"yok oluş"

301 13 1
                                    


"İRİS ! "

Herkes cevaba şaşırırken Esel neden hiç birsey olmamış gibiydi ?
Neden hiç korkmadi ? Neden sadece korkmayan o ?

Sürekli düşünmekten başıma Ağrı girdi.

" YA BU NASIL OYUN ABİ YA ! "
Can'ın sitemiyle ve yağmurun hızla artışı ortamı daha da kasvetli hale soktu.

"Süsen saat çok geç oldu artık. Bizim daha fazla bu geç saate burda kalmamız doğru olmaz, bizim gitmemiz gerek."

Duraksadı ve devam etti konuşmaya.
"Evet bize kizacaksiniz çünkü haklısınız ve korkuyorsunuz ama kalmamız doğru değil."

Esel'in mantıklı konuşmasını onaylarcasına kafa salladim.

"Sorun değil. Siz gidin" dedim.

Kuzenim o sırada "Süsen ben sende kalabilirim istersen," dedi.

Bir yanım korktuğum için kal diyor, belkide yaşadıklarımı ona anlatırsam benle alay etmez, dalga geçmez. Zaten korkuyoruz, hazır korkarken anlatırsam belki dalga geçmez benimle diye düşündüm...

Ama bir yanım da eğer kuzenim burada kalırsa, o ses bana gelmez diye ne diyeceğimi bilemedim.

Tam o sırada Esel ve Can aynı anda "bence de kalsın ikinizde birbrinize cesaret olursunuz." dediler. "Tamam" diyerek, kuzenimle birlikte misafirleri geçirip hepsiyle teker teker vedalaştık.

Tam kapıyı kapatacağım sırada Esel ellerimi tuttu ve kulağıma egilip "ne zaman istersen Süsen" dedi.

Dediği şeyi tam anlamamışken ellerini ellerimden çekince, elime bir kağıt bıraktığını gördüm.

Kağıtta telefon numarası yazıyordu.

"Teşekkür ederim" deyip gülümsedim. Sonra kağıdı cebime koyup kuzenimle odama geçtik.

Notu kesin düşürürüm yada kaybederim diye telefonuma kaydettim. Kuzenim Zehra o sırada "ne yaziyo o notta?" diye sordu.

"Esel telefon numarasını ve-" diyecekken kuzenimin benim lafımı kesmesine hiç şaşırmadim.

"Süsen, sence de Can süper değil mi?"

"Tahmin etmiştim ama ondan hoşlandığını" dedim.

" Konuşmaya devam edelim kuzen. Böyle konular konuşursak kafamız dağılır ve korkmayı-'
Kuzenime seslenişimle bu sefer ben onun sözünü bölmüş oldum.

"Zehra"

"Ne oldu ?"

"Bu konu hemen kapanmayabilir," dedim iç çekerek.

"Süsen, sen neden ağlıyorsun, ne oldu?"
diye sordu.

Bir yandan bana sarılmaya çalışıp  gözyaşlarımı silerken daha fazla ağlamaya başladım.

Cesaretimi toplayıp ona yaşadıklarımı, anneme kadar anlattım.Ağzı açık dinledi ve ben ilk defa tahminlerimde yanılmadım...

benimle hiç alay etmeden, çok dikkatli şekilde beni dinledi.

Bana dedi ki, "Süsen senin psikojinin bozulması için travma yaşaman gerekiyor, senin psikojin bozuk değil ki. Sen sadece içine kapanık birisin,"

Onaylarcasına kafamı salladım.

" Ben bu tarz şeylere inanıyorum, özellikle anlattıklarına. Şuna da eminim. Eğer bu tarz şeylerle alay edilirse, yaşatan yaşadığını yaşar," dedi ve Yutkunduktan sonra konuşmaya devam etti.

"Süsen bak dinle. Sen o sese bağlandın mı?"

"Bilmiyorum Zehra, hicbisey bilmiyorum ne istiyorum hicbiseyi bilmiyorum. Sanırım ben kendimi kanıtlamak istiyorum bir tek...
Yani o sesi sadece ben mi duyuyorum yoksa sende duyar mısın? Eğer duyarsan ben deli değilim demektir. Ama eğer sadece ben duyuyorsam, sanırım tedavi olmam gerekecek."

" Hayır Süsen yanlış düşünüyorsun. Ses, sana her canın istediğinde gelcek diye bir zorunluluk yok. Özellikle o ses sana yanında biri varken gelicek diye bir kural yok. Kendini böyle şartlandırma. Ben sana inanıyorum sadece sana da değil bu tür şeyleri yaşayan herkese inanıyorum."

"Zehra, bize bu gece cevap verenin o kişi olduğunu düşünüyorum."

" Ben sanmıyorum, sonuçta tek ruhsal varlık o değil, bu ruhsal varlıklardan sayamayacagimiz kadar var ne malum o old-"

"Peki şöyle düşün ozaman" diyerek sözünü kestim. Ve konuşmaya devam ettim. " Can hadi sorun dediğinde sende eğer buradaysa ip sallansin dedin. Eğer bu o harici bir ruhsa eğer sallanirdi ama ben bişey isteyince yaptı. Demekki bu o,"dedim.

" Süsen sen çok alışmışşın," dedi.

"Evet çok alıştım ve bu alışmayıda çevremin olmamasına bağlıyorum. Sadece kafam karışık ve ne yaşadığımı daha doğrusu yaşadığım şeyleri sadece benim hayal dünyamda mı yaşıyorum, yoksa her duyan o sesi iştir mi ? bir tek bu sorunun cevabını istiyorum."

" Peki süsen sana bişey soracağım? "

"Sor" dedim gözlerimi kapatıp.

"Verilen cevap" İRİS "
Gerçekten onun ismi mi yoksa başka bişey mi demek istedi?"

"Bilmiyorum ama bildiğim ve inanmak istediğim tek şey cevabı veren oydu. Ve bu doğruydu. Ben mutfağa gidiyorum Sende kork," dedim.

Kuzenim ve kendime, 2 siyah bardağa kahve yaptım. Bedenime sürekli bı rüzgar esip duruyor. Bu rüzgar beni üşütmüyor. Aksine içimi ısıtıyor.

Keşke bu yaşadıklarımı bı kalıba sokabilsem, keşke ne istediğimi bilebils- "Süsen, telefonuna mesaj geldi."

Zehranın seslenişiyle tüm düşüncelerim son buldu.

Telefonu elime alınca mesajın Esel'den geldiğini fark ettim.

"Kimden gelmiş?"

"Esel'den. Ama bi dakika ben numarasını kaydettim de o benim numaramı nasıl buldu ?"

"Ben verdim."

"Keşke bı sorsaydın?"

"Sana bakışları çok etkileyiciydi, her size bakışımda göz göze geliyordunuz."

Tam o an omuzlarımda bi sıcaklık hissettim, bir nefes gibiydi. Sanki biri defalarca nefes alıp veriyormuş gibiydi ve nefesi beni ısıtmak istercesine art ardaydı.

"Süsen ne oldu ?"

"Yine aynı şey oluyor. Yine ben deliriyorum, kafayı yiyorum. B-bu yok oluş, bu kaçış, gidiş adı her neyse ben çok kötü oluyorum. Sanırım artık bazi şeylerin farkına varıyorum. Herşey bilinç altıma ait. Aslında, hicbirsey yaşanmadı, ben o sesi duymadım. Herşey psikoljimin bana oyunu, o ses bir daha gelsin ben ne yapicagimi çok çok iyi biliyorum Zehra."

"Süsen?"

"Efendim Zehra ?"

"Mesaja cevap vermeyi unuttun."

" Of evet kafa mı kaldı bende ?"

"Ne yazmış?"

"İyi misin yazmış."

Hemen cevap verip "iyiyim çok teşekkür ederim siz nasılsınız" dedim ve gönderdim.

Anında cevap geldi ve yine kuzenim tıpkı Can gibi fırsatını bulduğu şeylerden kendini geri koymadı ve

" Anında cevap verdi, kadınların hayalindeki erkek" dedi.

Daha doğrusu demeye kalmadan tekrar bı sıcaklık hissettim...

"İyi olmana çok sevindim,iyi de olsan kotu de olsan yaz "
demiş Esel !

"Teşekkür ederim siz de öyle" yazıp gönderdim.

Konuşmayı kısa kesen insanlardan nefret ediyorken, aynısını benim yapmis olmam utanç verici.

Nihayetinde, bu uzun ve bir türlü bitmek bilmeyen gece son buldu ve bol rüzgarlı bir güne uyandık.

Kahvaltımızı yaptık.
Biraz daha dertlesip sohbet ettik ve kuzenim evden gitmek üzere hazırlandı. Vedalaşmamizin ardından hemen odama gidip odamdaki tüm camları açtım.

O sıcak nefesin ruhumdan, bedenimden gitmesini istercesine o soğuk rüzgarı hem ruhuma hemde bedenime hapsettim.

Resmen ergence senin sıcaklığına değil rüzgarın soğukluğuna razıyım dedim...

SÜSEN ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now