"Sen öyle san"

104 6 0
                                    

Son kelimesini der demez  yine kayboldu ortalıktan. Söylediği, kurduğu cümleleriyle beni hem mutlu ediyordu, hem de gidişiyle mutsuz. Dışarı çıkmaya  karar verdim.  Bu sefer geceydi, sanırım uzun zaman sonra ilk defa gece çıkacaktım yürüyüşe.

Hava alırım umuduyla kulaklığımı ve telefonumu alıp montumu giydim. Sonra aklıma evde kimsenin olmadığını, bu sebeple anahtar almam gerektiği geldi.  Anahtarı alıp kapıyı kapattım.

Kulaklığı kulağıma takmayı ve şarkı açmayı unutup yürüyüş yapmaya başladım.  Hava muhteşem kokuyordu. 

Herkesin bana tuhaf bakışlarını hissetmeye başladım.  Neden bana bakıyorlar. Üzerimde bir değişiklik, komik birşey mi vardı?

Hic kimseyi aldırmadan, daha doğrusu aldırış etmemeye çalışır gibi yapıp, yürüyüşe devam ettim. Montumun sıcaklığı yetersiz kalıyordu, üşüyordum.  İçimin ısınması için İris'i düşündüm. Onunla yaşadıklarımızı düşündüm.  Sonra kendimle yüzleştim.  Resmen İris'i cezalandırmak için çıktım evden. Kendimi kandirmamam gerekiyor. Hava almak için değil, beni dışarda bulamaz, içimi duyamaz sadece evdeyken o var oluyor diye düşündüm.

"Sen öyle san."

Arkamdan gelen sesle arkamı döndüm.

Geri geldiğini görür görmez kendimi tutamayıp gülümsedim.

"Sen" dedim ve heyecandan nefes alarak konuşmaya devam ettim.
"Buldun beni"

"Sensiz bir anım bile geçmiyor" dedi ve beni geri döndürdü. Sanırım eve gidiyorduk.

"İris" dedim ona bakarak.
"Şuan seni sadece ben mi görüyorum, yoksa herkes mi?" Bunu sormamın o an mantıklı olduğunu hissettim. Eğer sadece ben görüyorsam, dışımdan değil içimden konuşmam gerekiyordu çünkü. Aksi halde her gelen geçen beni kendi kendime konuştuğumu düşünüp deli sanabilirdi.
" Sanırım bazı soruların cevapsız kalacak" dedi.
Bu cümleyi daha öncesinde Esel'in kurması kafamı karıştırdı. Hemen düşüncelerimi okuyabildiğini hatırlayıp düşüncelerime bu durumu yansitmamaya çalıştım.

Evin içine girer girmez yok oldu.  Beni eve birakıp gitmiş miydi ?
Montumu çıkarıp odama girdim. Işığı bile açmadan odamdaki boy aynasından kendimi seyrettim.

Sarıldı bana. Aynanın karşısında arkama geçmiş arkamdan bana sarılıyordu. Ama neden kendini saklıyordu ?
Neden hayalet olarak sarıldı bana ?

" Bunun bir önemi yok "

Onun sesiyle aynaya baktım. Sanki onu görüyormuşum gibi, aynaya baktım. Baktığım yer bir boşluktu ama dediği gibi bunun bir önemi yoktu. Önemli olan onun Var oluşuydu, o vardı..

Yatağa doğru yatırdı beni ve o da yatağa girdi. Cesaretimi topladım. Pişman olmamak için aklıma gelen her şeyi sorup herşeyi söyleyecektim.

"Seni göremiyorum ama seni  gorunmezken bile var oluşunu seviyorum." Nefes alıp devam ettim sözlerime.. "belki her soruma cevap vermeyeceksin, belki her zaman konuşmayacak ve hatta nedensiz gitmelerin olacak.  Bu durum benim canımı yakacak ama ben yine de seni bekleyeceğim."

Saclarimdaki hareketlenmeyle saçımı öptüğünü hissettim.  Bende bir boşluğa dokundum...

Aslında ona dokundum..

"İyi geceler" dedim ve devam ettim sözlerime. "Lütfen artık
Gitme."

"İyi geceler" dedi ve parmaklarını yüzümde gezdirip saçlarımı öpüp gitti.

Instagram: İncitanelikalem

SÜSEN ÇİÇEĞİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin