12

43 8 2
                                    

Remembrance - Balmorhea

Tahmini olarak bir gündür yürüyorlardı Jisung ve Chan. İkiside yorgun, uykusuz ve bitkinlerdi. Öyleki Jisung adım atmak dahi istemiyordu. Sanki yaşaması için hiç bir nedeni yokmuş gibi hissediyordu. Her ne kadar kendine kabullendirmek istemesede içinde kötü bir his vardı, kötü bir şeyin olduğunu hissettiriyordu onu. Daha fazla tek başına yürüyemeyeceğini fark edince Chan'a tutundu. Chan onun bu bitkin halini görünce onu kucağına alıp adımlarını biraz da olsa hızlandırdı.

"Uyu biraz. Çok yorgun düştün."

"Asıl sen indir beni. Sen de yorgunsun."

Chan, Jisung'un söylediklerini ciddiye almadan yürümeye devam etti. Zaten az kaldı diye geçirdi içinden. Yarım saat daha yürüyüp bir şehir'e gelmişlerdi. Tabelada 阴阳 -yin yang- yazıyordu. Chan, Jisung'u yavaşça yere bırakıp sakin adımlarla yürümeye başladı. Jisung ise tabelanın yanına gidip dokundu tabelaya. Sonra Chan'a dönüp. "Burası... Minho ve Mi Sun'un doğduğu şehir." Demişti. Chan'da ona kafa sallayıp hadi dercesine elini sallayıp yürümeye başlamıştı. Jisung'da koşarak ona yetişmişti.

Şehrin içine doğru girdiklerinde çok güzel bir yer olduğunu fark etti Jisung. Yem yeşildi her yer. Ve herkes çok mutluydu, huzurluydu yüzlerindeki gülümsemeden belliydi. Asla ama asla Lee krallığına benzemiyordu burası çok farklı bir yerdi. "Jisung burdan." Jisung Chan'ın sesini duyunca onu takip etmeye devam etti. Biraz ileride büyük bir köşk vardı. Saray kadar büyük değildi tabiki. Çevresinde ise hiç bir şey yoktu sadece ormandı. Dışarıdan gri gözükmesi farklı hisettirmişti Jisung'a.

Sakin adımlarla köşk'ün surlarından  geçip bahçesine gelince, önündeki merdivenleri çıkmaya başladı Jisung. Merdivenler bitince tam ortada bir yin yang sembolü gördü, Minho ve Mi Sun'da ki kolye gibiydi sembol.

"Chan!"

Jisung ileriden gelen neşeli sesin sahibine bakınca, herhalde öldüm ve bu bir melek diye geçirdi içinden. Beyaz mı açık sarı mı tam emin olmadığı hafif uzun saç'lı, beyaz tenli, hafif pembemsi dudaklı, küçük mavi-gri karışık göz renkli bir çocuktu. Bembeyaz olan giysisi Jisung'un onu gerçekten bir melek sanmasına sebep olucaktı. "Minho gibi." Dedi fısıldayarak. Ama bunu söylediğinin farkında değildi, istem dışı söylemişti.

Melek çocuk koşarak Chan'a sarılmıştı. Jisung sarılan ikiliye doğru yürüyüp, yanlarına gitmiş ve sarılmalarının bitmesini beklemişti. Fakat melek çocuk Jisung'un asla beklemiceği bir şey yaparak Chan'dan ayrıldıği gibi Jisung'a sarılmıştı. Jisung şokla ne olduğunu anlamaya çalışırken çocuk geri çekilmiş ve gülümseyerek. "Hoş geldin Jisung. Felix ben. Lee Felix. Ne zamandır yoldasınız, içeri geçelim de biraz dinlenin." Felix'in bu enerjik hali Jisung'a Mi Sun'u anımsatmıştı.

Felix, Jisung'u çekiştirirken bir şey dikkatini çekmişti Jisung'un. "Felix bir saniye, o ne?" Jisung'un eliyle gösterdiği şeyi fark edince o tarafa doğru yürümüştü Felix, Jisung'un görmesi için. Jisung karşısındaki şeyin tam olarak ne olduğunu anlamamıştı, ama çok güzel olduğunu düşünüyordu. Ortada bir yin yang sembolü vardı. Sembolün üstünde Minho altında ise Mi Sun yazıyordu.

"Bu sadece buranın kral ve kraliçe olacak varislerine yapılan özel bir saygı sembolü tarzı bir şey. Minho ve Mi Sun'un annesi onları doğurduğu zaman astrolog'lar gök yüzünü incelemişler. Ve iki gecede tüm takım yıldızlarının bir araya geldiğini görmüşler, 25 ekimde de 23 Ağustosta da gök yüzü aynıymış. Zaten takım yıldızlarının bir araya gelmesi doğan bebeğin ileride tahta oturacağına işarettir. Ve bu anıt herkes'in isteği üzerine yapılmaz. Astrolog'ların emri üzerine yapılıyor sadece bunu da astroloların emri üzerine yapmışlar zaten."

Kingdom of Experiments / MinsungUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum