Serdar

22.4K 920 509
                                    



*Panic At The Disco- I Write Sins Not Tragedies
Küçükken kendime çok güzel ve yetenekli sanırdım.
Yetenekli müthiş " özel" biri olduğuma ve sadece keşfedilmem gerektiğine inanırdım.
Bu yüzden Tansaş'ta Kipa da ya da insan ve güvenlik kamerası olan her yerde dans falan eder yüksek sesle şarkı söyler kendimce gösteri yapardım.
Keşfedilmek için.
Annemler tabi mal bu kız düzelir ilerde diye düşünüp takmazlardı.
Dört yaşındaki bi kıza da kimse gelip "Kızım mal mısın ne dans edip şarkı söylüyon siktin kulağımızı" demezdi.

Tombik ve küçük çocuklara bayılan bi kadın kitlesi vardır. Böyle nerde öyle çocuk görse hemen yanağını mıncırırlar. Genelde ya evde kalmış ya da yirmi beş yaş üstüdürler.
Tabi benimki şişman küççük bi şey bulunca da hep "Ay tatlılığa bak kocaman da ağzı varmış " diye mıncırırlardı.
Ben de kendimi güzel sanardım.
Sonuçta üç dört yaşındaki bi kıza gidip "Şişman öküz hayvan iğrençsin çirkin şey götüm bile senden güzel" demez.
Bu mıncırıkçılar ve müthiş "Canım kızım" havasındaki babam sayesinde kendimi acayip güzel bi kız sanıyordum.
Hem güzel hem yetenekli bi kız.
İlkokul ikiye kadar müthiş özgüvenli müthiş halimle her şeyde öne atıldım.
Bi görev mi verilecek hemen "Öyretmenim ben güzel şarkı söylerim "
"Öyretmenim dans ediyim mi?"
"Öyretmenim herşeyi yaparım ben ya " derdim.
Sonuçta zaten anaokulu gösterileri de yeteneksiz çocuklar yetenekli olduğunu sansın veliler de iki gösteri izleyip gurur duysun diye yapılan bi etkinlik.
Bu yüzden hep böyle şeylere beceremeyip becerdiğini sanan kız olarak başrol takıldım.
Tabi altı yaşında bi kıza kimse "Sen ne kadar beceriksizsin " demez.
Özgüveni yüksek kişiliğimin asıl kırıldığı nokta ise 9,10 yaşlar falandı.
Bi tenefüste klasik erkek kız mücadelesi vardı.
Biz eteğimizi falan açıyorduk onlar da kaçıyordu.
Şimdi açsak resmen saldırırlar.
Her zamanki saçma kavgalar sırasında beni yere itip düşürdüler.
Sonra nerdeyse herkes gülmeye başladı. Sığır bağırdı :
"Deprem oldu arkadaşlar bin kilo düştü yer kırıldı sanırım ahaha"
Bende güldüm herkesle beraber.
Ama içten değil.
İçimden lanet ederek.

##
Burak'la ayrılık gayet güzel gidiyordu Kendimi iyi hissediyordum. Hatta mutlu da sayılabilirdim.
Erkan'la Tuğba ile falan takılıyordum. Sinem ile baya yakın olmuştum.
Dışarı çıkıp geziyor eğleniyordum ve hayat gayet güzeldi.
Güzeldi ama bi o kadar da monoton.
Tabi benim gibi bi mal monotonluğun olduğunu fark ettiği anda hayattan soğumaya başlar.
Bi eksiklik vardı.
Kore dizleri izleyip ordaki çiftleri görmeyi başlamamla da kendimi yalnız hissetmelerim başlamıştı.
Cute couple videoları da üstüne eklenince ben iyice "Çok yalnızım ben ya kedili kadın olcam kesin " triplerine girmeye başladım.
Bizim takımdan biriyle konuşsam "Ergenlik tribi"Ne girdiğimi iddia ediyorlardı bende o yüzden sesimi çıkarmıyordum.
Ama içten içe kendimi yine yalnız vr değersiz hissediyordum.
Beni seven sevmeye değer gören kimse yoksa benim değerli biri olduğumu kim söyleyebilirdi ki?
Bu fikrimin de çok çok yanlış olduğunu öğrenmeme daha bi yılım vardı.

Bir gün her zamanki gibi telefondan Tuğba ile klasik "Sorunlarımı çözsene yav" konuşması yapıyorduk ki :
"Alya bi arkadaşım var az önce telefonumu karıştırırken toplu resmimizi gördü seni gösterip bu güzelmiş adı ne diye sordu. "
Biri.
Beni
Güzel
Beğenmek
Ben?
Oh My God Şenol?!
"Öyle mi kim ne yakın arkadaş mı tekrar anlatsana ne dedi tam?"
"Ya toplu resmimizi gördü senin in güzel kızmış adı ne dedi"
"Ne dedi tam ne dedi?"
"Güzel dedi işte adını sordu söyledim. "
"Güzel mi dedi bana? "
"Evet.
"Cidden miğ?"
"Alya bi daha sorarsan senin ağzına sıçarım. "
"Tamam ya şey adı ne söylesene bakcam "
"Sana mesaj falan atabilir bekliyorum bak ben ondan "
"Adını söyle bakcam kim diye?"
"Serdar Yılmaz."
Hemen kapattım yüzüne gittim açtım facebooku buldum hesabını başladım resimlerine bakmaya.
Beni güzel bulan birinin olması zaten imkansız gibi bi şey. Bi de o güzel bulanın tatlı yakışıklı ya da insan sınıfına girmesi daha da zor.
Ama oldu.
Biri beni beğendi.
Burak dışında biri.
Çocuğa baktım tatlı tipi gideri var.
Tüm resimlerini stalklarken bi baktım çocuktan mesaj.
Meğer ben onu stalklarken o da beni stalklıyormuş.
Ne kadar da uyumluyuz şimdiden.
Evlencez çok tatlı çocuklarımız olcak ben o çocukların yanakları kopana kadar sıkıp sevicem bu ben mutfakta yemek hazırlarken arkadan bana sarılıp öpücek falan.
Çocuklarımıza anlatıcaz hikayeyi Tuğba nikah şahidimiz olucak biz mutlu mesut yaşayacağız.
Aklımdan beş saniyede öyle hayaller kuruyorum ki mesajı açarken çocuğumuza bu anı ilerde nasıl anlatsam diye düşünüyorum.
"Babanız ilk mesajdan sonra bir yalvardı çocuklar tabi ben siklemiyorum böyle bi peşimden koştu bi peşimden koştu köpek oldu peşimde ilk mesajında yalvardı nolur tanışalım nolur benimle ol diye ben seninle ciddi düşünüyorum falan yazdı işte böyle bana aşık olmuş aylarca ismimi aramış en sonunda bulmuş koşmuş peşimden "
Hayaller bu hayatlar bu :
"Naber"
Bi morelim bozuldu o kadar beklentiden sonra dedim olsun ben çocuklarımıza öyle anlatcam yine de.
Kimle evlenirsem çocuklarıma aynı şekilde anlatcam.
Evlenmezsem kedilerime.
Kedim olmazsa yaşlanır yoldan geçenlere anlatırım banane.
Benim peşimden koşulacak arkadaş.
Valla içimde kalır!
"İyi sen"
"İyi ya bi arkadaşımdan gördüm seni de konuşsak sorun olur mu?"
Ne sorunu kocacım.
"Yok sorun olmaz konuşalım "
"Peki o zaman hangi okuldaydın?..."
Ve biz ciddi ciddi muhabbeti burdan başlayıp dört saat aralıksız facede muhabbet ettik.
O bana soru soruyor ben ona soruyorum konu konuyu açıyor ve biz şaka maka baya eğleniyoruz.
Dinlediği müzikten istediği mesleğe abisinden annesine her bokunu anlatıyor ben de ona anlatıp soru sorup tanıma çabasına giriyorum.
Gece saat bire kadar konuştuk.
En sonunda bu "Numaramı vereyim telefona geçelim seninle konuşmak iyi geldi. " dedi.
WhatsApp 'a geçip sabaha kadar bi sürü şey konuştuk.
Ertesi gün çocuğun "Günaydın" ı ile uyanıp "İyi geceler"iyle yattım ve biz durmadan konuştuk.
Durumunu Alya yapıp kalp koydu. Ben de odunluk yapmıyım kocam olcak zaten diye Serdar yazıp kalp koydum.
Biz öyle bi hafta falan durmadan her dakka konuşup durduk.
Can falan gelip Serdar kim diye sormaya başladı.
Manita mı yaptın diye herkes bana yüklendi.
Tuğba ile Serdar hakkında konuşup mutlu olmaya başladım.
Her şey gayet hoş gidiyordu.
Konuşmaya devam ederken rastgele bakıyım dedim bi baktım durumu beş ay öncesinde bi tarih ve başka bi kız ismi yanında kalpler falan.
Profil resmi bi kızla sarılırken.
Önce mal gibi kalıp anlamadım.
Sonra hemen sıçtım tabi ağzına kocam beni nasıl aldatır diye!
"Serdar senin sevgilin mi var?"
"Evet Almira ya aşığım ona seviyorum beşinci ayımız doldu çok mutluyuz " diye bi anlatmaya başladı aşkını kıza.
Lan sen daha geçen benim adımı kalpli durum yapıyordun anında aklına mı geldi sevgilin.
Sevgilim başka bi ismi öyle durum yapsa sıçarım ağzına biter.
Ordan başladı bu çocuk da olan sikko bi şeylerin kokusu.
"Ya sevgilin kızmıyor mu benle konuşmana yakın olmana filan?"
"Hayır ya kasmaz o"
Bi kız bi erkeğin bu derece bi kızla yakın olmasına laf etmiyosa bi anormallik vardır.
İlla bi "Napıyo bu yq?!" durumu olur yani.
Kızın sülalesi çift kişilik yatak mübarek.
"Peki " dedim konuşurken daha soğuk davranmaya başladım sevgilisi var ayıp olur diye.
Ama bu Serdar bana canım falan demeye başladı.
Kıza haber verip sevgilin yavşıyo demeyi düşünüyorum bi yandan da o durumları görmüştür kesin takmadıysa o da Serdar'ı umursamıyodur diye vazgeçiyorum.
Serdar bana ne zaman canım aşkım falan dese de hemen "Almira nasıl? " diye konuyu falan değiştiriyorum.
Bu böyle gitti bi kaç gün biz hala her dakika konuşuyoruz.
Serdar bi anda "Almira ile çok kötüyüz" diyr başlayıp ben noldu diye sormadan konuşmalarını atmaya başladı.
Kızı ne kadar sevdiğini falan anlatıyor. Kız mesajlar da bitti sevmiyorum demiş "Ben ona aşığım bitmesin bu dertliyim " diye bana yakınıyor.
Salak insan sen her kıza bana davrandığın kadar yakın davranıp aşkım falan derken Almira diye nr ara ölmeye başladın Burak kılıklı şey!?
"Ya düzelirsiniz"
"Bilmiyorum ben onsuz yapamam çok seviyorum "
"Ya konuş onla söyle ona "
"Olmuyo"
Eğer gelecekteki çocuklarım bunu okuyorsanız babanızın neden bu olmadığını anlamışsınızdır.
Babanıza diyin yakışıklı olsun peşimden koşsun.
Çocukla olan tüm ümidimi kestim tabi eskisi kadar konuşmamaya aramıza mesafe girmeye başladı.
Bana durmadan mesaj atıp durdu ama Almira olduğu için ben pek yakın davranmak istemedim.
Biz artık konuşmadık.
Ben yine yalnız ve umutsuz ruh halime dönüp mutluluğu bulacağım "vahayı" aramaya başladım.
Burak aklımda yoktu.

Sadece beni kimse niye sevmiyor diyip duruyordum.
Yeterince özel iyi ya da güzel olmadığım için mi?
Serdar bana artık mesaj atmamaya başladığına göre o da benle konuşmak istemiyordu artık
Onunla konuşmayı özlemiştim.
Telefonuma bakıp mesaj atar mı diye bakıyordum ama atmıyordu.
Tam umutsuzluk içinde yüzerken birden telefonum çaldı.
Yine annemdir diye isteksiz bi gittim arayan Serdar.
Çığlık ata ata sevine sevine açtım telefonu.
Açmaz olaydım.
Pişman olmak bile az kalır.
Şu an çocuktan gıdım hoşlanmamamın sebebi olan şeyi söyledi bana.
Hem de telefonu açar açmaz.
"Alya otuz bir çekiyordum da kalkmıyor bi ah oh desene yardım etsene.
Oh My God Şenol bile az kalır
Oh My God Double Şenol

Şişmanım , çirkinim eee ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin