vigintiunus

2.2K 299 99
                                    

Partinin üzerinden haftalar geçmişti ve Luke tekrardan iyi hissetmeye başlamıştı. Calum'la yeniden takılıyordu ve en önemlisi de Travis artık onu rahatsız etmiyordu. Büyük ihtimalle onun bir şeytan tarafından korunduğundan falan şüpheleniyordu ama Luke onu umursamıyordu bile.

O iyiye giderken, Michael da gittikçe kötüleşiyordu.

Baş ağrıları artıp güçlenmeye başlamıştı ve karnındaki o his gittikçe azalıyordu ama bunun öyle olmaması gerekiyordu. Luke hayaletinin ne gibi bir sorunu olduğunu anlamak için günlerini harcıyordu ve artik gittikçe endişelenmeye başlamıştı.

Aniden, biyoloji dersinde, olayı çözdü.

Son der zilinin de çalmasıyla birlikte bisikletiyle hızla eve geri döndü ve odasına doğru koştu.

Michael'la iletişim kurmak için kullandığı bir parça kağıdı dolabından çıkardı ve onu sere serip üzerine iki kalem yerleştirdi.

"Mikey Mikey, orada mısın?"

Geliyorum bana bir saniye ver.

Luke omzuna dokunan bir el hissetti ve hızla arkasını dönüp Michael'ın hayalet formuyla arkasında dikildiğini gördü.

"Her şey yolunda mı?"

"Emin değilim." Luke kafasının arkasını kaşıyarak cevapladı. "Galiba senin neden gittikçe güçsüzleştiğini anladım."

Michael, Luka'a biraz daha yaklaştı. "Gerçekten mi? Neymiş peki?"

Luke söylemeden önce hafifçe dudağını dişledi. "Sanırım sen acıkıyorsun." (Ç/N; DEMİŞTİM!)

Michael sarışın çocuğun söylediklerini duyduğunda gözleri hızla açıldı. "Yani sen..."

"Sen uzun bir süredir korkumla beslenmedin. Belki de bugün daha transparan olmanın nedeni budur çünkü gittikçe kayboluyorsun. Bunun olmasını istemiyorum." Luke kafasını sallayarak yatağına oturdu.

Michael iç çekti. "Yani ne yapmam gerekiyor? Seni tekrardan ölümüne korkutacak mıyım?"

"Şey sanırım, yani...bunun o kadar da kötü olduğunu hatırlamıyorum, değil mi?"

"Sanırsam..."

"Belki yarın akşam deneyebiliriz."

Michael kafasını salladı. "Bilmiyorum sevgilim. Seni ağlattığımı hatırlıyorum ve bunu tekrar yapmak istemem."

"Michael beni bırakmanı istemiyorum."

"Luke benden nefret etmeni istemiyorum."

Luke iç çekti ve Michael'a kollarıyla sarıldı. "Senden asla nefret etmeyeceğim."

-

Saat gecenin 2'siydi ve bir oda hariç tüm Hemmings ailesinin odalarının ışığı kapalıydı ve sessizdi.

Luke banyoda oturuyor ve karşısındaki aynadan kendi ince bedenini inceliyordu. Göbeğindeki fazla deriyi kavradı ve yansımasına iyice baktı. Göbeğini tekrardan bırakıp yere çökerken dudakları titremeye başlamıştı bile.

Şimdiden yemek yemeği kesmişti ama yine de istediği zayıf bedene ulaşamıyordu. (Ç/N; galiba Luke'ta anoreksi var...)

Sadece orada durdu ve gözlerindeki yaşlarla uyuya kaldı ancak hayaletinin onu tüm bu süre boyunca izlediğini bilmiyordu.

~
Orijinalinden tam yarım saat sonra güncelledim, bu bir rekor yeey.

mikey mikey challenge //muke {türkçe}Where stories live. Discover now