Aslında Kumral Severim

On Dokuz

Oy ve yorumlarınızla gaza geldiğim için durup durup yeni bölüm yazıyorum. Bakın iki cümlelik yorumlarınız nelere sebep oluyor, iyi eğlenceler!

---

Voldemort üzerimdeki kara büyüyü kaldırmış olacak ki kendi hayatıma dönüş yaptım. Gözlerimi kırpıştırıp hayatımın geldiği noktaya bakıyorum. Bu ne be! Elliott'un üstünden kalkıyorum.

"Elliott çok üzgünüm," diyorum. Halbuki üzgün değilim yani belki onu kırdım ama o çabucak unutur. Göktuğ benim cümlelerimi nasıl unutacak?

"Seni, üç ay önce yani ondan önce tanımadığım için asla o hayalden vazgeçerek öpemem." dedim. Yalan da değil.

"Sorun yok, sanırım ben fazla sıktım seni. Yani seni sarhoş ettim falan. Seni öptüm, erkek arkadaşınla aranı bozdum. Özür dilerim." dedi koca yürekli Elliott. Valla ben olsam hayatta hatamı kabul etmem, niye edeyim? Özür dilemek herkesin harcı değildir. Ama yine de bence Elliott iyi bir adam. Sarhoşken daha fazlasını yapabilirdi. Ya da ne bileyim.

Elliott ayağa kalktı kollarını açıp bana sıkıca sarıldı. Dostça. Çünkü bir insanın size karşı tutumundan ve hatta dokunuşundan bile niyetini sezebiliyorsunuz. Ben de ona sımsıkı sarıldım ve bu o kadar iyi geldi ki.

"Git konuş onunla, sonra bana haber verirsin belki." dedi. İnanmıyorum ne kadar güzel bir kalp bu. Yavaşça kollarından sıyrıldım.

"Seni arayacağım, ama ondan önce senden bir şey isteme yüzsüzlüğünde bulunabilir miyim?" diye soruyorum, Göktuğ'u görmem gerekiyor ama bekleyemeyecek bir şey var. Havaalanında. Elvan'ı tamamen unutmuşum.

"Bu biraz hızlı oldu, keşke olanları sindirseydim." deyip güldü. Ki çocuk çok haklı.

"Şey pekala, o halde benim gitmem gerek." diyorum ama gözlerim yavru köpek gibi bakıyor. Dudaklarımı sarkıttım. Elliott kaşlarını kaldırıp uzun bir soluk veriyor.

"Ah, hadi ama? Tamam ne istiyorsun?" diyor gülerek.

"Bir arkadaşım gelecekti, hatta gelmiştir bile. Onu havaalanından alır mısın? Fotoğrafını göstersem sana?" diyorum. Elvan beni öldürecek! Uff, geleceğini aynı gün haber veren o. Ben onu öldürürüm, bana emrivaki yapmak ne demek? Kendimi haklı çıkarmak konusunda üstüme yoktur.

"O zaman ben arkadaşını bekletmeyeyim, fotoğraflarını atarsın internetten." dedi ceketine uzandı, gitmeden alnıma küçük bir öpücük de kondurdu ve güzel poposuyla gitti. İşte aradığım yakın arkadaş poposu! Elliott kapıdan çıkarken poposuna bir bakış atmayı da ihmal etmedim elbette. Maşallah David Beckham'ınki gibi poposu var. Belki Elvan bana teşekkür eder. Beklentiyi yüksek tutmak lazım.

Cep telefonumu alıyorum. Arabamın anahtarlarını alıyorum. Evimin anahtarlarını ve cüzdanımı alıp kapıyı kimsenin açamayacağı şekilde kilitledim. Bu ne be gelen geçen evime giriyor. Arabaya bindim ve torpidodan sigaramı çıkardım. Alkolün Allah belasını versin, sigaranın gözünü seveyim! Marlboromdan uzun bir nefes çekiyorum. Şarkı listemden Skillet-Hero'yu bulup insanları rahatsız edecek ama polisi rahatsız etmeyecek kadar açıyorum.

I've got a hero,
Benim bir kahramanım var.
Living in me.
İçimde yaşayan .
I'm gonna fight for what's right,
Ben doğru olan için savaşacağım,
Today I'm speaking my mind.
Bugün aklımdan geçenleri söylüyorum.
And if it kills me tonight,
Ve eğer bu gece beni öldürecekse,
I will be ready to die!
Ölmeye hazır olacağım!

Evet, savaşa gidiyorum evet. Bazen bir şarkının desteğine ihtiyacım oluyor. Şu anda öyle bir an. Ve gerçekten şarkı çok iyi geldi. Skillet bu!