22

8.2K 1.2K 1.3K
                                    

Haiii ben geldiim!

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

2 gün sonra|

"Jungkook, okulun yakınlarında çok güzel bir İtalyan restoranı açılmış, birlikte gitmek ister misin?" Songhan yanıma oturup masanın üstündeki ellerimden birini tutarak hafifçe sıktı.

"Lütfen." dedi kibarca. 

"Çek elini kolunu!" Taehyung sıktığı dişleri arasından tıslarken, Songhan'ın eline yumuşak olmayacak şekilde çarpıp parmaklarımla olan temasını sonlandırmasını sağladı.

"Ayrıca Jungkook benim. Yani çıkışta birlikteyiz, ben yakandan tutup kaldırmadan önce kalk sıramdan şimdi." Taehyung'un gergin sesi olduğu gibi ortama yansımıştı.

Keskin bakışlarının doğrudan hedefi Songhan'dı. 

Songhan elinin ayasını masaya vurarak ayağa kalktı ve Taehyung'a omuz atarak yanından geçti. "Sen kime omuz atıyorsun lan lavuk!" Taehyung bağırarak Songhan'ın peşine takılacakken uzanıp bileğinden yakalayıp onu durdurdum.

Öfkeli bakışları bana kaydı. "Lütfen Taehyung, kavga etmeyin."

"Omuz attı lavuk!" diye tısladığında elini daha sıkı tuttum. "Lütfen..." 

"Öyle dudaklarını büzüp lütfen dediğinde pekte şansım kalmıyor zaten, lanet olsun." diye hırıltılı bir sesle homurdandı ve sınıftan çıkan Songhan'ın peşine düşmek yerine yanıma geçip oturdu.

-

Taehyung bizim için kahve almaya gittiğinde ben de yangın merdivenlerine çıkan köşedeki merdivenlerin oraya geçip onu bekliyordum. 

Taehyung'u beklerken sosyal medyada dolanmaya başlamıştım. Komik videolar izlerken elimi ağzıma kapatarak kıkırdadım.

Merdivenlerden yükselen adım sesleriyle bakışlarımı telefonumdan ayırıp, "Erken geldin sıra yok-" diye başlamışken gelenin Taehyung değil de Songhan olduğunu görünce sözlerimi tamamlamak yerine susmayı seçtim.

"Selam Jungkook, beni beklemiyordun sanırım." diyerek basamakları tırmandı. Ben onu gözlerimle takip ederken o tam yanıma merdivenin basamağına oturdu.

"Taehyung gelecekti de..." diye mırıldandım. "Nerede ki?"

"Kahve almaya kantine indi az önce." 

Başını aşağı-yukarı sallarken, dudaklarına memnun olmuş bir gülücük yerleşti. "Seni yalnız yakalayabilmek çok zorlaşmaya başladı." dedi sonra. Telefonumu sıkıca tutarken ekranın ışığının kapandığını fark ettim.

Telefona kayan bakışlarımı yeniden Songhan'ın yüzüne çevirdim. "Robin sürekli yanında, o olmasa Taehyung." dedi ve duraksayıp iç geçirdi. "Hatta son zamanlarda Robin'den daha çok Taehyung yanında. Bir gölge gibi, seni hiç yalnız bırakmıyor." 

"Bu... Neyi ima etmeye çalışıyorsun? Bundan memnunum. Yani onların yanımda olması beni mutlu ediyor." diye mırıldandım. 

"Bana asla fırsat bırakmamalarını ima etmeye çalışıyorum. Taehyung senin adına konuşuyor, kararlar veriyor. Sadece yakın arkadaş olduğunuza emin misin?"

Seslice yutkundum. Ben ona aşığım... "Bak aranızdaki gerginliği tırmandırmayın lütfen, kavga etmeyin, birbirinize bulaşmayın."

"Taehyung seni paylaşmıyor. Bak derdim kavga çıkarmak değil. Ben sadece..." dedi ve duraksayıp dudaklarıma doğru eğilince gözlerimi irileştirerek başımı refleksle geriye doğru kaçırdım.

COULD YOU LOVE ME • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now