y i r m i i k i n c i ❥

418 124 142
                                    







🌃

En çok merak ettiğim şeylerden biri kırk yaşımda nerede ve ne durumda olduğum. Gerçekten merak ediyorum çünkü nedense kırk yaş birçok şey için olgunluk ve her şeyin zirveye ulaştığı bir nokta gibi geliyor. Bununla birlikte heyecan ve maceranın yavaşladığı, kanın deli attığı zamanların durulduğu ve biraz daha her şeye makul bakış açısıyla bakabildiğim bir vakit gibi. Kırk yaşında da köstebeklik yapıyor olmam herhalde. Yapar mıyım ki? Evlenmek istiyorum aslında. Biri ile hayatımı birleştirmek ve ona yaşadığım tüm tecrübeleri anlatmak, çocuklarımı asla yalnız bırakmamak istiyorum. Bir yandan da evlilik gözümü korkutuyor. Değişkenliğe alışan ve tek bir yerde kalamayan biri olarak aynı evin ve aynı yüzlerin içinde yıllar geçirmek dev bir hortum gibi görünüyor. Öylesi bir hortumun içine girmek ve kaybolmak benim gibi biri için epey uzak.

Elimdeki telefona ve aslında fotoğraflara bakarken "Bu fotoğraflar için bir klasör açman ve ismini de Gökyüzü yapman gerek. Şimdi ben bilgisayarımda sorun olduğunu söyleyeceğim ve Tan Bey'in bilgisayarına gönderdiğim dosyanın çıktısını alıp gelmeni söyleyeceğim. Sen de oraya gittiğinde bu işi yap tamam mı?" diye sordu Melda. Sandı ki bu olay ve kişilerden çok uzağım. Oysaki işin tam ortasında olan birinden istediğinin farkında bile değil. Ona belli edersem benim işimi bitirmesi birkaç saatini bile almaz. Hayır, yine uzak görünmeliyim.

"Tamam. Paranın devamını iş çıkışı hazırla. İş bitimi alırım."

"Anlaşıldı. Ben gidiyorum o zaman sen de gel."

Başımla onayladığımda peşinden çıktım. O farklı yöne giderken ben lavaboya geçtim. Elimi yüzümü yıkayıp kuruladığımda derin bir nefes aldım.

"Melda'nın Tan'la ne alıp veremediği olabilir?"

Başımı iki yana salladım. "Hayır hayır. Onun bir işi olduğunu sanmıyorum. Bunu anlamak için Alya ile görüşmem lazım ama nasıl?"

Telefonuma bir mesaj geldi.

Melda
Hadi nerdesin?

Hayal kırıklığı ile nefes verdiğimde mesaja baktım. Şaka gibi kadın.

"İyi ki numaramı verdim köpek sandı galiba."

Cep telefonumu pantolonumun arka cebine koyup lavabodan çıktım. Masam geçtiğimde bilgisayarının üstünden beni izleyen Melda sabırsızlanıyordu. Ben de sabırsızdım aslında. Bir şey yapacağım zaman geciktiğinde rahatsız oluyorum.

"Ah! Buna ne oldu böyle? Çıktı almam gereken vakitte olacak şey mi? Of ya! Hayat, bana yardım eder misin lütfen. Bilgisayarım dondu, Tan Bey'in bilgisayarına gönderdiğim dosyanın bir çıktısını alabilir misin?"

Melda kimsenin dikkatini çekmeyen bir vızıltı ile herkese duyurduğunda yerimden kalkıp direkt Tan'ın masasına doğru yürüdüm. Cep telefonumu elime aldığımda bilgisayarın başında bekliyordum. Telefonumu bilgisayara bağlayıp aktarmayı yaptım ve klasörü oluşturup Melda'nın gönderdiği aslında umrunda olmayan birkaç sayfalık dosyanın çıktısını alıp ona verdim. Çok hızlı olmuştu ancak benim işim bitmemişti.

Çıktıları verdikten sonra kendi masama yürüdüm. Melda sakinleşip kendi işine odaklandığında yerimden kalkıp çıkışa yürüdüm. Önce lavaboya uğrar gibi yapıp direkt asansöre yöneldim. Tek hedefim Alya'nın cep telefonuydu. O hangi bölümde çalışıyordu bilmiyorum ama olayın olduğu günkü hatırladığım kata çıktım ve çok vakti kaybetmeden etrafta gezinip Alya'nın ofisini aradım. Kendine ait bir ofisi var mıydı onu bile bilmezken genişçe bir salonda toplantıda olan çalışanları gördüm. Cam duvardan her şey net bir şekilde belliyken Alya da oradaydı. Konuşmacıyı dinleyen çalışanlar dikkatlerini tamamen o kişiye vermişken oradan ayrılıp ofisleri gezmeye başladım. Tıpkı bizimkine benzer masalar vardı ve tüm masaları gezip köşedeki Alya'ya ait olanı buldum. Marka çantası, su şişesi, pembe çiçeği, bir sürü ıvır zıvırı varken hiç tereddüt etmeden çantasına elimi sokup telefonunu aradım. Birkaç arama sonunda telefonunu bulduğumda hızla ekranını açmaya çalıştım. Şifre vardı ancak Alya gibi birinin öyle çok kuvvetli bir şifresi olacağını sanmıyordum. Gamsız ve kendinden başka bir şey düşünmeyen bu para makinesinin şifresi elbette ki oldukça basit olacaktı.

HAYATTA KALMA SANATIWhere stories live. Discover now