2.Bölüm

13 3 0
                                    

Eve girdiğim gibi ona beklemesini söyleyip hemen üzerimi değiştirmiştim. Saçlarımı da hızlıca kurutup dolabımdan ona uygun olabilecek kıyafet aramıştım.

Oversize kıyafetlerim vardı. Öyle cici cici giyinen bir kız değildim tabii ki. Zengin oluşum öyle giyinmemi gerektirmiyordu. Geniş siyah tişörtlerimden birini alıp pantolonlarıma baktım.

Tamam genişti ama o da biraz iriydi yani. Olmayabilirdi. Misafir odasında babam için aldığım hediye kıyafet takımı aklıma gelince sevinçle ellerimi çarptım birbirine. Tişörtü dolaba geri koyup salonda öylece dikilen çocuğa gelmesini söylemiştim.

Odaya girip dolaptaki kıyafeti yatağa bıraktım. İç çamaşır, pijama takımı ve çorap vardı kıyafetler arasında. Paketi yatakta açıp kıyafetleri gösterdim. Olurdu ona, süper.

"Bunları giyersin, sana kıyafet alırız yarın. Zaten yarın dersim yok. Üzerindekileri de verirsin bana yıkarız." Diyerek odadan çıktığımda kapıyı da kapatmıştım. Salona geçmeden odamdan telefonumu alıp salona öyle geçmiştim.

Bir süre sonra odadan çıkan çocuğa çevirdim gözlerimi. O kadar kaba kıyafetler arasında belli olmayan vücudu bu ince pijama takımı içinde belli oluyordu.

Pijamanın bacakları genişte olsa beline oturmuş gibi duruyordu. Pijama üstü ise vücuduna yapışmıştı sanki. Kirazlı çorap biraz tatlı durmuştu sanki. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıp ayaklandım.

"Güzel olmuş. O az önceki oda senin. Zaten misafir odası, boş yani. Kullanılmıyordu. Yarın ilk iş sana kıyafetler almak olsun ama öncee," Diyerek yanına yaklaşıp saçlarına dokundum kollarımı kaldırarak.

"Önce saçlarını keselim. Böyle gezersen sana tuhaf bakarlar. İnsanlar kötü maalesef." Dediğimde dudaklarını aralayıp kaşlarını çatmıştı.

"Ne diye yaparsın bunları? Ya kötü biri isem ben de? Korkmaz mısın?" Dediğinde minik bir gülümsemeyle baktım gözlerine.

"Gerçek bir kötü olup olmadığın anlaşılıyor. İnsan sarrafıyımdır. Benimle yaşamanı istiyorum. Seni bir arkadaşıma benzettim ve burada kalacak bir yerin de yok. Korkma sana bir şey yapmam hem odan da var. Salondaki banyoyu kullanırsın. Evin olacak, istemez misin?" Dediğimde varla yok arası gülümseyip toparlanmıştı hemen.

"İsterim lakin, anan baban yok mu? Ne derler böyle bir erkek ile aynı çad- evde kalmana?" Dediğinde gülüp saç örgülerini çözmeye devam ettim. İzin veriyordu, hafiften eğilmişti zorlandığımı görünce.

"Annem yok, terk etmiş beni bebekken. Babam var o da memlekette yaşıyor. Karadeniz civarı, çok uzakta. Yani senin evimde kaldığını bilse ne der bilmem ama çok kızmaz. Şeker gibi adamdır merak etme. Arkadaşlarımın evde kalmasını sorun etmez." Dediğimde sessiz kalıp derin bir nefes almıştı.

"E iyi o vakit. Lakin ben hiçbir şey bilmem." Dediğinde gülmüştüm. Her şeyi halledecektim. Yalnızlığıma arkadaş gelmişti. Arkadaşlarım vardı tabii ki ama akşam eve geldiğimde birinin olmaması sıkıcıydı.

"Tanışalım saçını keserken. Gel, banyoya geçelim." Diyerek onu banyoya iteklemiştim. Oturak çekip oturmasını söylemeden yere bir örtü sermiştim. Saçlarını kısa, erkek tıraşına göre kesecektim. Pek güzel yapamayabilirdim orası ayrı ama. Sırtına da örtü doladım.

"Benim adım Almila Korkmaz. 20 yaşındayım. Sen?" Dediğimde saçının uzun kısımlarını kesmeye başlamıştım bile.

"Adım Alperen. Kıpçak obasındanım. 25 yaşındayım." Dediğinde soyadı olmadığını hatırlamıştım. Tabii o kadar Kıpçak kadar eskiyse soyadı olmaması normaldi.

"O zaman sana kimlik çıkarttırırken soyadının Kıpçak olmasını söyleriz. Doğduğun tarihi biliyor musun?" Dediğimde olumsuz mırıltılar çıkarmıştı. Eskiler bilmeyebiliyordu tabii. Bir tarih uydurulurdu artık. Mesela ben 1 Eylül doğumluydum. Ona da tanıştığımız tarihi doğum günü seçebilirdik. Anlamlı olurdu ilerde.

20 Mart'tı bugün. Saçlarını kesip kısalttıktan sonra tamamdı. Yakışmıştı, kıvırcıktı saçları. Uzun sakallarını da tıraş etsek iyi olurdu. Makasla ne kadar kısalabilirse kısaltmıştım çünkü erkek bakım eşyalarım yoktu. Yarın her şeyi halledecektim.

Sokak KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin