11.Bölüm

10 3 0
                                    

Babama koltuğa yatak yapmıştım. Israrlarımıza rağmen odalarda değil koltukta yatacağını söylemişti. Normalde evime geldiğinde de salonda koltukta uyuyordu daha çok.

"Hadi, yemek yiyelim. Açım yoldan geldim." Dediğinde Alperen hevesle yaptığı yemekleri kontrol etmeye gitmişti. Her geçen gün yemek yapmayı da geliştiriyordu.

Ben masayı hazırladım, Alperen de yemekleri koyduğunda oturup yemeye başladık. Yemekten sonra çay demlemiştim ve film bulup açtıktan sonra onu izlemeye başlamıştık.

Uykum gelmeye başladığında diğerlerine baktım. Babam da Alperen'in omzuna koyduğu başıyla uyukluyordu. Alperen bana bakarak gülümsediğinde ben de ona gülüp ayaklandım.

"Kızım? Yatıyor musun?" Diye sıçradığında Alperen de kalkmıştı. "Evet baba, yarın okul var biliyorsun." Dediğimde babamın yatacak yerini düzenlemiştim kalkıp tuvalete gittiğinde. Alperen de odasına gitmişti.

Hızlıca dağınıklıkları da topladığımda babam gelmişti. Bana iyi geceler dileyip alnımı öpmüş ve yerine yatmıştı. Odama girerken salonun loş ışıklarını açıp parlak ışığı kapatmıştım.

Odama girip üzerimi değiştirmiştim. Rahat bir pijama takımı giyip telefonumu şarja takarak ışığı kapatmıştım. Gece lambası falan kullanmıyordum çünkü azıcık ışık bile olsa uykum kaçıyordu. Bu yüzden perdelerim bile koyu renkti.

***

Sabah uyandığım gibi biraz esneyip yataktan kalkmıştım. Daha ders saatime vardı, duşa girip hızlıca duşumu almış ve saçlarımı kurutup şekil vermiştim. Bağlamamayı tercih ediyordum. Üzerime artık ısınan havalara uygun olarak kot şort ve bebe mavisi gömlek giymiştim.

Etek giysem de çok nadir giyerdim ve az tercih ediyordum. Çünkü uçuşuyordu ve rahat gelmiyordu. Giymem gereken yerler dışında giymiyordum.

Bileğime saatimi, işaret parmağıma gümüş yıldız yüzüğümü takmıştım. Boynuma zarif duran üzerinde satürn bulunan bir kolye takmıştım.

Oturup dudaklarıma lipbalm sürmüştüm. Kullandığım lipbalmi çantama koyup telefonumu ve çantamı alıp odadan çıkmıştım. Giyeceğim beyaz spor ayakkabımı ayakkabılıktan çıkarıp girişe bırakmıştım. Arkama döndüğümde durup bana bakan Alperen'i görmüştüm.

Alperen beni görünce baştan ayağa süzmüş ve kaşları çatılmıştı. Ona günaydın diyerek uyanmış ve koltukta aylaklık eden babamın yanına gitmiştim.

Babama da kalkmasını söyleyip kahvaltı hazırlamaya başlamıştım. Babam yatağını toparlayıp benim odama götürürken Alperen yanıma geldiğinde bir şey diyecek gibi oluyor ama vazgeçiyordu. Muhtemelen giydiklerim konusundaydı diyeceği şey.

"Söyle hadi söyle." Dediğimde krep için yaptığım hamura odaklıydım. Güldüğünü görüp işime dönmüştüm.

"Sadece bu şey, yani yanlış anlama ama çok şey geldi. Hani o sapık için diyorum, şimdilik o sapık tehlikesi geçene kadar böyle giymesen? Endişeleniyorum." Dediğinde işimi bırakıp ona dönmüştüm anlayışlı bir şekilde.

"Alperen, korkma. Ben senden güçlü olmayabilirim ama ondan güçlüyüm. Kendimi koruyabilirim derken gurur yapmıyorum, doğruyu söylüyorum. Hem o sapık beni rahatsız ediyor diye kendimi mi durdurmalıyım?" Diye yüzümü şakadan düşürdüğümde endişeyle ellerini yanaklarıma yerleştirip başımı kaldırdığında bunu beklemediğim için afallamıştım.

"Özür dilerim. Öyle demek istemedim, sadece seni koruyabilmek istiyorum. Endişeleniyorum, sana zarar verirse ben de kendimi tutamam. Olan sana ve bize olur." Dediğinde yutkunup kendime gelmeye çalıştım. Yanaklarım ellerini koyduğu andan beri yanıyordu.

"Bana güven, bir şey olacak gibi olursa hemen babamı ya da seni ararım. Anlaştık mı? Hem babam gittikten sonra seninle eve kapanmayalım, biraz gezelim. Ne dersin?" Dediğimde gülümseyip onaylamıştı. Babam mutfağa pat diye dalınca Alperen telaşla geri çekilmişti mahçup bir şekilde.

Babam bize şüpheyle baktığında krep yaptığımı gösterip dikkatini dağıtmaya çalışmıştım. Krep yaptığımı görünce şüpheli bakışların yerini iştahla açılan gözlerin yer aldığı bakışlar almıştı.

"Krep mi? Imm, mis gibi yapar benim kızım krepleri. Yardım edeyim mi?" Dediğinde olumsuz cevabımla ikisini de kovmuştum mutfaktan. Kahvaltıdan sonra ben toparlanıp çıkmıştım.

Onlar da evde takılacaklarını, belki dışarı çıkabileceklerini söylemişti. Alperen için iyi olabilirdi. Artık latin alfabesini öğrendiği için evde kalmamız için neden yoktu ama bu hafta sınav haftası olduğu için yoğun geçiyordu. Bu haftadan sonra ona bütün İstanbul'u gezdirmek istiyordum.

Sokak KedisiWhere stories live. Discover now