye mırıldandım.

Elini omzuma atarak beni yakınına çekerken içten bir şekilde gülümsedi. "Üşümedim, defalarca söyledin ama üşüsem zaten odaya döner çantamdan hırkamı alırdım. Hem odaya geçeceğiz zaten."

"Gerçekten üşümedin mi? Serinledi biraz hava, üşütmeni asla istemem." diyerek ceketini omuzlarımdan ayırmak için yakasından yakaladığım anda bileğimden kavrayıp elimi yavaşça geri indirdi.

Diğer eli ise omzumda sabit yerini korurken, duraksama yaşayınca ben de otomatik olarak adımlarımı onunla birlikte durdurdum. Ceketini almak için harekete geçirdiğim evrede indirdiği bileğimi kavrayan parmaklarına bakmaya son verip başımı yana çevirerek ona baktım.

Bakışlarımız orta noktada buluşma yaşarken, yüzlerimiz arasındaki mesafenin çokta fazla olmadığını fark ettim. "Üşümedim." dedi kısık bir sesle. Bileğimdeki eli yüzüme yükseldi ve işaret parmağını dudağımın kenarına hafifçe bastırdı.

"Dudaklarını öyle birbirine bastırdığında şu minik çukurların o kadar şirin duruyor ki." Dudaklarımı sımsıkı birbirine bastırmış bir şekilde gözlerimi kırpıştırarak ona bakarken parmağının sıcaklığı iliklerime dek işledi. 

Hipnoz olmuş gibi ona bakmaya son verip toparlanarak konuşma girişiminde bulunabildim. "Teşekkür ederim Taehyung..."

Parmağını geri indirip iç geçirdi ve başını önüne eğerek gülümsedi. "Rica ederim, hadi odamıza geçelim."

Odamız kelimesini vurgulayışı kalbimin ritmini neden böylesine hızlandırmıştı ki? Onunla birlikte kalacağımız için gerçekten deli gibi heyecanlıydım. Sanırım tüm gece onu uyurken izlemekten uyuyamayacaktım, çünkü böyle bir fırsat asla elime geçmezdi. Gözlerimin önündeyken onun huzurla uyuyuşunu izlemek o kadar çok istiyordum ki...

Ben düşüncelerimde boğulduğum evrede yüzüne bakmaya devam ederken Taehyung omzumdaki koluna asılarak başını önüne çevirip yürümeye başlayınca ben de adımlarına eşlik etmek durumunda kaldım.

"Jungkook." Songhan'ın sesiyle başımı sola doğru çevirdiğimde Taehyung elini omzumdan indirmek yerine beni daha yakınına çekti. Onun benimle konuşmak istediği gerçeği aklıma o anda dank etti. "Ah konuşacaktık, tamamen aklımdan çıktı kusura bakma Songhan."

Ellerini ceplerine tıkıştırarak başını salladı. "Şimdi şansımı yeniden denesem? Yani konuşmak için?"

"Tabii, konuşalım." dediğimde Taehyung öksürdü. Taehyung'un kolundan tutarak yavaşça kolunu kaldırıp sıyrıldığım gibi ona dönüp gülümsedim. "Sen önden geç, ben az sonra geleceğim Taehyung."

COULD YOU LOVE ME • TAEKOOK ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant