BÖLÜM:52 SALAK MISIN CEMİLE?

18.4K 908 660
                                    

Ssseeelllaaaammmm

Sözleri söylediğim an pişman olmuştum. Onu annesine benzetmiştim. Biri beni  babama benzetse yıkılırdım. Peki hak etmiş miydi? Bu konuda kararsızdım. Şahsen ben onun yerinde olsam inanmazdım. Aramızdaki fark Arslan'ın güven problemi vardı. Bunu göz önüne alırsam bu davranışı açıklanabilirdi. Ama benim de vardı.

Belisizlikler beni bitirirken kapı açıldı. İçeri Esra ve Azra girdi.

"Nasılsın?" Dedi Esra ikisi de yanımda ki koltuğa oturdu.

"İyi." Dedim. Kimse ile konuşmak istemiyordum.

"Değilsin." Dedi Azra. Anlamıştı.

"Anlat." Dedi Esra da. Onlardan kaçış olmadığını anladığım da konuştum.

"Dün Arslan geldi. Ben de istemeden kalbini kırdım." Dedim.

"O da seninkini kırdı. Go girl." Dedi Azra saçlarını savurarak.

"Ne dedin?" Dedi Esra.

"Annesine benzediğini söyledim." Esra gözlerini kapattı.

"Ciddi misin?" Dedi. Tamam anlaşılan çok kırmıştım.

"Bir anlık sinir ile söyledim." Dedim. Azra ikimize gözleri açık bakıyordu.

"Salak mısın Cemile? Haketti o tamam mı lütfen kesin." Dedi Azra.

"Dayım bunu senden duyduysa, çok üzülmüştür." Dedi Esra.

"Üzülsün." Dedi Azra da. Azra'ya kalsa Arslan'ı canlı canlı gömerdi.

"Deme öyle." Dedim.

"Kızım ben gözlerini gördüm. Senin ihanet ettiğini düşündü. Hatta inandı!" Dedi. Angry Azra.

"Sen de Cem'in öyle bir fotoğrafını görsen aynı tepkiyi verirsin Azra." Dedim. Sustu ve düşündü. Ardından konuştu.

"Tamam ben düşünürüm ama sen düşünmezsin. Kızım ben bilirim senin ne kadar aptal olduğunu." Dedi. İlk söylediği güzel de olsa son söylediği ile kızıp omzuna vurmuştum.

"Salak." Aptal değildim ben. Sadece çok güveniyordum.

"Dayın nerede?" Dedim Esra'ya bakarak.

"Hastanede." Dedi. Kafamı salladım.

"Ben ne zaman kurtulacağım buradan?"

"İki gün sonra." Diyen Azra ile ofladım. Hayatımın yüzde yetmişi hastanede geçmişti.

Azra ve Esra gidince uyumuştum. Yine biri sarstı.

"Kızım kalk hadi. Kurban olduğum." Cümleden bile annem olduğunu anladım. Gözlerimi zorlukla açtım. Her gözlerimi açınca hastane odasının rahatsız edici ışığını görmek sinirlerimi bozuyordu. Bakışlarımı anneme çevirdim. Elinde bir çorba vardı. Kendi yapmıştı?

"Evden mi getirdin?" Dedim şaşkınlıkla oturur pozisyona geldim.

"Burada ki yemeklere güven olmaz." Dedi. Bu dediğine güldüm. Ben ısrar etsem de annem bana çorbayı kendi elleri ile içirdi. Sıcak ama güzel çorbayı yutarken anneme bir soru yönelttim.

"Belçimi yakaladılar mı?" Dedim. Annem dalgınlıkla cevap verdi.

"Öğretmen bey belçim'in akıl hastanesine kapatılma ihtimali yüksek dedi." Farkında olmadan Arslan'a öğretmen bey demişti. Onu düzeltmedim. Çorba bitince annem dışarı çıktı. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Yatağa uzanıp gözlerimi kapattım. Son iki gün Defne. Sonra bu cehennemden kurtulacaksın. Bir gündür merhemler, serumlar, ilaçlar ağır gelmişti. Üstümde bir yorgunluk vardı. Esra ve Azra'yı zorla eve göndermiştim. Şu an sadece annem vardı. Diğerleri uyumaya gitmişti.

MİHRİMAH/ Yarı Texting [+18]Where stories live. Discover now