DÜRÜST

377 35 3
                                    


Care'den

'Hortkulluklar hakkında ne biliyorsun Care' ihtiyarın sözleri kafamda yankılanırken kendimi zorlukla kütüphaneye attım. Ne olduğunu bilmesemde iyi olmadıklarını hissedebiliyordum. Bütün kitapları taramama rağmen bir şey bulamamıştım. Ve bu beni daha da sinirlendiriyordu. Gidip o bunaktan bilgi dilenemezdim. Bende onun zihnine girmeye karar verdim. İstediğim bilgiyi almanın başka yollarıda vardı. Aradığımı bulduğumda destek almak için yanımdaki masaya yaslandım. Bu gerçek olamazdı değil mi? Benim Riddle'ım böyle bir şey yapmazdı. Onu ne kadar tanıyorsun ki Care. Her zaman doğruları söyleyen o küçük sesi duyduğumda ağlamaya başlamıştım. Riddle güce ve ölümsüzlüğe saplantılıydı ve bunu elde etmek içinde her şeyi yapardı. Peki ya bu hortkulluklar. Gerçekten kendisini öldürmüş müydü? Hemde defalarca. Bunun gerçek olup olmadığını nasıl öğrenebilirdim? Ona gidip soramayacağım bir gerçekti. 

Kendimi sakinleştirmeye çalışsamda bunu başaramadım.  Eve cisimlendiğimde Kol ve Elijah'ın baygın bedenleriyle karşılaştım. Burada ne olmuştu? Riddle ve Klaus'u hiçbir yerde göremiyordum. Endişe ve panik bütün bedenimi ele geçirdi. O ikisini en son yalnız bıraktığımda Riddle neredeyse ölüyordu. Ben bunları bile bile aynı hatayı nasıl yapabilmiştim? Daha fazla düşünmeden Riddle'la aramızdaki bağa odaklandım ve yeniden cisimlendim. Kol'la daha önce geldiğimiz bardaydım. Çevreye biraz göz gezdirdiğimde onları gördüm. Karşılıklı oturmuş gülerek içki içiyorlardı. İnanmazlıkla tekrar baktım. Bu ikisi ne ara bu hale gelmişti? Ben ne kadardır ortalarda yoktum? 

Onlara doğru yürümeye başladım. Beni hala farketmemişlerdi. Riddle'ın güzel yüzüne baktım. Klaus'a her ne anlatıyorsa onu çok eğlendiriyor olmalıydı. Şu an için ona bir şey söyleyemezdim. İlk önce bunu benim sindirmem gerekiyordu. Biraz daha yaklaştığımda yaşlarından konuştuklarını duydum. Klaus Riddle'ın görüntüsüne şaşırmıştı. 

"O yılanımsı yüz senin gerçek yüzün" dedi keşfettiği gerçekliğe şaşırarak

"Bir bakıma öyle denebilir" Riddle dalgın bir tonda cevaplarken ne düşündüğünü merak ettim.

"Peki nasıl o hale geldin?" Klaus'un sorusu gün boyunca içimde tuttuğum sorunun büyük bir öfkeyle dışarı çıkmasına sebep oldu

"Bende bunu merak ediyordum" 

"Care" beni görünce çok şaşırdıkları her hallerinden belliydi. 

"Cevap vermeyecek misin Riddle?" soruyu ona bir kez daha tekrarlarken ne olduğunu anlamak istercesine bana bakıyordu

"Sana bunu zaten söylemiştim Care. Ölümden dönerken bazı şeyleri kaybediyorsun" Yanıma gelmek için ayağa kalksa da dengesini kaybedip tekrar oturdu.

"Harry'nin anılarında seni gördüm. Ölmeden önce göründüğün halin o" dedim yalan söyleyerek. Ona bunları Dumbledore'den öğrendiğimi söyleyemezdim. 

"Biri bana da neler olduğunu açıklayacak mı?" Klaus gergin ortamı kırmak istercesine araya girmişti

"Açıklama yapacak tek kişi var Klaus. Ama sanırım bize bir şey anlatmayacak" masaya gidip Klaus'un yanına oturdum ve onun içkisini içtim.

"Care ben neden böyle davrandığını anlamıyorum" Riddle boğuk bir sesle konuşmuştu. Üzgün olduğunu anlayabiliyordum ve onu üzdüğüm için kendime lanet ediyordum. Ama gerçeklere ihtiyacım vardı. Ben ona her şeyimi anlattığım halde o benden sürekli bir şeyler saklıyordu ve ben bununla yaşamak istemiyordum

"Sanırım şu an bunu konuşmak için uygun bir zaman değil" evdeki manzarayı hatırlayınca ekledim "Evi o halde görünce birbirinizi öldürdüğünüzü sandım" dedim yaşadığım korku hissini tekrar hatırlayarak

Aşk büyüsü klaroline- voldemortHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin