7.Bölüm

9 3 0
                                    

"Ee, okumuyorsundur sen şimdi? Köylüsün ya, yazık. Bir de Almila'nın sana bu halinle bakacağını mı düşündün? O kadar elit bir kızın seninle ilgilenmesi saçmalığına inandın mı?" Alperen'i içeriye yollamıştım peşimde dolanmasına izin vermeyerek.

O da beni dinleyip misafirlerimizin yanına gitmişti. İşimi halletmiştim ve döndüğümde duyduğum şeyle kaşlarımı çattım.

"Okumadım. Okumak ile Almila'nın arkadaşlığının ne ilgisi var? Anlamadım?" Dediğinde yanına oturmadan Onur'a çatık kaşlarımla uyarı yollamıştım. Uyarmıştım onları bir de.

"Tamam, çok kaldınız. Gidin artık. Sizi uyarmıştım." Dediğimde Onur telaşla ayaklanıp yanıma gelmişti. Kolumu tutup üzerime eğildiğinde Alperen ayağa kalkıp beni çekmiş ve arkasına almıştı.

"Hah! Şimdi de onu benden uzak tutmaya mı çalışıyorsun!?" Onur'a öfkeyle bakıp Alperen'in arkasından çıkmış ve kapıya ilerlemiştim. Kapıyı açıp elimle dışarıyı gösterdiğimde ilk kalkan Mine ve Bora olmuştu.

Onur adına özür de dilemişlerdi. Peşinden Selen'de Onur'u takmamamı söyleyip benimle görüşmüş ve çıkmıştı. Asıl çıkması gereken hala Alperen'e kötü kötü bakıyordu.

"Çıkar mısın?" Dediğimde Onur dibime gelip yüzüme yaklaşmıştı. Sadece gözlerime bakmıştı farklı, anlamadığım bir ifadeyle. Sonra Alperen'e dönüp sırıtmış ve yanına gidip sessizce söyleyeceğini söyleyip çıkmıştı.

"Bu kızı sana bırakmam köylü! Seninle işim bitmedi." Diyerek çıktığında kapıyı sertçe kapatmıştı. Sessiz söylese de duymadığımı falan düşünse de duymuştum ve ona yarın okulda haddini bildirecektim. Terbiyesiz!

"Onlar adına özür dilerim. Getirmemeliydim onları buraya. Gerçekten özür dilerim, seni kırmalarının sorumlusu benim. Takma hiçbir dediğini tamam mı?" Dediğimde yanıma yaklaşmıştı. Yüzümü inceledikten sonra kaşlarını çatmıştı?

"Sana sevdalı bu oğlan. Ya sen?" Dediğinde kaşlarımı çattım. Saçmalıyordu, yoktu öyle bir şey.

"Hayır tabii ki sevmiyorum onu. Ayrıca o da beni sevmiyor sadece klasik zengin bebesi işte. İnsanları eziklemeye bayılırlar. Arkadaşlığımı kesmem gerektiğini fark ettirdi bugün bana." Dediğimde gülümsemişti.

"E iyi o vakit. Sen sevmez isen sorun yok. Karşılık verebilirim." Dediğinde şaşkınlığımı saklamadım.

"Ne? Hayır sakın. Kavga falan etmek yok onlarla. Başın belaya girsin istemiyorum. Tamam mı?" Dediğimde kaşlarını düşürmüştü üzüntüyle. Ama cevap vermemişti.

Sonrasında ona Latin alfabesini öğreteceğimi söylemiştim. O da sevinçle kabul etmişti. Biraz öğretmeye başladıktan sonra ilk gün için kısa tutmuştuk. Dersten sonra ben ödevimi yapmıştım ve mutfağa geçmiştim. Akşama daha vardı ve yemek yapacaktım.

Mutfağa geçip yemek yapmaya başladığımda kapıdan bana şaşkınca bakan Alperen'e gülümseyip işime devam ettim.

"Yemek yapmayı da mı bilirsin?" Dediğinde onayladım onu. Annem yoktu ama babam öğretmişti bana her şeyi. Eksikliğini hissettirmemek için çok çabalamıştı babam.

"Babam öğretti. 17 yaşımdan beri yemek yapabiliyorum. 3 yıllık tecrübem var, merak etme aç bırakmam seni." Dediğimde o gülmüştü bu defa.

"Yardım edeyim, öyle boş durunca tuhaf hissederim." Dediğinde gerek olmadığını, rahatına bakmasını söylesem de bir iş istemişti. Ben de ona masayı kurdurtmuştum. Artık tabakların yerini falan öğrenmişti.

Yaptığım yemeklere bakarak yanına ayran yapacağını söylemişti. Yoğurt da ayran da vardı ama ayran yapışını merak ettiğim için yoğurdu vermiştim önüne.

Ayranı yaptığında tadına da bakmış, onaylayan mırıltılarla bardakları ve sürahiyi götürmüştü. Yemekler piştiğinde tabakları istemiştim. Kaselere çorbayı koyduktan sonra yemeye başlamıştık.

"Bakalım beğenecek misin?" Dediğimde gülüp kaşığı eline almıştı. İlk kaşığı alınca şaşkınlıkla bakmıştı bana. Tekrar bir kaşık daha aldığında lezzetli olduğunu belirten mırıltılar çıkarmıştı.

"Çok güzel olmuş, ellerine sağlık. Ama yoruldun, bana öğret sen mektebe gittiğin vakit sana hazırlarım." Dediğinde hevesle teşekkür etmiştim. Çorbadan sonra yemekleri de yemiştik. Sonra beraber ortalığı toplayıp diziyi izlemeye geçmiştik.

O, ben okuldayken iki bölüm izlediği için onun kaldığı yerden devam ediyorduk. Zaten ben izlemiştim tamamını daha önce. Saat geç olduğunda yatmaya gitmiştik.

Çok yorucu bir gündü. O yağmurlu günden daha yorucuydu sanki bugün. Yatağa kendimi attığım gibi zorlanmadan uyuyakalmıştım.

Sokak KedisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin