SÜSEN ÇİÇEĞİ

Son sözünün ardından hayranlığım daha da arttı. İkimizde birbirimize hayranlıkla bakıyorduk.

"Sen." dedim ve yine heyecandan yavaş yavaş konuştum. "İris misin?"

"Ben", dedi ve benim gibi yavaş yavaş söylüyordu. "Senim."

"Ne?" dedim şaşkınlıkla
Sonra devam etti sözlerine ama yavaş yavaş konuşarak, beni kendine hayran bırakıyordu. "Ben İris'im" dedi "yani senim. Sende bensin" dedi. Yine anlamadım ne diyor hiç birşey anlamıyorum.

"Süsen" dedi o güzel sesiyle ismimi söyledi. İsmimin bu kadar güzel sesle söylenişi kalbimin ritmini hızlandırdı.
"İsminin çiçeğini biliyor musun?" Diye sordu.

"S-süsen çiçeği mi?" dedim kekeleyerek. "Evet" dedi o muhteşem sesiyle..
"Hayır, bilmiyorum" ve devam ettim sözlerime. Sanırım ilk defa ona uzun cümle kuracaktim. "Annemin arkadaşının süsen çiçeklerine olan sevgisinden, ismim böyle konulmuş" dedim.

" Hayır o hikaye öyle değil" dedi gülümseyerek. "Ama şimdi bu hikayeyi benden dinlemeyeceksin." Derin bir nefes alıp yavaş yavaş nefesini bırakip sözlerine devam etti. "Süsen çiçeğinin dış görünüşünü bilmiyorsun değil mi ?"

" Bilmiyorum" dedim.

" Telefonu eline al ve süsen çiçeği yaz. O çiçek sensin Süsen" dedi.. Telefonumu, gozlerimi İris'in gözlerinden çekmeden aldım. Sonra gözlerimi ayırıp telefona Süsen çiçeği yazdım. Mor, beyaz bir çiçek gözüküyordu. Ama çiçeğin, yapraklarındaki o detay adeta işlenmiş bir sanat eseri gibiydi.

"Bu çiçek sensin Süsen" ve devam etti sözlerine. "Aynı yere İris çiçeği yaz" dedi ve aynısını yaptım.. aynı çiçek çıkmıştı. Şaşırdım, neden aynısı çıktı ki ?

"Çünkü" dedi saçlarımı severek.. "biz biriz, ve hic kimsenin bizi birbirimizden ayırmasına asla izin vermeyeceğim" İkimizin de gözlerinden yaşların akmasıyla, birbirimize sarıldık. Onun kokusuyla benim kokumun birleşmesinin etkisiyle ağlıyordum... Sessiz bir şekilde ağlıyorduk..

"Süsen"

Bu sefer sesi üzgün geliyordu, gidecekti.
"Lütfen" dedim çaresizce "lütfen gitme."

"Geri geleceğim" dedi gözlerinden yaş akarken ve benden cevap gelmeden kaybolması bir oldu.

"Yine beni yalnızlığa sürüklüyorsun" dedim içimden.  Gözlerim yine o çiçeği buldu. Ekrandaki çiçeğe, bize...

Telefonu elime aldım. Akan gözyaşlarım çiçeğin resmine damlamasiyla, telefon ekranındaki çiçeğe  soru sordum.

Sen de bizim gibi güzel kokuyormusun ?