septem

2.6K 382 156
                                    

Ne hissettiğini kesinlikle bilmiyordu. Ölü bir insan olarak yaşamak oldukça fazla şey hissettiriyordu. Nefret, öfke, suçluluk ve kıskançlık.

Birden Michael göğsüne yayılan sıcak bir duygu hissetti. Bunu tanımlayamıyordu. Bu duygu midesini bulandıracak kadar yoğundu. Eğer bunu tek bir kelimeyle ifade edebilecek olsaydı 'karmakarışık' derdi.

Önemsememeye çalıştı. Sadece listesine yeni bir duygu daha eklenmişti, ama problem bu duyguyu sadece Luke'un yanında ya da yakınındayken hissetmesiydi.

Açıkça söylemek gerekirse Luke ilginç birisiydi. Bazen Michael'ın güçsüz ya da insansı hissetmesine neden oluyordu.

Michael kendisinin şeytan ya da hayaletten hangisinin olduğunu bilmiyordu. Bu birine direk söylemek kadar kolay değildi. Bazı insanlar ona hayalet diyordu, diğerleri ise şeytan. Ama ortaya çıkıp kendini şeytan olarak tanıttığında insanların 'şeytan' denen şeyden daha çok korktuğunu öğrenmişti.

Eğer Luke ona soraarsa bir hayalet olduğunu söyleyecekti. Onu korkutmak, ya da ondan nefret etmesini sağlamak istemiyordu.

Luke farklıy-

"Michael orada mısın?"

Sarışın çocuğun odaya girmesiyle düşünceleri yarıda kesildi.

"Hey Luke. Okul nasıldı?"

"Biliyor olmalısın."

"Ne?"

"Oh hadi ama, bilmiyormuş gibi yapma. Serena ve Ashton, Mikey Mikey Challenge'ı denediler ve işe yaradı."

Luke kollarını göğsünde kavuşturarark ona baktı.

"Luke, büyük bir ihtimalle kaleme üflemişlerdir. Gerçekten her aptal çocuk Mikey Mikey Challenge'ı deneyince ortaya çıkacağımı mı düşünüyorsun?" Michael gözlerini ona dikti.

"Oh peki..."

"Neden umursuyorsun ki?"

"Umursamıyorum. Sadece neden Ashton ve Serena'yla konuşmak istediğini merak etmiştim."

"Aman Tanrım, kıskanıyorsun."

"Ne- hayır!"

"Çok kıskançsın."

"Neyden bahsediyorsun? Senden nefret ediyorum."

Bu Michael'ı incitmişti. Nedenini bilmiyordu, ama açıkça Luke ondan iğreniyor gibi görünüyordu. Luke'un hayatını bir cehenneme çevirmişti.

Luke, Michael'a bakmaya devam ederken hayalet aniden oratadan kayboldu ve Luke'u yalnız başına bıraktı.

"Michael?"

Cevap yok.

Fazla üstünde durmadı ve alt kata inip annesinin hazırladığı makarnadan yedi.

Odasına geri çıktığında yatağına uzandı ama birden kendini hiçliğin ortasında gibi hissetmeye başladı, çığlık atmak için nefes alamıyor ve çığlık atsa bild kimsenin onu duyamayacağını biliyordu.  Her şey kapkaranlıktı ve tek parlayan şey o tanıdık zümrüt yeşili gözlerdi. Ama bu sefer kırmızı ve kızgındılar.

Tam Luke öleceğini düşünmeye başlamışken birden kendini tüm ışıklar açık bir halde yatağında uzanmış bir şekilde buldu, duyulabilen tek şey aldığı derin nefeslerdi.

Yanağında gözyaşlarıyla uykuya dalmadan önce kulağına fısıldayan bir ses işitti.

Lütfen benden nefret etme.

mikey mikey challenge //muke {türkçe}Where stories live. Discover now