Duygular

958 55 8
                                    

Care'den

Hayatımız boyunca bir sürü duygu hissederiz. Sevgi, üzüntü, nefret, aşk... Ben hayatım boyunca sonuncusunu tadabileceğimi hiç sanmıyordum. Şuansa en olmayacak kişiye karşı bu duyguyu hissetmekten korkuyorum.

Karşımda genişçe gülümseyen Riddle'a bakıyorum. Halinden oldukça memnun görünüyor. Yeşil gözlerinin içi gülünce her zaman olduğundan daha yakışıklı. İçimde kopan fırtınaları oda biliyor mu acaba?

"Şimdi ne yapmak istersin?" Diye sordu kahvaltıyı bitirdiğimizde

"Artık dönsem iyi olur sanırım. Yani ilk defa yeni yıla bizimkilerden ayrı girdim ve onlara bir açıklama bile yapmadım" gözleri şaşkınlıkla büyürken açıkladım

"Yapma Care sen çocuk değilsin. Kimseye açıklama yapmana gerek yok" baştan çıkarıcı gülümseyişi yüzünde belirirken kalp atışım yine hızlanmıştı

"Senin aksine benim sevdiğim kişilere açıklama yapmam lazım" kaşlarımı çattım

"Bence sen benden kaçıyorsun" tedirgin bir sesle sorduğunda sakin kalmak için masadan destek alıyordum

"Böyle bir şey düşünmenin sebebi nedir?" Alnımdaki terleri fark etmemesini umdum.

"Gözlerime bakamıyorsun Care. Yaptıkların yüzünden pişmanlık mı duyuyorsun? Seni istemediğin bir şeye zorlamadım" anlamaya çalışan gözlerle bana bakıyordu

"Pişman falan değilim. Eğer öyle olacağını düşünseydim zaten dün giderdim ya da bu sabah" nedense bunu açıklamak istiyordum. Şuanda hissetmediğim bir duygu varsa oda pişmanlıktı.

"O zaman ne oldu Care? Gayet eğleniyorduk . Bugünde birlikte oluruz sanmıştım" yeşil gözleri o kadar yoğun bakıyordu ki o gözlerde boğulacağımı hissettim

"Tamam sen kazandın. Kalıyorum"

Ona karşı koyamamaktan nefret ediyordum. Kabul edişimle yüzüne geniş bir gülümseme yerleştirdi.
Onun yanında mutlu oluyorum ve bu beni çıldırtıyor. Onda Harry ya da diğerlerinde olmayan ne var ki ben ona böyle kapıldım? Saatlerce gökyüzünü izledik. Hiç konuşmadan. Elime uzanan eli kalp ritmimi arttırdı. Bana bakmadan ellerini elime kilitledi. Ufacık bir hareketi bile beni heyecanlandırmak için yeterliydi.

"Biliyor musun hayatım boyunca hiçbir şey hissetmedim ben" elimi tutarken söylemişti bunları

"Tahmin etmesi çokta zor değil" dedim zoraki bir sesle

"Hissedeceğimi de sanmazdım. Neden biliyor musun?" Kafasını bana doğru çevirmişti

"Karanlık bir büyücü olmaya yemin ettiğin için mi?" Şaka yaparak konuyu dağıtmaya çalışsam da konuşmaya kararlı gözüküyordu

"Aşk iksiri hakkında neler biliyorsun?"

"İhtiyacım olmayan bir iksir olduğunu. Birini etkilemek için aşk iksirine ihtiyacım olduğunu sanmıyorum"

"Tabiki birini etkilemek için iksire ihtiyacın yok." Yeşil gözleri beni delip geçerken gülmemeye çalıştım

"Her neyse niye sordun? Yoksa birini etkilemeye mi çalışacaksın?"

"Sence benim iksire ihtiyacım mı var?" Dedi bu sefer o az önce benim verdiğim tepkiyi vererek

"İksire olmasada bana ihtiyacın var"

"Sende yanımdasın zaten. Ahhh ama sen dikkatimi dağıtıyorsun. Burada bir şeyler anlatmaya çalışıyorum"

"Tamam seni dinliyorum"

Aşk büyüsü klaroline- voldemortWhere stories live. Discover now