15.Bölüm

5 1 0
                                    

"Hadi Almila. Yemek yemen gerek. İlaç içeceksin daha." Dediğinde hiç kalkacak halim yoktu. Boğazım çok kötüydü. Ama ona da eziyet etmemek için oturur pozisyona geldim yardımıyla.

Sırtımı yatak başlığına yaslayarak tepsiyi alacaktım elinden ama vermeyip kaşığı çorbaya sokup bana uzatmıştı.

"Kendim yiyebilirim, sen yedin mi?" Dediğimde boğazımın acısından zor konuşmuştum. "Yedim ben, aç bakalım â de." Diyerek çocukla konuşur gibi konuşmasına gülüp dudaklarımı aralamıştım. Çorbayı yutarken zorlandığım için peşinden su vermişti ama su ılıktı.

"Bu su sıcak." Diye yüzümü buruşturduğumda onaylamıştı minik bir baş hareketiyle. "Soğuk içmen iyi olmaz diye düşündüm. Boğazın şiş ya." Dediğinde sessiz kalmıştım. Ne çok soğuk ne çok sıcak şeyler veriyordu. Bebek gibi ilgileniyordu benimle ve bu ilgi hoşuma gitmiyor desem yalan olurdu yani.

"Tamamdır. Şunu da iç şimdi." Diyerek ilacı uzattığında elime aldım. Bu ilaç şimdi boğazımdan nasıl geçecekti Allah'ım? Korktuğumu fark edince gülmüştü.

"İğneden korktuğun gibi ilaçtan da mı korkuyorsun yoksa?" Dediğinde dalga geçtiğini fark edince gözlerimi hemen ona çevirmiştim. Artık daha rahattı, daha samimiydi ve açmıştı kendini. Çok hoşuma gidiyordu bu durum.

"Korkmuyorum bir kere. Fazla büyük ve boğazım da şiş. Geçemezse boğulur ve ölürüm, o zaman ne olacak?" Diye biraz abarttığımda sesli bir şekilde gülmüştü. Allah'ım! Allah'ım çok tatlı bu! Tamam sakinim.

"Almila, küçücük ilaç. Biraz abartmıyor musun sence de?" Dediğinde oflayıp gerginlikle ilacı ağzıma koyup bol suyla yuttuğumda boğazımdan geçişini hissederek telaş yapsam da diğer ilaçları da içmiştim.

"Bak, korkacak bir şey yokmuş değil mi?" Diye kalkıp tepsiyi götüreceği sırada zil çalmıştı. Tepsiyi hemen mutfağa koyup kapıya bakmıştı. Ufak bir sessizliğin ardından bir gürültü duymuş ve Onur'u görmüştüm. Odama girerken Alperen'in hala gelmeyişiyle korkuyla, ağrıyan bedenimi umursamadan yataktan kalkıp onu ittirmiş, salona çıkmıştım.

"Konuşmaya geldim. Böylece beni terk edemezsin! Anlad-" Yerde yatıyordu. Telaşla yanına gidip onu uyandırmaya çalışmıştım. Başına koyduğum elimde hissettiğim sıvı ve irileşen gözlerimle elimdeki kana bakmıştım. Onur odamın kapısından telaşla baksa da bir şey yapmıyordu.

"Ne duruyorsun gerizekalı!? Ambulansı ara! Çabuk!" Alperen'in başını dizime koyduğumda gözlerim dolmaya başlamıştı. Onur hızla telefonunu çıkarıp ambulansı aramıştı. Ona bir şey olursa işte o zaman ben bu Onur'la mahkemelerde uğraşmaktan çekinmezdim bu defa.

"Alperen? Beni duyuyor musun? Lütfen, hadi aç gözlerini. Delireceğim lütfen uyan." Yüzü buruştuğunda ve yavaşça gözlerini açtığında gözyaşlarımın yüzüne akmasıyla gözlerini kırpıştırmıştı.

"Kıpırdama, ambulans geliyor. Bir hasar olabilir, kıpırdama tamam mı?" Dediğimde onaylayıp yanağındaki elimi tutmuştu yatıştırıcı bir şekilde bakarken.

"Almila, ben gerçekten bilerek yapmadım. İttirdim, girişteki sehpaya takılmış olmalı. Yemin ederim bak bil-" Sözünü sert sesimle kestim.

"Kes sesini!" Alperen'den ayırmadığım öfkeli bakışlarım onu bulduktan sonra Alperen tekrar dikkatimi üzerine çekmek için elimi sıkmıştı.

"İyiyim, kalkabilirim. Dediğim gibi tecrü-" Susturmuştum dudaklarına bastırdığım elimle. Zaten hemen ambulans gelmişti. Görevliler içeriye girdiğinde dikkatli bir şekilde başını bırakıp kalkmıştım yerden. Başım döndüğünde Onur dirseğimden tutup desteklemişti.

"Almila, sen de gel." Diyen Alperen'in sesiyle görevlilere beklemesini söyleyip hemen Alperen'in cüzdanıyla telefonunu ve kendi çantamı alıp Onur'u da evden çıkardıktan sonra ambulansa binmiştim.

"Konuşacağız Almila!" Diyen Onur'u takmadım. Alperen yol boyu iyi olduğunu söylerken hemşire de kontrol ediyordu.

"Durumu kötü görünmüyor. Dikiş atılabilir ama bir hastanede kontrol edilse iyi olur." Diye bana açıklama yaptığında sessizce onaylayıp başımı yere etmiştim. Başım dönüyordu. Daha hastalığı atlatamadan yataktan kalkmak iyi gelmemişti.

"Sizinle de ilgilenelim, hasta mıydınız?" Diyen hemşireyi halsizce onayladım sadece. Mecalim yoktu.

Sokak KedisiWhere stories live. Discover now