21.Bölüm

8 1 0
                                    

Sabah kalktıktan sonra duş almış ve saçlarımı düzleştirmiştim. Genelde kıvırcık takılırdım ama düzleştirince de güzel göründüğümü düşünüyordum.

Yine sade bir makyaj yapıp üzerime şort gömlek tarzı bir şeyler giymiştim. Lunaparka giderken etek uygun olmuyordu. Rahat edemiyordum.

Gömleğim de kısa kollu olduğundan ve de ferah bir kombin oluşturdığumdan mutlulukla odadan çıkmıştım. Alperen mutfaktaydı. Yanına gittiğimde çayı demlediğini görmüştüm. Daha gecelikleriyleydi.

"Hadi, git duş falan al. Ben hallederim gerisini. Hazırlan da gel." Dediğimde onaylamış ve uykulu uykulu gitmişti. Ben de salondaki masaya kahvaltılık ne varsa hazırlayıp krep yapmıştım.

Onu da koyduktan sonra Alperen'in hazır olduğunu görünce masaya oturup elimle gelmesini işaret etmiştim. Kahvaltımızı güle eğlene yaptıktan sonra birlikte ortalığı temizleyip evden çıkmıştık.

Arabaya bindiğimizde Alperen'in heyecanını görmüş ve birazcık onunla şakalaşıp güldürmüştüm. Lunaparka gelince arapayı otoparka park edip girmiştik içeriye.

"Çok büyük bu şeyler. Düşmeyelim?" Dediğinde gülüp elini tutmuştum. "Ben korurum seni korkma." Dediğimde gülüp göz devirmişti. "Asıl ben seni korurum." Dediğinde uzatacağını bildiğimden kabullenip sıraya girmiştik. Çok kalabalık değildi zaten.

İlk bindiğimiz şey çarpışan arabalardı. Alperen bana çarpıp durdukça sinirleniyordu. Arkadan ona çarpan adama bağırınca adam kahkaha atarak bana da çarpmıştı. Ben eğlenirken Alperen her şey için sinirleniyordu ve bu çok komikti.

"Buraya gel, ne yapıyorsun?" Diyerek adama doğru gidecek olan Alperen'i durdurmuş, başka yöne gitmiştik. "Bu oyunun amacı bu, çarpmak. Sakinleş." Dediğimde duraksayıp anlamış ve sakinleşmişti. Sonra da kendine gülmüştü.

"Tamam, kızmadım ki zaten." Diye gülmeme somurtup elimi tutmuştu. Hem somurtuyor hem de elimi bırakmıyordu. Sıradaki oyuncak dönme dolaptı. Sonrasında hepsine binmiş olduğumuz için yorgunca kendimizi bir banka atmıştık.

"Korku tünelinde çok korktun, iyi misin?" Diye bana dönünce gülüp omuz silkmiştim. O kadar korku filmi izlemiş bir insan olarak bunu yediremiyordum.

"Hiç de bile." Dediğimde neşeyle kahkaha atıp benimle dalga geçen bu sefer Alperen olmuştu. Rezil olduk iyi mi? Yanımızdan geçen pamuk şekerciyi görünce gözlerim parlamıştı resmen.

Hemen ayaklanıp iki tane pamuk şeker alıp Alperen'in yanına dönmek için hareketlendiğimde köşede lunaparkın girişinde durup pamuk şekerciyi izleyen küçük erkek çocuğunu görünce kalakalmıştım.

Çok uzaklaşmadan bir tane daha pamuk şeker alıp hemen çocuğa ilerlemeye başlamıştım. Alperen'i yanımda görünce bizimkileri ona vermiştim ve çocuğun yanına kaldırıma oturmuştum, ayaklarımı asfalta uzatarak. Alperen de yanıma oturmuştu.

"Al bakalım." Diye çocuğa pamuk şekeri verdiğimde şaşkınca bir elimdeki pamuk şekere bir de bana bakıp durmuştu. İnanamıyormuş gibi baktığından nazikçe minik elini tutup pamuk şekerin çubuğunu tutmasını sağlamıştım.

"Yanlışlıkla fazla almışım, bak biz iki kişiyiz." Dediğimde çocuk hemen kaşlarını çatıp ağlamaya başlayınca telaşla ona eğilmiştim.

"Özür dilerim, yanlış bir şey mi söyledim?" Dediğimde sesim gayet yumuşak ve bir çocukla konuşulması gereken tonda çıkıyordu. Bana tamamen birleştiremediği kollarını sarınca ben de onu göğsüme bastırıp ağlamasına izin vermiştim.

Belli ki sokakta yaşıyordu. Üstü başı berbat haldeydi, açlıktan ve susuzluktan yüzünün hali çökmüştü neredeyse. Böyle küçük bir çocuk neden yurtta kalmıyordu ki?

"Abla, çok teşekkür ederim. Ben çok acıkmıştım. Öleceğimi sandım. Çok çok çok teşekkür ederim." Dediğinde saçlarını okşadım sakinleşmesi için. Aç olduğu için pamuk şekerle doymazdı. Alperen'e baktığımda bana çok tuhaf bir şekilde dalmış gibi bakıyordu. Başını omzuna eğmiş, hafif tebessümle bakıyordu.

"Ailen yok mu? Kayıp mı oldun? Neden bu haldesin?" Dedim endişemi belli etmemeye çalışarak. Onu korkutmamaya çalışıyordum. Pamuk şekerini iştahla yerken bana dönmüştü.

"Annem de yok babam da yok. Yurtta kalıyordum. Çocuklar var orada benim gibi bir sürü. Ama gezide kayboldum. Bir daha bulamadım onları." Dediğinde derin bir nefes almıştım. Önce ona biraz yardım etmek istiyordum. Sonra kaldığı yurdu bulurduk.

Sokak KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin