quattordecim

2.2K 328 50
                                    

Michael bunu yapacağını hiç düşünmemişti ama artık başka bir seçeneği yoktu.

O, Luke haricinde tanıdığı tek insandı ve büyük bir ihtimalle ona yardım edebilirdi.

Başka yollar da düşünmeye çalışmıştı, ama aklına daha iyi bir plan gelmiyordu, siyah saçlı çocuk ona yardım edebilecek tek kişiydi.

O yüzden Michael, Calum'ın evine girmiş ve onun futbol antrenmanından dönmesini bekliyordu.

Calum'un odasının duvarlarında asılı Luke ve Calum'ın resimlerine baktı. Onları kıskanmıştı ama bu duygu Luke'un ne kadar mükemmel olduğunu görünce durdu. Kırmızı bir bezbol tişörtü giyiyordu ve saçları karışmıştı. Yüzündeki kocaman gülümseme yüzünden gözleri kısık bir halde kameraya bakıyordu. Onun yanında, Calum da aynı tişörtü giymişti ve yüzünde aynı gülümseme vardı.

Calum'la bu resim hakkında dalga geçmek istiyordu ama şu anda onun yardımına ihtiyacı olduğunu hatırladı.

Arkasında boğazını temizleyen birini duyunca düşüncelerini bir kenara bıraktı.

Tanrı'ya şükür arkasındaki ona kötü kötü bakan Calum'dı. Tabii ki de onun burada olmasını beklemiyordu.

"Ne istiyorsun?"

Michael gözlerini ondan kaçırıp odaya son bir kez göz attıktan sonra cevapladı.

"Bir şey hakkında yardımın gerekiyor."

Calum kaşlarını kaldırdı. "Neden sana yardım edecekmişim?"

"Ölmek istiyor musun?"

"Hayır."

"O zaman yardım et."

Calum derin bir nefes aldı ve yatağa oturdu. "Hangi konuda yardım etmeliyim?"

Aniden Michael'ın aklından binlerce soru geçmeye başladı. Calum'a güvenebilir miydi? Anlatacaklarını Luke'a söyler miydi? Bunu yapmak mantıklı bir fikir miydi? Büyük ihtimalle değildi. Ama kelimeleri, düşüncelerinden ömce harekete geçti.

"Sence Luke benden hoşlanıyor mu?"

"Sana bunu söylemeyeceğim."

"Ama ben uh... Sanırım ben ona karşı birtakım duygular besliyorum." Michael, Calum'ın ona dik dik baktığını biliyordu ama onunla göz teması kurmaktan kaçınıyordu.

"Senin duyguların yok."

"Onun sayesinde, artık var."

Calum cevaplamadan önce birkaç saniye duraksadı.

"Sanırım o da senden hoşlanıyor ama bunu bana açıkça söylemedi."

Michael hızla kafasını kaldırıp Calum'ın söyledikleri yüzünden gülümsedi. "Gerçekten mi?"

"Evet." Calum, Michael'ın tepkisi yüzünden kıkırdadı. Onu daha önce hiç böyle görmemişti, Luke'un yanındayken ona karşı hep sinirliydi. Belki de Luke haklıydı ve ondan korkmasına gerek yoktu.

"Sence onun için bir şeyler yapmalı mıyım? Yemeğe çıkarmak gibi?" Michael'ın yanakları kızarke ve parmaklarıyla oynamaya başladı.

"Sen bir hayaletsin. Onu nasıl yemeğe çıkarıcaksın?"

Bu çok mantıklıydı.

"Belki de ailesi dışarı falan çıktığında onların balkonlarında bir şeyler düzenleyebiliriz. Ve belki sen de bana yardım edersin..?" Michael'ın, Calum'ın yardımına ihtiyacı vardı. Bunu kabul ediyordu.

"Sanırım edebilirim. Aklında bir plan var mı?"

"Şeyy..."

mikey mikey challenge //muke {türkçe}Where stories live. Discover now