viginti

2.1K 295 48
                                    

Luke'un başı dönüyordu ve kendini uyanmaya hazır hissetmiyordu, şimdilik odaklandığı tek şey başındaki ağrı değil Michael'dı. Dün gece olanlardan pek fazla bir şey hatırlamıyordu, her şey çok bulanıktı, ama Michael'ın onu başına gelen en travmatik olaydan kurtardığını biliyordu.

Ayağa kalktı ve merdivenlere yöneldi, çıplak ayakları soğuk zemine değdiğinde ürperdi.

Kahvaltı masasına oturdu ve ona doğru gelen ayakkabı seslerini duyduğunda sarışın kafasında binlerce düşünce belirdi.

Kahvaltısını annesinin ona korumacı bir tavırla dolanan kolu ve onun sorduğu sorulara evet ya da hayır anlamında kafa sallamakla geçirdi. Bunlara ayıracak zamanı yoktu ve hemen gidip Michael'ı görmek istiyordu.

"...yani kısacası o çocuk seni muftakta uyuşturucu almış şekilde bulmuş ve seni sakinleştirmek için merdivenlerden yukarı çıkarmaya çalışmış ama aniden elektrikler gidince tökezlemiş ve merdivenlerden düşüp kendi bacağını kırmış. Ama Luke, sana kaç kere yabancılardan içecek alma demiştim? Beni gerçekten de hayal kırıklığına uğrattın ama umarım şu an daha iyi hissediyorsundur. Ayrıca o zavallı. çocuğa acıyorum...bir ara hastaneye gidip ona sana yardım etmeye çalıştığı için teşekkür etmelisin." (Ç/N; galiba Travis midir nedir o çocuktan bahsediyor burada.) Liz kupasına biraz daha çay koydu. Zencefil ve limonun hoş kokusu burnunu doldurdu.

Luke kendini gerçekte neler olduğunu annesine amlatmak için zorlamadı ve 'şimdi uyumak istiyorum' tarzı bir şeyler mırıldanıp onun için koymuş olduğu çayla birlikte yatak odasına gitti.

Yatağına yattı ve gözlerini kapatarak battaniyesine sarıldı. Biraz sonra yanağında bir el hissetti, bu elin kime ait olduğunu tahmin etmesi için gözlerini açmasına gerek yoktu. Neredeyse hıçkırıklara boğulacaktı ama kendini sevgilisinin dokunuşlarına bırakmaya karar verdi.

"Çok korkmuştum Mike... Neler olduğunu tamamen bilmesem de sana çok çok çok teşekkür ederim. Eğer sen orada olmasaydın korkunç bir sonla bitecekti." Michael'ı kendisine çekti ve yüzünü onun boynuna gömdü. Ayrıca onun daha önce gördüklerinden daha transparan halde olduğunu gördü ve endişelenmesine engel olamadı. (Ç/N; acıkıyor olabilir mi acaba?)

"Michael..."

"Biliyorum." Ölü çocuk onun lafını kesti. "Lütfen şu anda bunun hakkında konuşmayalım. Sen böyle incinmiş haldeyken bana yardım edemezsin. Sadece senin iyi olduğundan emin olmak istiyorum."

Luke kafasını sallayarak onayladı ve Michael'ı daha da yakınına çekti.

"Senin neler hislerine benimkilerden daha fazla önem verdiğini anladığını sanmıyorum ve daha önce hayatımdaki hiçkimseye bu kadar duygusal bir yakınlık hissetmemiştim. Kimsenin yana zarar vermesine izin vermeyeceğim."

Luke hafifçe gülümsedi, Michael onun önemli biri gibi hissetmesini sağlıyordu.

Hayalet çocuk başını sevgilisinin göğsüne yaslayarak gözlerini kapadı. "En sevdiğim şey de kalp atışlarını dinlemek."

Bu onu evindeymiş gibi hissettiriyordu.

~
Hey! Mikey Mikey Challenge çevirmeyi özlemişim ^^

mikey mikey challenge //muke {türkçe}Where stories live. Discover now