"İlan-ı aşk"

173 7 1
                                    

Beni anlayan daha doğrusu anladığını sandığım kişide, kuzenimde  bile yanıldım.

Gördüğü rüya Zehra'nın da  Esel gibi olduğunun kanıtı.

Artık kendimden başka hiç kimseye guvenmeyecektim. Geride sadece ailem vardı annem ve babam.. Ama onlara bile güvenmek istemiyorum.

Çünkü bir daha yanılmayı, bedenimin kaldırabileceğini düşünmüyorum.  Annemin odaya girişiyle düşüncelerimi susturdum.

"Kızım Zehra arıyor kavga mı ettiniz ? Israrla seni istiyor"

"Anne, hic kimseyle konuşasım  gerçekten yok, istemiyorum. Yalnız kalmak istiyorum," dedim ve gözlerimi kapattım.

  Kapının kapanışıyla annemin gittiğini anladım..
Çalan telefonla kafamı kaldırdım. Bu telefon benim değildi. Annem giderken telefonununu almamış.  Kalkıp anneme telefonu verecek gücü kendinde bulamadım.

Arayan kişiye bakarak  Zehra'nın aradığını gördüm. Ne bekliyordum ki, hemen pes etmesini mi ? Tabikide arayacaktı. Ben bunları düşünürken arama sonlandırıldı.  Kafamı tekrar eğip yine gözlerimi kapatıp iç sesimin, düşüncelerimi güzelleştirmeye karar verdim.

Yine telefon çalıyor.. bu sefer açacaktım.  Belki önemli birşey vardi belkide özür dileyecek.

"Efendim ?"

"Süsen sen delirmişsin resmen. Ben Esel miyim ?"

Bunu neden dedi ki şimdi ? Esel'e benzediğini, Esel gibi rüyalar gördüğünü nasıl anladı ?

"Ne demek istiyorsun?" Diye sordum.

"Süsen Esel'inde telefonunu yüzüne kapatmışsın. Esel anlattı,  başka ne demek isteyebilirim ? Hadi bunuda yanlış anla ve  tekrar telefonu yüzüme kapat istersen,"

"Esel'le konuştun demek"

" Evet konuştuk.  Sen böyle yapınca onu aradım. Senin  ne demek istediğini  anlamak için Esel'i aradım. Melis'in yanındaymış."

" Melis kim ?"

"Size Can,Melis ve Esel'le gelmiştik ya o Melis bu."

"O kadar sessiz biri ki, varlığını hatta o gece geldiğini bile unutmuşum" dedim.

"Süsen ben sana gelmek istiyorum," dedi.

"Gel. sana gelme diyemem tabikide,"

"Birbirimize karşı bu kadar art niyetli olmayalım. Kendimi açıklamadan, ifade etmeden telefonu yüzüme kapatıyorsun. Ben sana aynısını yapsam,"dedi.

"Haklısın" diyebildim.
haklıydı çünkü.

"Ama Zehra," diyerek devam ettim, konuşmama. "Sende benim yaşadıklarımı yaşasan, sende herşeyden şüphelenirdin." Dedim. 

" Süsen, ben senin neyden şüphelendiğini bile bilmiyorum, hiçbir şey anlamadım ki,"

" Gel de anlatayım" dedim.

Konuşmayı burada sonlandırdık.. kuzenim Zehra gelir gelmez direkt annemlere selam verip odama girdi.

" Ne bu şimdi ? Kendini affetirmek için kahve mi yaptın bana," diye sordum.

Diğer elini göstererek "bize" diye düzeltti.

" Evet hadi başlayalım anlat bakalım," dedi. "Ne oldu, ne olacak ? Herşeyi anlat bana" dedi. O an kendimden utandım.  Beni en iyi bıkmadan,  sıkılmadan dinleyen tek kişi o. Resmen öfkemin kurbanıydı.

"Esel benim yaşadığım bazı şeyleri rüyasinda görmüş. Hani seni telefonla aradigim ve İris'i kızdirmak içi-"

" kıskandırmak için diye düzeltiyorum. Hadi devam et anlatmaya," dedi.

Gülümsedim ve anlatmaya devam ettim. " Seni arayıp o kelimeleri söylediğimde, çıldırdı ! Her yerde ölü kargalar  vardı ve bu, Esel'in rüyasına girmişti Zehra.  Sende rüyamda gördüm dedin. Yanlış anlamakta haklıyım" diyebildim.

"Süsen Esel'deki farklılıktan artık bende korkuyorum. Ama herşey sana bağlı ki, sen istemediğin sürece o seni rahatsız etmez, gelmez. Ararsa açma yani herşey senin elinde" der demez Zehra'nın telefonu çaldı.

" Melis ariyor," dedi.

" Efendim Melis," dedi kuzenim ve sesi hoperlere aldı.

"Nasılsın Zehra?"sesi ağlamış gibiydi. Bu duruma kuzenimde şaşırdı. "İyiyim de ne oldu?"diye sordu Zehra.

" Ben Süsen'in numarasını isteyecektim senden," dedi.

O an kuzenimle goz göze geldik.

"Neden, Bir sorun mu var?"

"Hayır sorun yok, sadece dertleşmek istiyorum."

"Tamam Süsen'le konuşayım dönerim." dedi Zehra ve kapadı.

"Bu kızla hiçbir samimiyetiniz yok hayırdır" dedi Zehra.

" Ne yani kıskandın mı?" Diye sordum gülümseyerek.

"Ne kıskanması ya! burnuma iyi kokular gelmedi nedense"

"Ay aman neyse ne ver gitsin bakalım neymiş derdi" dedim. Aslında Melis'e karşı çok kötü düşünceye sahip değilim ama bende iyi şeyler sezmiyorum nedense.

"Tamam benden bu kadar barıştığımiza göre gidiyorum ve seni seviyorum."

"Geldiğin için çok teşekkür ederim" dedim ve kuzenimi yolcu ettim.  Sonrasında odama dönerken telefonumun çaldığını gördüm. Bilinmeyen numara arıyor.  Melis miydi acaba ?
Hiç ses vermeden telefonu açtım.

  "Alo"

Bu ses Melis'in sesiydi ve sesi daha da kötü geliyordu.

"Melis iyi misin?"

"Benim sana çok ihtiyacım var Süsen."

"Gel lütfen seni bekliyorum ya da ben geleyim nasıl istersen."

"Hayır yorma kendini, ben gelirim çok teşekkür ederim" diyerek telefonu kapattı.

Ne oldu ki, Ne diyecek acaba?  diye düşünerek  odada gezinirken aynada kendimle göz göze geldim. Şu halime bak ? Üzerimdeki benekli pijamamı değiştirmem gerektiğini fark edip siyah bir elbise giydim.  Hala gelmedi bu kız. Ya çok geç kaldı yada zaman geçmek bilmiyor derken kapı çalış sesisiyle hızla kapıyı açtım.

Ağlamaktan gözleri şişmişti. "Melis ne oldu sana böyle ?" Konuşamadi ağlamaktan, hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. "Gel odaya lütfen" dedim. O sırada, annem ile babamın da endişesini görüp  sorun yok der gibi elimle gitmelerini  işaret yapıp  gitmelerini bekledim.  Babam ve annem salona geçince Melis'i odama götürüp yatağa oturmasını söyledim.

"Yatağa  Otur ve bana ne olduğunu direkt anlat"dedim. Oturdu ve öyle yaptı.

Ağzından çıkan sözlerle donup kalmam aynı anda oldu.

"BEN ESEL'E AŞIK OLDUM" !!!

SÜSEN ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now