Hangi Gerçek?

968 57 2
                                    

İnsan bilmediği bir şeyin eksikliğinide hissetmez. Aşkta benim için böyle birşeydi. Neye benzediğini, nasıl bir şey olduğunu hiç bilmedim. Merakta etmedim. Çünkü aşık olunca karşındaki kişiye istemeden de olsa zayıf yönlerini gösterirsin. Ben kimseye bağlanamam. Hayatımda en değer verdiğim kişi olarak gördüğüm Harry bile benim için vazgeçilmez değil.

Peki ya Riddle? Onu gördüğümden beri ondan vazgeçemiyorum. Bütün kötülüklerini yok sayıyorum. Bu aşk mıydı? Ben dünyanın gelmiş geçmiş en karanlık büyücüsüne mi aşık olmuştum?

"Bana cevap vermek zorunda değilsin biliyorsun değil mi?"

"Cevap alman için soru sorman gerekmez mi?" Dedim gözlerimin içine bakıp gülen Riddle'a

"Söylediğim şeylerin benim için ne kadar zor olduğunun farkında mısın?"

"Yani dediğim gibi duyguların olmasına sevindim" onunla dalga geçtiğimin farkında değildi. Yüzündeki ifadenin ciddiliği gülümsememle bozuldu ve oda gülmeye başladı.

"Benimle dalga geçiyorsun"

"Koskoca Karanlık Lord'un düştüğü hale bak. Bir kız ona neler yaptırıyor." Gülümsemem iyice yayıldı. Şuanki davranışları beni o kadar mutlu ediyordu ki.

"Ben halimden memnunum sende bir şeyler söylersen belki daha memnun olurum"

"Peki ya seni memnun etmeyecek şeyler söylersem" kendimi gözlerine çevirdim. Gülümsemesi yüzünde donmuştu. Dalga geçtiğimi bildiği halde üzülmesi beni dahada mutlu etti

"Hissetmemem gereken şeyler hissediyorum Riddle. Bundan nefret ediyorum. Burada olmayı istemekten, senin yanında olmayı sevmekten nefret ediyorum. Ama yanında olmamaktanda nefret ediyorum" elimle yanağını okşarken gülümsemesinin yeniden oluştuğunu fark ettim

"Bence senin itirafın benden daha derin oldu."

"Ya öyle mi?" Üzerine çıkıp yüzünü ellerimin arasına aldım.

"Biliyor musun seni kaybetmekten çok korktum"  titreyişini hissediyordum

"Neden öyle bir şey düşündün"

"Yani şuan içinde bulunduğumuz durumun tuhaflığını ikimizde biliyoruz. Sen bunu öylesine de yapıyor olabilirdin ve söylediklerimden sonra benden kaçmandan korktum"

"Açıkcası bende kendimden korkuyorum ama söz konusu sen olunca kendime engel olamıyorum. Bana aşk iksiri mi verdin yoksa?"

"Bana aşık olduğunu mu ima ediyorsun yoksa?" En seksi gülümseyişini yüzüne yerleştirmişti

"Aşık olursam söylerim merak etme" onu öpmeye başladım. Onu öpmediğim her an işkence gibiydi. Dudaklarımın arzusuna aynı arzuyla karşılık vermesi dahada tutkulu öpmeme sebep oldu.

"Sayende iyilerin tarafına geçersem şaşırma" nefes almak için geri çekildiğimde konuşmuştu

"Bence düşünülebilir " dedim gülümseyerek

"Kötü olmak daha eğlenceli eğer iyilerden olsaydım bunu yapmaya asla cesaret edemezdim" ben tam neye cesaret edemezsin bakışlarımı ona gönderecekken beni üstünden atıp kendisi üstüme geçti. Derin bir şekilde öpmeye başladı. Daha önceki öpüşmelerimizden kesinlikle çok farklıydı.

"Evet kesinlikle bunu yapmana izin vermezdim" dedim sonunda ondan kendimi kurtardığımda.

Hissettiğim duygu; kitaplarda okuduğum filmlerde işlenen şehvetti. Onu o kadar çok istiyordum ki. Tepeden süzülerek bize doğru gelen baykuş bütün romantizmimizin içine etti. Riddle'ın sinirli bakışları eşliğinde mektubu açtım.

Aşk büyüsü klaroline- voldemortWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu