Ona Çekiliyorum

499 35 1
                                    

Riddle'dan

Karşımda duran Care'e inanmaz gözlerle bakıyordum. Gerçekten benden böyle bir şey istemiş olamazdı değil mi? İki ay boyunca o melezle aynı evde mi yaşayacaktık? Daha da önemlisi o lanetli melezin benim Care'ime aşık olduğunu bile bile nasıl böyle bir şey yapılabilirdi?
"Ciddi değilsin" dedim hafif endişeli ses tonumla
"Aslına bakarsan gayet ciddiyim Tom. Üçümüzün birlikte vakit geçirmesi gerektiğini düşünüyorum" yüzünün ciddi ifadesi beni korkutuyordu.
"O herif sana AŞIK" dedim bağırarak. Bu tavırları beni delirtiyordu.
"Bunu biliyorum"
"Care brni isteyerek delirtmeye çalışıyorsun sanırım ama şaka yapmanın sırası değil" ayağa kalkıp giyinmeye başladım. Bir yandan da sinirle ona bakıyordum.
"Beni anlamaya çalış Tom" yalvaran gözlerle bana bakıp ayağa kalktı. Ellerini belime dolayıp gözlerini bana sabitledi
"Neyi anlamaya çalışmam gerektiğini anlamıyorum Care"
"Beni Klaus'a çeken bir şeyler var Tom. İkinci sınıfın sonundan beri ona bir şekilde çekiliyorum"
"Bu da ne demek?" 
"Sırlar odasında senin günceden çıkan halinle karşılaştığımı sana anlatmıştım zaten. Sonra gelip seni o ormanda buldum. Londra'ya geri dönmek için cisimlendiğimde Klaus'un yanına gittim Tom. Hem de 2000 yıl geçmişe"
"Nee?" İnanamaz gözlerle ona bakıyordum. Böyle bir şey nasıl mümkün olabilirdi?
"Bende nasıl olduğunu anlamadım ama olan bu. Daha sonra mezarlıktan ayrıldığımda ortadan kaybolduğum zaman yine onun yanına çekildim. Bir şey beni sürekli ona çekiyor ve ben bunun ne olduğunu öğrenmeliyim" yanağıma bir öpücük kondururken ona baktım. Nasıl istemeden ya da bir zaman döndürücü kullanmadan geçmişe gidebildi? Nasıl 2000 yıl gibi bir süre geçmişe gitti? Ve neden o lanetli meleze çekiliyor?
"Ne diyeceğimi bilemiyorum Care. Bunun nasıl olduğunu anlamıyorum. Senin o melezle ne alakan olabilir?"
"Bunu bende bilmiyorum. İnan bilmiyorum. Ama ona çekiliyorum" sözleri beni korkutuyordu.
"Ne anlamda çekiliyorsun?" Korkarak sormuştum. Gözümün önüne Klaus'un alaylı ifadesi geldi.
Onun ilk öpücüğünü ben verdim
İlk öpücüğünü ondan almıştı. Benim Care'im ilk öpücüğünü ondan almıştı ve şimdi ona çekildiğini söylüyordu. Korkunun beni ele geçirmesine engel olmaya çalıştım.
"Korktuğunu görebiliyorum ama bu gereksiz" elimi alıp çıplak göğsünde kalbinin üstüne yerleştirdi. "Bu kalp sana ait" sözleri korkumu biraz olsun azaltsada hala korkuyordum. Onu kaybetmekten korkuyordum. Ama onun saçma teklifine hayır da diyemezdim. Çünkü onu çok iyi tanıyorum ve istediğini elde etmek için her şeyi yapabileceğini biliyorum.
"Sence o melez onunla yaşamamızı isteyecek mi?" 
"Eğer beni yanında istiyorsa seni de isteyecek Tom. Buna mecbur"
Bana gülümseyen yüzüne bakıp önümüzdeki karanlık günleri düşünmeye başladım.

Klaus'tan

"Gerçekten bunu yaptığına inanmıyorum Nik" karşımda şaşkın bir ifadeyle bana bakan Kol'a gözlerimi devirdim. Zaten sinirliydim birde onun bu tavırları iyice sinirlenmeme sebep oluyordu.
"Ama yaptım Kol onun için uzatma" tıslar tarzı ses tonumu kullanmıştım.
"Care'i ilk gördüğüm anda çok farklı biri olduğunu anlamıştım. Ama bu kadarını hayal bile edemezdim. Sadece kendini düşünen bencil abimi ne hale getirdi" halimle dalga geçmesi sinirlerimi bozuyordu. Ama gülen ifadesine karşı bende ciddiyetimi kaybettim ve sinirle kahkaha atmaya başladım.
"Onu kendi ellerimle o yaratığa yolladım" kahkaham gittikçe histerik bir hal almaya başlamıştı.
"Aslında objektif düşünürsek yakışıklı biri"
"Çünkü onu yaratık halinde görmedin. Daha önce hiç öyle bir şey görmemiştim"  gözlerimin önüne yılanımsı beyaz figür geldiğinde tiksinmeme engel olamadım.
"Anlaşılan Care için o kadar da önemli değil. Baksana onu bu kadar sevdiğine göre"
Sözleri beni düşünmeye sevk etti. O yaratık Care'in sevgisini haketmek için ne yapmıştı? Care neden ondan vazgeçemiyordu? Ani bir sesle ikimizde arkaya döndük. Gözlerim Care ve Riddle'la buluştuğunda şaşkınlığıma engel olamadım.
"Care burada ne işin var?"
"Riddle'la da konuştum seninle de konuşmak istiorum Klaus. Bana kalırsa tatilin kalan zamanını hep birlikte geçirmeliyiz"
"Anlamadım?" Salak gibi göründüğümü bile bile ona bakmayı sürdürdüm.
"Sen, ben ve Tom. Bu tatili birlikte geçirmeliyiz" cümlesini tekrarladı. Ama ben hala anlayamıyordum. Bu evde üçümüz mü kalacaktık?
"Bu fikrin benden çıktığını düşünme sakın" en az benim kadar şaşkın ve sinirli gözüken Riddle'la baktım. Bu durumdan memnun olmadığı o kadar belliydi ki.
"Her neyse Klaus bir cevap verecek misin yoksa bütün gün seni mi beklememiz gerekiyor?" Care tekrar konuştuğunda ona döndüm. Hala ne demem gerektiğini bilmiyordum ve sabahtan beri içtiğim içkilerde mantıklı düşünmemi engelliyordu.
"Klaus'un buna hayır diyeceğini hiç sanmıyorum Care." Kol halinden memnun gözüküyordu.
"Yine de cevabı ondan bekliyorum"
"Sanırım bizi çok ilginç bşr yaz bekliyor" ona çekingen bir gülümseme gönderdim.
"Harika o zaman odamıza yerleşip yemek hazırlayalım" Care mutlu bir şekilde Riddle'ı çekiştirmeye başladı.
"Yalnız Care benim evim benim kurallarım. Herkes ayrı odada kalacak" ciddi ses tonum onları şaşırtmıştı
"Care'den ayrı kalacağımı düşünmüyorsun heralde" Riddle'da sinirle konuştu ve boştaki elini cebine götürdü.
"Tam olarak düşünüyorum" göz çevremdeki damarların belirdiğini hissediyordum.
"Beyler ikinizde sakin olun. Tamam herkes ayrı odada kalacak" ben gülümserken Riddle inanamaz gözlerle Care'e döndü.
"Saçmalama Care"
"Onun evi onun kuralları Tom"
Riddle'ın eli hala cebinde asasını tutuyordu. Ne kadar sinirli olduğunu görebiliyordum. Ama Care'e zarar vermeyeceğinden de adım gibi emindim. Bir yandan da asasını çekip Care' e lanetler savurmasını ve gerçek yüzünü ortaya çıkarmasını istiyordum.
"Bu yaz şimdiden sinirimi bozmaya başladı" Riddle en sonunda biraz sakinleşmiş bir tonda konuştu.
"Hayatımın en ilginç yazı beni bekliyor sanırım"  Riddle'ı istemesemde onayladım.
"Yaza dair ümitlerinizi bu kadar düşük tutmayın beyler" Care her ne kadar en az bizim kadar kötü düşünüyor olsada bizi rahatlatmaya çalışıyordu.
İçimden bir ses bu yazın çok olaylı geçeceğini söylüyordu.

Aşk büyüsü klaroline- voldemortWhere stories live. Discover now