"Güneşe aldandım"

193 11 0
                                    

O gecenin ardından yere yığılı ve yarı baygın, yarı uykulu bir şekilde gözlerimi açtım. Bayıldım mi ? uyudum mu ? Hic birseyin farkında değildim...

Evin içi sessiz, kalkıp tüm odalara baktım. Ailem yoktu evde. Fakat camdaki Kanlı yazı ve tüm ölü kargalar yok olmuştu.

Bugün hava yine yağmurlu ama Güneş var.

Kahvaltı bile etmeden ve hatta kahve bile içmeden kulaklıkla telefonumu alıp hava almaya çıktım. Her yerde dünden kalan yağmurun ıslaklıgı vardı. Ve yine o mükemmel kokuyla şarkı dinleye dinleye yürüyüş yapıyorum. Elimde olmadığı için tekrar düşünmeye başlıyorum.

Belki sadece bizim evimiz lanetlidir. Belki sadece o ses bana evden geliyordur. Eve gitmemeye karar verdim. Ne kadar dışarıda kalmak mantıksız gelse de o evin artık lanetli olduğunu dusunuyordum. Islanmış bir bank gördüm evimin tam karşısında. Oturduğum gibi direkt karşımda bizim ev gözüküyor. Dışarıdan evin çok farklı olduğu geldi gözüme.

Belkide yaşadıklarımdan sonra bilinç altıma işlenmiştir. Yaşadığım herşeyin zorluğunu o evdeyken de şuan sadece karşımdayken de hissediyorum.

Havanın rüzgarı arttıkça ve güneş yavaş yavaş kendini kaybetmeye başladıkça, yağmurun geleceğini hissediyorum. Evin her yerine bakıyorum. Tüm camlara, sanki o eve girmemek için bir bahane arıyormuşçasına her yere bakıyorum.

Telefonumun çalışıyla tüm düşüncelerim aklımdan az da sürse kayboluyor.

Annem arıyor.

"Efendim anne ?"

"Uyuyorsun diye haber veremedik biz köye geldik. Arkadaşımızın düğününe. Bu gece gelemeyebi-"

"Anne şimdi mi söylüyorsun!"
(Sinirden ayağa kalktım)

"Senin için sorun olmaz sandım. Sen evde tek kalmayı seversin diye ama istersen baban geri dönüp seni al-"

Telefonu sinirden yüzüne kapattım.. en kötü şeylerde bile kendimi avutmaya çalışırken, hayat işimi daha da zorlaştırıyor. Ben bunca zorluğu kaldırabilecek kadar güçlü değilim, ve yine gözyaşlarımı tutmayı başaramadım.

Ben ağladıkça yağmur da yağmaya başladı.
Havayla birlik olmuş ağlıyoruz.

Resmen içime Can girmiş gibi bu durumda bile espri yapıyordum.

Arkamda hissettiğim baskıyla yerimden sıçrayıp hızla arkamı döndüm..

"Korkutmak istememiştim."

Karşımdaki Esel'di.

"Yok sorun değil" dedim.

Gözleriyle ellerini işaret edince hemen ellerine baktım.
İki kahve bardağını görünce gülümsedim.
"Teşekkür ederim" deyip kahvenin birini aldım.

"Eee anlat bakalım sen burada neden tek başınasın ? Ve bu yağmurlu havada. Söyle bakalım güneşe mi aldandın ?"

"Aldandım" diye mırıldandım. "Güneşe aldandim."

"Süsen beni dün gece okadar çok korkuttun ki ve sana çok kızgınım."

"Haklısın" diyebildim sadece.

"Herşey tek kelime kurarak geçmiyor. Resmen telefonu yüzüme kapattın ve tekrar aradığımda başkasiyl-"

"Kuzenimle konuşuyordum" diyerek sözünü kestim ve dönüp eve baktım. Kafamı evle çevirmemle gözlerim şaşkınlık ve korkuyla açılmaya başladı. Camda duran bir silüet vardı. Gölge gibi, tarif edemeyeceğim birşey vardı.

Esel şaşkınlığımı görür görmez oda kafasını çevirip eve baktı.

"Süsen ne oldu ?"

"O burada" dedim.

Ve hemen gözlerine baktım. Yine o ışık vardı. Rüyamdaki ışık vardı gözlerinde ve o ışık sadece Esel gözlerime dikkatlice bakınca çıkıyordu.

Aklımdaki planları düşünmeden direkt harekete geçirmeye karar verdim. Düşünürsem eğer, belki de karşımdaki Esel dediğim kişi bile Esel olmayabilir. Hatta belki de insan bile değildir.

"Süsen senin neyin var, kim nerede? ben birşey göremiyorum."

O sırada ayağa kalktım ve o da kalktı.

"Ne yapıyorsun?"

"Eve gidiyorum" dedim.
Ve arkama bile bakmadan, onun gelip gelmediğini bile görmeden eve girdim... Umarım pişman olmam. Bu cesaretimin sonu dün gece gibi bitmez.
Kapıyı açtım ve kapıyı kapatmadan içeri girdim, tam girişin ortasında durdum. işte tahmin ettiğim gibi kapı kapandı.

Esel içeri girdi.
Arkamı döner dönmez ona yaklaştım.

"Sen kimsin?" Diye sordum.

"Ne ?"

"Kimsin sen?"

"Söylediğin hiç birşeyi anlamıyorum" dedi.

Diğer plana geçiyorum. Onun elini tutup ben korkuyorum dedim.

Elini tutar tutmaz Esel'in gözlerindeki ışık geri geldi, ama o hırıltılı nefeste geri geldi.

Yine kargaşanın ortasında kayboldum. Karşımdakinin kim olduğunu anlayamadım, ama yine onun var olduğunu bir kez daha anladım.

Ne olacaksa olsun artık dedim ve biraz daha yaklaştım Esel'e. Hatırlayabildiğim bu kadardı.

SÜSEN ÇİÇEĞİ Where stories live. Discover now