Görüşeceğiz Niklaus

1.3K 82 8
                                    

"Su insanı gerçekten rahatlatıyor değil mi?"
Yeşil gözlü çocuk gözyaşlarına rağmen gülümseyerek söylemişti bunları. Benimle aynı yaşta gibi duruyordu belki daha büyük. Sarı dalgalı saçları yeşil gözlerini tamamlıyordu adeta. Zayıftı ama güçsüz durmuyordu.

"Öyle gerçekten" dedim bende gözyaşlarımı silerek. Yanıma oturup oda benim gibi ayaklarını suya soktu.

"Seni buralarda hiç görmedim" dedi gözlerini bana sabitleyerek. Ne cevap verecektim ki nerde olduğuma dair en ufak bir fikrim yoktu.

"Burdaki herkesi tanıyor musun?"

"Küçük bir köy burası"

"Ben biraz dolaşmak istemiştim" dedim sorusuna cevap olarak ama onun ilgisi azalmak yerine dahada artmıştı.

"Senin yaşında bir kızı nasıl tek bıraktılar üstelik ormanda" dedi şaşkın bir ses tonuyla

"Sende benim yaşlarımda duruyorsun" dedim tek kaşımı kaldırarak

"Ben erkeğim ayrıca beni kovdular yani istediğimden burda değilim"

"Ne demek kovdular?" şaşırmıştım ve hiç tanımadığım bu çocuğa karşı içimde bir üzüntü oluşmuştu

"Babam beni pek sevmez şuanda beni pek görmek istemiyor bu yüzden sakinleşene kadar burada saklanıyorum"

"İstersen babanla konuşurum" dedim çocuğu korkutmak istemiyordum ama ona zarar gelmesini de istemiyordum.

"Babam söz konusu bensem kimseyi dinlemez hem sen burda naptığını söylemedin hala"

"Bende bazı yanlışlarımdan kaçıyorum diyelim" ayağa kalkıp gitmek için hazırlandım. Burda daha fazla kalamazdım benden açıklama bekleyen bir Harry vardı. Ayrıca geri dönmesine yardım ettiğim bir Voldemort. Çocuk bana yemyeşil gözleriyle baktı aynı Tom Riddle gibi yeşil gözleriyle.

"Niye ayağa kalktın" sesinde tarif edemediğim bir ton vardı.

"Gitmem gerek" dedim. Oda ayaklandı ve ben giydiklerine dikkat ettim. Çok komik gözüküyordu. Kıyafetinin fırfırları vardı ve altında tayt gibi bir pantolon vardı.

"Neden kız kıyafetleri giyiyorsun" dedim sesimdeki gülmeyi bastırarak

"Kız kıyafeti mi bunlar benim kıyafetlerim"

Bunları o kadar emin bir tonda söylediki kendimden şüphe ettim ve çocuğun zihnini okudum. Lanet olsun bu nasıl olabilir? Ben nasıl buraya geldim? En az 2000 yıl geçmişe gitmiştim üstelik sadece cisimlenirken. Üstüme yayılan panik dalgası çocuğu korkutuyordu.

"Üzgünüm" dedim sesimin çatlamasına engel olamadan

"Yeniden görüşecek miyiz?"diye sordu birden

"Adın ne?"

"Niklaus" dedi çocuk. Yanına yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdum. Bunu niye yaptım bilmiyorum ama hayatımda ilk defa birini öpmüştüm.

"Büyüye inanır mısın Niklaus?"

"Evet annem bir cadı" diye cevaplaması beni iyice şaşırtmıştı

"O zaman tekrar görüşeceğiz" deyip ona son kez bakarak cisimlendim. Kendi zamanıma dönmek isterken arkamda o muhteşem yeşil gözleri bırakmıştım.

Gözlerimi Londra'nın puslu havasında açtığımda kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Yaşadığım şeyler gerçekten kolay değildi. Bankta bırakılmış gazeteyi alıp tarihe baktım. Lanet olsun yine tatili kaçırmıştım. Peki ben ortalarda yokken neler olmuştu? Voldemort geri dönebilmiş miydi? Peki Harry iyi miydi? Bütün bunların cevabını alabileceğim tek bir yer vardı. Hogwartsa cisimlendim ve Dumbledore'nin odasına doğru yürüdüm. Kapıya ulaştığımda bunağa karşı hissettiğim nefreti bir nebze olsun azaltmaya çalışıp kapıyı çaldım

"Caroline geri dönmen ne güzel"

"Ben neler olduğunu bilmek istiyorum. Voldemort nerde Harry yaşıyor mu?" Dedim aklımdaki soruları hemen sorarak

"Voldemort'un dönmesini de nerden çıkardın?" bu soru bana istediğim cevabı vermişti.

"Neyse ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim o zaman" deyip Dumbledore birşey söyleyemeden odadan çıktım.

1yıl sonra

Voldemort'un nerde olduğunu düşünerek bir yıl geçirdim. Hiçbir haber yoktu ondan. Ölmüş olabileceği düşüncesi nedense kendimi daha kötü hissettiriyordu. Kendimi ona söz verdiğim için böyle hissettiğime ikna etmeye çalışıyordum ama içimde bunun doğru olmadığını da biliyordum.

Bu arada Harry vaftiz babası Sirius'u bulmuştu. Tam her şey düzelecek artık derken yine olanlar olmuş Sirius bizi arkada bırakıp kaçmak zorunda kalmıştı. Şu an Harry ve benim yerimden kıpırdayamama sebebim ise gözlerimizin içine bakılarak yapılan kehanetti.

Karanlık Lord yeniden güçlenecek
Hizmetkarları ona geri dönecek
Lord en kıymetlisini bulacak
Kıymetlinin seçimi geleceği şekillendirecek

Bu da neydi böyle? Voldemort'un kıymetlisi ne olabilirdi ki? O hiçbir şeye değer vermezdi. Bunu biliyordum. Kıymetlinin seçimi ....seçim yapacaksa bu bir kişi miydi yani? Voldemort birine mi değer veriyor?

"İyide kime?"

Görüşlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın

Aşk büyüsü klaroline- voldemortHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin