duodecim

2.5K 326 109
                                    

Michael korkuyordu. Daha önce de bir şeyler yüzünden korkmuştu ama bu daha farklıydı. Garip, ılık bir his midesinde büyüyordu ve o da bunu görmezden gelemiyordu.

Bundan nefret etmişti, bu histen nefret etmişti ve durmasını istiyordu.

İnternette insani duygularla ilgili bir araştırma yapmış ve hissettiği bu garip şey hakkında birkaç şey öğrenebilmişti.

1.Bunu sadece Luke'a karşı hissediyordu.

2.Yoğun ve güçlü bir histi.

3.Aptal konuşma gruplarında okuduğuna göre, bu duyguları hisseden bir çok genç kız da varmış.

Michael bunun aşk denen şey olduğundan %99 emindi.

Ama şu anda aklını kurcalayan nokta aşık olması değil, ölü olmasına rağmen hala tamamen insani bir duyguyu hissedebilmesiydi. Ancak bunu yaşayan bir insana karşı hissetmesi de canını sıkıyordu.

Bu mümkün müydü? Yani birlikte olabilirler miydi? Luke'un onun için aynı duyguları hissedeceğini sanmıyordu ama hissederse aralarında bir şey olabilir miydi? Öyle umuyordu.

Sadece Luke'u 'sevgilisi' olarak çağırmak ve dudaklarını teninde hissetmenin nasıl bir şey olduğunu bilmek istiyordu. Kollarını ona doladığında Luke'un sıcaklığını göğüsünde hissetmek istiyordu.

Sadece bunları istiyordu.

Luke ölü bir sevgilisinin olduğunu ailesine söyleyebilir miydi? Ya da Michael nasıl ondan beslenecekti? Onu kaybetmek istemiyordu. Ama ya Michael'ın dünyadan ayrılması gerekirse? Veya Luke ölüp, onun hakkındaki her şeyi unutursa? İşler bu şekilde yürüyemezdi.

Michael şu anlık tüm endişelerini unutmaya çalıştı ve Luke'u izleyerek onun hakkında hayal kurmaya devam etti.

Bu çok ender olurdu çünkü Michael korkutucu bir sapık gibi görünmek istemezdi. Ama bazı zamanlar, Luke soyunurken ya da duşa girdiğinde onu gizlice izlemeden duramazdı.

Bir kez de Luke'a birkaç saatliğine ortalarda olmayacağını söylemişti ama sadece görünmez hale gelip Luke'a farkettirmeden o gittiğinde neler yaptığını izlemişti.

Uzun bir süre ilgi çekici bir şey yoktu ama normalde matematik ödevini yapması gerekirken mastürbasyon yapmaya başlamıştı.

İşte bu ilgi çekiciydi.

Tamam, onu çıplak düşünme.
Hayır onu çıplak düşünmeyi bırak.
Durdur şunu.
Aman Tanrım.

---

Luke eve döndüğünde, Michael onu sabırsızlıkla yatak odasında bekliyordu.

"Eğlenceli bir şeyler yapabilir miyiz?" Michael inledi.

"Şu anda eğlenceli bir şey yapıyoruz." Luke kaleminin arkasındaki silgiyi ısırdı. Bu küçüklüğünden beri bırakamadığı bir alışkanlıktı.

"Seni kimya çalışırken izlemek eğlenceli değil."

"Kimya çalışmaya çalışıyorum.* Sızlanmaya devam ettiğin için odaklandığım söylenemez." (Ç/N; burası çevirince biraz garip oldu lol)

"Şu parti oyunlarından falan oynayabilir miyiz?" Michael, Luke'un önüne geldi, böylece notlarını okuyamayacaktı.

Luke gülümsedi. "Parti oyunları?"

"Evet mesela plastik bardaklara top atmaya çalışabiliriz ya da şu birbirlerine soru sorup cevaplanan o oyundan da oynayabiliriz." Michael heyecanla ona baktı. Daha önce hiçbir partiye katılmamıştı o yüzden eğlenceli olup olmadıklarını da bilmiyordu.

"İlkini oynamak için daha fazla hişi gerekiyor ama eğer bahsettiğin buysa 'yirmi soru' oynayabiliriz." Luke, onu kafasını sallayarak onaylayan Michael'ı hafifçe kenara itti ve defterine kimyayla bir şeyler yazmaya devam etti.

"Tamam en sevdiğin süper kahraman kim?" Michael, Luke'un yatağına uzanıp yanıtı bekledi.

"Kedi kadın. En sevdiğin renk ne?" Luke defterini kapatıp kenara koydu.

"Mor. En utanç verici anın?"

"Sanırım pantolonumda ve baksırımda koca bir delik olmasına rağmen bunu okulda tüm gün fark etmemiş olmam. Bir hayalet olarak en güzel anın?"

"Seninle tanışmam." Bu kelimeler Luke'un yanaklarını pembeleştirdi ama kapşonunu başına geçirerek Michael'ın bunu fark etmemesini umdu. "Bakir misin?"

"Evet. Başkasının görmediği halde senin gördüğün ilginç bir şey?"

Mastürbasyon yapman. "Diş fırçasıyla mastürbasyon yapan bir hatun. Hiç Calum'ı bir arkadaştan fazlası olarak gördün mü?"

"Hayır. Birlikte izlediğimiz en güzel film?"

"Clueless. İlk öpücüğün kiminleydi?"

"Daha önce kimseyle öpüşmedim." Luke, gözlerini Michael'ın bakışlarından kaçırdı.

"Oh sanırım bunu daha önce de söylemiştin. Ben de eğer biriyle öpüşmüşsem bunun kiminle olduğunu hatırlamıyorum."

Luke kafasını salladı ve Michael'a döndü. "Bence biz öpüşmeliyiz. Böylece ikimiz de memnun oluruz, yani sen ilk öpücüğünü hatırlatsın ben de kendimi utandırmadan ilk öpücüğümü alırım. Yani sonraki için neler yapacağımı da bilirim."

Michael'ın garip duyguları tekrar ortaya çıktı. Aptal bir hayran kurgusu hikayede sıkışmış gibiydi. Olanları tekrar düşünemeden hafifçe onayıp ayağa kalktı ve Luke da Michael'ı takip etti.

"Ben sadece..." Michael yavaşça kollarını Luke'un boynuna doladı, Luke da ellerini Michael'ın beline yerleştirdi.

Michael onu öpecekti, bu gerçekti. Uzun süredir hayalini kurduğu şey sonunda gerçekleşiyordu.

"Tamam şimdi ne-" Luke, Michael'ın dudaklarının onun yanağına değmesiyle sözünü yarıda bıraktı ve sonrasında hayalet, onu odanın ortasında kafası karışık ve utanmış bir halde bırakarak kayboldu.

Belki başka bir zaman.

mikey mikey challenge //muke {türkçe}Where stories live. Discover now